30’lu Yaşlardaki Kadınlar İlk Defa 20’li Kadınlardan Daha Fazla Bebek Sahibi Oluyor

1

Türümüz değişiyor.

İnsanlık tarihinde ilk defa 30’lu yaşlarında olan ABD’li kadınların, 20’li yaşlarda olan kadınlardan daha fazla bebeği var. İlk defa anne olanların ise yaş ortalaması 28; bu miktar, 2014’ten beri gerçekleşen devasa ve iki yaşlık bir sıçrama.

Bu durum, türümüzün sosyal gidişatlara ve baskılara cevap olarak nasıl değişebildiğinin hatırlatıcısı olmanın yanında, geç hamileliklerin daha tehlikeli olduğunu belirten geleneksel görüşü de yalanlıyor; ABD’de yaşlı annelerin artmasına rağmen, bebek ölümleri sabit kaldı.

ABD Hastalık Denetim ve Önleme Merkezi’nin (CDC) yayınladığı yeni rakamlar, geçen sene ABD genelinde kayda geçen doğum ve ölüm belgeleri üzerinde yapılan bir ön incelemeye dayanıyor.

Fakat bu analiz yayınlanmadan önce bile ham veriden pek çok şey toplayabiliyorduk; bu veriler 30 ila 34 yaş arasındaki kadınların doğurma oranlarının 1.000 kişi başına 102.6 olduğunu ve 25 ila 29 yaş arasındaki kadınlar için bu oranın 1.000 kişi başına 101.9 olduğunu belirtiyor.

Bu sayılar kulağa pek fark varmış gibi gelmeyebilir, fakat sadece 12 ay önce, 30 ila 34 yaşları arasındaki kadınlar için doğurma oranı 1.000 kişi başına 101.5 iken, 25 ila 29 yaşları arasındaki kadınlar için 1.000 kişi başına 104.3 idi.

Şimdi 30’lu yaşlardakiler 20’li yaşlardakilere yetişip onları geçti. Amerikalı anneler, 20’li yaşların sonlarındaki kadınların en yüksek doğurma oranlarına sahip olduğu 30 yıllık bir akımı bozdu.

Daha yaşlı olan annelerin doğurma oranlarını artırmaya yardım etmiş olması muhtemel bir diğer gidişat da, ergen hamileliklerinin daha az yaygın hale geliyor olması. 2000 ile 2014 yılları arasında ergenlerde ilk defa doğum yapanların oranı neredeyse yarı yarıya düştü.

Katelyn Harrop’ın Attn için bildirdiği üzere: “2016 yılında, Birleşik Devletler’de her 100.000 ergen kız için 25’ten az doğum vardı. Bu durum, her 100.000 ergen kız için yüzde 93 hamileliğin olduğu 1990’ların sonundan beri ciddi bir düşüş.”

İşte ön rapordan bazı bilgiler:

  • 34 yaşından büyük olan kadınların doğurma oranları da arttı; 2015 yılında her 1.000 kadına 51.8 doğum düşerken, 2016’da bu oran 52.6 oldu.
  • İlk defa anne olanların ortalama yaşı şimdi aşağı yukarı 28; 2014 kadar yakın bir zamanda bu ortalama 26.3 idi.
  • Ergenlerin doğum oranları 2016 yılında düşüş göstermeye devam etti.
  • Bebek ölümü oranları hemen hemen aynı kaldı.

Bu rakamlar sadece Amerikalı kadınlar için geçerli olsa da, hayatın sonraki dönemlerinde bebek sahibi olma ‘tabu’sundan giderek uzaklaşan bir akımı yansıtıyorlar.

30 yaşın üzerindeki çocuksuz kadınlar, geciken hamileliğin tehlikelerini çok iyi bileceklerdir, fakat araştırmalar, hayatta daha iyi durumda olduğunuz zaman çocuk sahibi olmanın sahip olduğu faydaların, daha büyük bir yaşta hamile olmanın getirebileceği biyolojik komplikasyonlara baskın gelebileceğini göstermeye başlıyor.

Geçen sene İsveç’te 1.5 milyon erkek ve kadın üzerinde yapılan bir çalışmada bulunduğuna göre, anneler çocuk sahibi olmayı daha büyük bir yaşa kadar (40’larına kadar bile) ertelemeye karar verdiklerinde, daha uzun, fiziksel olarak daha formda, lisede daha iyi notlar alan ve üniversiteye gitmesi daha muhtemel olan çocuklara sahip olmaları daha muhtemel oluyor.

Bunun sebeplerine bakacak olursak, hayatın sonraki dönemlerinde bebek sahibi olmanın fiziksel tehlikeleri hâlâ geçerli olsa da, 30’lu yaşlarında olan kadınların ekonomik olarak istikrarlı durumda olmaları daha muhtemel oluyor, bu yüzden 20’li yaşlardaki kadınlara göre, kendi çocuklarına daha iyi sağlık ve eğitim seçenekleri sunabiliyorlar.

Almanya’daki Max Planck Enstitüsü’nden baş araştırmacı Mikko Myrskyla o zamanlar şöyle söylemişti: “Daha ileri bir tarihte doğmak ile ilişkili olan kazançlar, yaşı büyük bir anneye doğmaktan kaynaklanan bireysel tehlike etmenlerinden daha baskın çıkıyor.”

“İleri anne yaşı üzerinde farklı bir bakış açısı geliştirmemiz gerek. Hamile anneler genelde geç hamilelik ile ilişkili tehlikelerin gayet farkındalar, fakat olumlu etkilerden bu kadar haberdar değiller.”

Gerçekten ilginç olan bir diğer konu da, aynı anneye doğan çocuklar için işlerin ne kadar hızlı değişebildiği: yapılan çalışmada, annesi 40’lı yaşlarda olduğu zaman doğan bir çocuk, annesi 20’li yaşlarda, yani en doğurganlık açısından en verimli olduğu zaman doğan çocuktan daha iyi eğitim görmüş oluyor.

“Bu 20 yıl devasa bir farklılık oluşturuyor,” diyor Myrskyla. “Örneğin 1990’da doğan bir çocuğun yüksekokula veya üniversiteye gitme olasılığı, 20 yıl daha önce doğan birisinden çok daha yüksek.”

Gen düzenleme teknolojisinin, çocuklarımız doğmadan önce bile genetik hastalıkları belirleyip önleme şeklimizde devrim yapmaya koyulmasıyla birlikte, günümüzden yirmi yıl sonra doğan bebekler için işlerin ne kadar farklı olacağını düşünün.

Bu yüzden ne zaman bebek sahibi olduğunuzdan bağımsız olarak olumlu ve olumsuz taraflar olsa da, görünüşe göre (en azından Birleşik Devletler’de) kadınlar hamileliği daha önce olmadığı kadar erteliyor.

Ayrıca eğer bu durum, gelecek nesil için dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye odaklanabileceğimiz anlamına geliyorsa, bu türümüz için epey harika bir sonuç olur.

CDC verileri burada yayınlandı.

 

 

 

 

ScienceAlert

1 Yorum

  1. Yaşam kalitesi ve yaş uzadıkça normal. -“annesi 40’lı yaşlarda olduğu zaman doğan bir çocuk, annesi 20’li yaşlarda, yani en doğurganlık açısından en verimli olduğu zaman doğan çocuktan daha iyi eğitim görmüş oluyor.”- Genetik miras! İnsanlar yaşadıkları sürece artan tecrübe ve bilgi bebeğe de geçmiş oluyor demek ki!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz