Nükleer sığınaklarımızda bunları yiyor olacağız.
Kaptan Scott’un meyveli kekinin 106 yıl sonra bulunması ve kekin ‘yenilebilir gibi kokması’, akıllara şu soruyu getiriyor: Benzer dayanma gücüne sahip başka gıdalar da var mı?
Cevap, evet; birkaç tane var.
1. Bal
2015 yılında arkeologlar, Mısır’daki lahitleri çıkarırken 3.000 yıllık bal bulduklarını ve balın mükkemmel durumda olduğunu söylediler. Bu dayanıklılık, balın eşsiz özelliklerinden kaynaklanıyor: Balda düşük miktarda su ve yüksek miktarda şeker var, bu yüzden balın üstünde bakteri yetişmiyor.
Balda ayrıca ufak miktarlarda hidrojen peroksit bulunuyor ve bu madde mikropların büyümesini önlüyor. Arıların bunu, kovandaki genç arılar için üretmesinin sebebi de kısmen bu; hem besin, hem de koruma sağlıyor.
Balı işlemden geçirmenin de faydası var çünkü baldaki şekerler nemi çeken türden olduğu ve atmosferdeki suyu çekmeye eğilim gösterdiği için, bu durum ideal değil. Ancak işleme ve paketleme esnasında, ısı işlemi ilk önce suyu ortadan kaldırıyor ve daha sonra hava geçirmez kapaklar suyu dışarıda tutuyor; bu durum, balı daha uzun süre korumaya yardımcı oluyor.
Fakat bal açıldığı zaman şekerler yeniden suyu içeri çektikçe, bal bulutumsu hale gelip kristalleşebiliyor. Fiziksel olan bu değişim, balın ısıtılmasıyla geri çevrilebilir.
2. Kuru bakliyatlar
Uzun bir raf ömrünün anahtarı, balda olduğu gibi işlemden geçirme ve depolamadır. Bakliyatları kurutmak, bakliyatların şeker yoğunluğunu artırır ve içerdikleri suyu azaltır. Bu durum, bakterilerin ve küflerin onların üzerinde yetişmesini zorlaştırır.
Ayrıca, hasattan sonra ürünün doğal şekilde bozulmasına sebep olacak her türlü enzim, geçici bir süre için ölü hale gelir. Eğer kap hava geçirmezse, ürünler yıllar boyunca dayanacak ve hâlâ mükemmel bir protein kaynağı olacaklardır. Fakat suyun içeri girmesine izin verirseniz, sadece bir kaç ay dayanacaklardır.
3. Soya sosu
Soya sosunun en az üç yıl dayanma potansiyeli var. İçerdiği tuz ile mayalanmanın birleşmesiyle birlikte, eğer açılmazsa, çok uzun bir raf ömrünün olması gerekiyor.
Dayanma miktarı, soya sosunun tipine ve açıldıktan sonra saklandığı sıcaklığa bağlı. Eğer ekşirse, muhtemelen kapağının etrafında yetişen küf yüzünden ekşir.
4. Sirke
Bazı insanlar, sirkenin aslında çoktan bozulmuş olan şarap veya elma suyu olduğunu iddia edebilir. Fakat sirkenin asitli doğası, geleneksel şekilde Asetobakter bakterisi ile mayalandığı için meydana geliyor; bu yüzden bakterilerin sirkede yetişmesi çok zor oluyor ve sirke, çok uzun bir süre dayanabiliyor.
Beyaz sirke neredeyse süresiz olarak aynı kalırken, diğer sirkeler renk değiştirebilir veya bir tortu oluşturabilirler. Aslında bu durum ürünün güvenliğini değil, sadece görünüşünü ve belki de tadını etkiler.
5. Beyaz pirinç
Beyaz pirinç, konserve kutularında 30 yıl saklandıktan sonra yenilmiş ve yarı haşlanmış pirinç, daha sonra bir tat heyeti testinden geçmişti. Pirinç bakımından önemli olan şey, atmosfer ve sıcaklık gibi görünüyor.
Yapılan çalışmalarda, düşük bir sıcaklığın (yaklaşık 3℃) ve oksijen yoksunluğunun, pirincin uzun ömürlü olması için önemli göründüğü bildirilmişti.
Fakat sıklıkla daha sağlıklı olduğu düşünülen kahverengi pirinç, daha kısa bir raf ömrüne sahip. Lifli kepeği, doymamış yağlar içeriyor ve bunlar bozulabiliyor. Bu yüzden eğer kahverengi pirinciniz yağlıysa ve eski bir boya gibi kokuyorsa, en iyisi onu atın.
6. Koyu çikolata
Çikolatanın bozulup bozulmadığı hakkında bazı tartışmalar var. Çikolataya süt eklenmesi, onun raf ömrünü azaltabilir. Ancak koyu çikolata, her zaman öyle gibi görünmese de, daha iyi dayanıyor.
Bunun sebebi, eğer çikolata sabit bir sıcaklıkta depolanmazsa, yağın üste çıkabilmesi ve biraz küfe benzeyen bir görüntü bırakabilmesi olabilir.
Ancak sabit bir sıcaklıkta depolanırsa, çikolata iki veya daha fazla yıl dayanabilir ve bazı insanların sağlık açısından faydalarla ilişkilendirdiği bileşenlerin yoğunluğu, bu süre boyunca devam eder. Fakat çoğu insan için çikolata, yenmeden bu kadar uzun süre dayanmaya eğilimli değil.
7 & 8. Şeker ve tuz
Uzun süre dayanan pek çok gıda, yüksek oranda şeker ve tuz barındırır. Basit bir ifadeyle, bunlar suyu dışarı çıkarır ve bu sebeple bakteriler orada yetişmeyi denerse, büzüşürler. Bu yüzden jambon yapmak için tuz, reçel yapmak için şeker ve gravlaks yapmak için de ikisini birden kullanırız.
Eğer tuz ve şeker, bağımsız gıdalar olarak, hava geçirmez kaplarda nemden uzakta saklanırsa sonsuza kadar dayanacaklardır. Fakat tuza eklenen iyot gibi katkı maddeleri, tuzun raf ömrünü yaklaşık beş yıla kadar indirebilir.
Elbette çoğu gıda çok uzun dayanmaz. Bunun sebebi, besin ve su gibi, mikropların sevdiği şeyler içermeleri ve tuz ile asit gibi, sevmedikleri şeyleri fazla içermemeleridir.
Son kullanma tarihlerinin genelde gıda güvenliği sebepleriyle ve tavsiye edilen tüketim tarihlerinin de daha çok ürünün kalitesiyle ilgili olduğunu unutmayın. Tavsiye edilen tüketim tarihi, bazı ürünlerin raf ömrüyle pek ilişkili olmayabilir, o ürünlerin sadece görünümü ve tadıyla ilişkili olabilir.
Yazarlar: Duane Mellor/Coventry Üniversitesi – Kıdemli Okutman; Daniel Amund/Coventry Üniversitesi – Yardımcı Okutman ve Isabella Nyambayo/Coventry Üniversitesi – Kıdemli İnsan Beslenmesi Okutmanı. Çeviren: Ozan Zaloğlu.