Ödüllü yazar David Quammen yıllardır Yellowstone bölgesinde yaşıyor. Gezegen değiştikçe, böceklerin iç göçü ve megafaunanın dış göçü gibi en büyük tehditleri ile öyle ki Yellowstone Parkı’da değişiyor. Nexus Medya Sorular ve Cevaplar’da, Quammen değişen iklim süreci altında parkın durumunu tartışıyor. Aşağıdaki alıntı Quammen’in Yellowstone ekosistemi üzerinde kurtların etkisini (yok oluşları ve geri dönüşleri) konu alan Yellowstone: A Journey Through America’s Wild Heart adlı yeni National Geographic kitabından yapılmıştır.
Uzaylılar tarafından kaçırılmış gibi..
Bazı problemlerin üstesinden gelinebilir. Bazı yanlışlar düzeltilebilir. Yellowstone Ulusal Parkı’ndan kurtların izole edilmesi ve kurtların bu bölgedeki ekolojik konumları bu kategoriye girmektedir. Birleşik Devletler’in tarihinde nadir olan böyle bir cesurca koruma girişimi gürültülü ve çelişkili bir başarıya neden oldu. 60 yıldır süregelen kurt popülasyonunun yokluğu sonrasında Yellowstone’da tekrar kolonize edilen kurtlar 1995 yılında batı Kanada’da uyuşturucu ilaçlar kullanılarak yakalandı ve büyük ahşap nakliye kasalarında önce güneye sonra da kamyonlar ile Lamar Vadisi’ne aktarıldılar. Bu seyahatin hırpalayıcı olduğu kesindi. Kurtlar 10 hafta boyunca yüksek parmaklıkların arkasındaki yaklaşık bir dönüm alanı kaplayan iklim odalarında yaşadılar. Biri Rose Creek, diğeri Crystal Creek ve üçüncüsü de Soda Butte’nin oldukça yukarısında, birbirleri arasında belirgin mesafe bırakılmış, küçük kanalların üzerindeki ve Lamar Yolu’ndan uzaktaki iklim odalarında transfer edilmiş toplam 14 kurt barınmaktaydı. Kurtlar kasalardan ilk başta güçlükle dışarıya çıkmaya cesaret edebildiler. Kurtlar sanki uzaylılar tarafından kaçırılmışlardı ve tüm bu olanlardan sonra kimse bundan sonra ne olacağını bilmiyordu. Kanada’dan getirilen ve birbirlerine oldukça benzeyen arkadaş hayvanlar seyahatin oluşturabileceği travmayı azaltabilmek için kurtların bulunduğu kasalara konuldular. Kurtlar yolda ölen geyik, Kanada geyiği, park biyologları tarafından katırlarla çekilen kızaklarla getirilen mus ve bizon ile beslendiler. 10 haftalık iklimsel adaptasyonun sonunda parmaklıklar açıldı ve kurtlar, başlangıçta geçici olarak, serbestçe dolaştılar.
Bütün kurtlar yeni konumlarının getirdiği tehlikeler karşısında hayatta kalamadılar (on numara olarak bilinen bir alfa erkeği Montana’ya ilerledi ve illegal yoldan vurularak öldürüldü) ancak çoğunluk bunu başardı. Kurtlar ister kaçırılsınlar ya da kaçırılmasınlar, yapılabilecek en iyi iş çıkartıldı. 1996’da, yani ikinci yıl, 17 kurt daha geldi ve parkın diğer bölgelerinde iki yeni iklim odası açıldı. O yılın baharında yeni getirilen hayvanlar da serbest dolaşıma başladılar ve böylece kurtların ortama yeniden uyum süreci temel olarak tamamlandı. Yellowstone Gri Golf Restorasyon Projesi’nin şefi deneyimli bir karnivor biyoloğu olan ve Kuzey Karolina’daki kırmızı kurt popülasyonunun kurtarılması sürecinde görev alan Michael K. Phillips’ti. Bir saha biyoloğu olan Doug Smith (önceden Phillips’i, şu an Yellowstone Kurt Projesi olarak bilinen projenin lideri olarak takip eden) daha sonra Phillips’in liderliği altında aynı projede çalışmaya başladı. Dengesi iyi ayarlanmış kamusal bilincin önemine inanan Phillips, az sayıda gazeteciyi iklimsel adaptasyon sürecini takip etmeleri ve kısa bir süre için göz atmaları yönünde cesaretlendirdi. “Ben şanslılar arasındaydım, ve ilk toplu salımların gerçekleşmesinden önceki bir 1995 Mart sabahında, Phillips, katırları, ve onun kızağa yüklenmiş geyik leşleri ile yanyana ve karda çukurlar açarak Rose Creek tarafındaki iklim odasına doğru yokuş yukarı yürüdüm. Etin kaldırılmasına ve muhafazanın içine doğru sürüklenmesine yardımcı olduğumu ve daha sonra Phillips tarafından tıpkı bir köpek barınağı gibi terkedilmiş taşıma kafeslerinden birinin içine bakmak için davet edildiğimi hatırlıyorum. İçine kapanmış bir dişi kurt endişeli bir köpek yavrusu gibi geriye bakıyordu.
Hemen hemen 20 yıl sonra, bu noktadan pek de fazla uzak olmayan bir yerde, vadideki geyik leşinin başında duran büyük bozkurta uzaktan bakarken, yün şapkaları, eldivenleri ve tripodları üzerindeki teleskoplarıyla kendilerini kurt gözlemcisi olarak adamış cesur ruha sahip küçük bir grup insan ile bir araya geldim. Hemen yakında kuzgunlar da bize katıldı. Bu anım güneşin doğuşundan hemen sonra, Mayıs’ın başında ve soğuk bir günde yaşandı. Bu insanlar güne neşeli bir şekilde tutunmaya çalışıyorlardı.
Böyle sevimli fanatik kurt gözlemcileri gibi eşsiz bir kültür 1995 yılında ortaya çıktı ve Lamar Vadisi bu insanların merkezi konumundadır. Bu insanlardan bazılarını yılın herhangi bir gününde Lamar yolu boyunca yol ayrımları üzerinde toplanmış şekilde bulabilirsiniz. Onlar benim gibi yeni başlayan, örneğin sadece basit bir dürbün ile gelen, insanlara karşı bilgi birikimlerini ve bakış açıları doğrultusundaki görüşlerini cömertçe sunarlar. Onlardan birisi bana geyik leşi üzerinde duran gri yetişkin kurtun şu an Lamar Kanyon Sürüsü olarak adlandırılan bölgedeki alfa erkeği olduğunu açıkladı. Dişisi ise yamacın üzerindeki ağaçların arasında kalan mağarasında yavruları ile beraber. Kısa süre sonra Lamar kurtlarının baş gözlemcisi ve yorulmaz tarihçisi Rick McIntyre ile onun park servisinde bir araya geldik. Tatlı dilli, şapkasından dışarı fırlayan kum rengi kızıl saçları olan ve hayatını arazide geçirmesine rağmen açık renkli bir tene sahip McIntyre, son yirmi yılın büyük bölümünü bu hayvanların davranışlarını izleyerek ve kayıt altına alarak geçirdi. Bu davranışların arasında çiftleşme, kavga, avlanma ve ebeveynlik, sürüler arasındaki çatışmalar, bağlılık kültürünün aktarılması, boz ayı, dağ aslanları ve leş hırsızları ile rekabetleri, oynadıkları oyunlar, yavruların büyümesi ve olgunlaşması, yetişkinlerin yaşlanması ve artık ayakta kalmakta güçlük çekenlerin acı ancak kaçınılmaz yok oluşları vardı.
McIntyre,1994’e dönecek olursak, açıklayıcı programlar yapan, Old Faithful and Mammoth gibi hareketli alanlara kurt postu taşıyan ve kurtlar hakkında sohbet eden bir doğa bekçisiydi. Ve sonra kurtlar geldi. Hemen hemen yirmi yıldan bu yana, görevinin büyük bir bölümü hala gözlem ve yorum olsa da, Yellowstone Kurt Projesi’nde Doug Smith için çalışıyor. O Yellowstone’a kurtları görmeye gelen ziyaretçilere rehberlik yapan ve bilgi sunan bir kurt elçisi.. O, sanki bu büyük köpekgiller dizisinin senaryosunu kendisi yazmışçasına, hayvanları tek tek, sürü sürü, soylarına ve eğilimlerine göre tanıyor. Anlattığına göre, Soda Butte’deki mağarada yaşayan dişi kurt, Rose Creek iklim odasında eşleştirilen Kanada çiftinin soyundan gelen 5. jenerasyon. McIntyre’nin bu sözünden sonra 20 yıl önce Mike Phillips ile birlikteyken bu dişi kurtun büyük-büyük-büyük annesinin gözlerine baktığımı anladım.
McIntyre’nin dediğine göre hiç kimse kurtların buraya kolayca yerleşebileceğini ve Lamar Vadisi’nde onları izlemenin çok kolay olacağını öngöremedi. Ancak geriye dönüp bakıldığında bu durum açıklanabilir. Habitat yolun her iki tarafında da mükemmel, av oldukça bol, görüş alanı uzun ve hayvanlar – avcılar tarafından rahatsız edilmedikleri sürece – araba sesinden ya da tripodlu ve teleskoplu insanlardan ürkmüyorlar. Dünyanın her tarafından insanlar yol kenarında kendilerinden geçmiş şekilde durup kurtları yabani hayatta görme fırsatını değerlendirirken, kurtlar da koklama ve iz sürme, öldürme ve yeme, çiftleşme ve yavruları yetiştirme ve bazen de uluma gibi temel görevlerini gerçekleştiriyorlar. Montana Üniversitesi’nden ekonomist John W. Duffield ve iki meslektaşının yürüttüğü 2006 tarihli bir araştırmaya göre o tarihte Yellowstone’da yapılan kurt-odaklı turizmin ziyaretçileri Wyoming, Montana ve Idaho’nun ekonomisine yaklaşık 35.5 milyon dolar katkı sağladı. O tarihten sonra parkın ziyaretçi sayısı büyük oranda artış gösterdi ve canlı kurtların nakdi değeri de muhtemelen aynı şekilde arttı.
Kurtlar bu sırada merkez Idaho’da, Yellowstone’un yaklaşık 200 mil batısında, bir yaban hayatı bölgesine yeniden bırakıldılar. Kolonize edildikleri her iki alandan da yayıldılar, çoğaldılar ve daha uzaklara ilerlediler. Yirmi yıl içerisinde kurt habitatının yayılım alanı, 280 sürüyü oluşturan en azından 1600 kurt, üç eyalet alanı büyüklüğüne ulaştı. Bazen çiftlik hayvanları ve yabani toynaklı hayvanlar üzerinde avlandılar, kendilerini sorunların içerisine attılar, Birleşik Devletler Balık ve Yabanhayatı Servisi’nin kontrol önlemleri (kurtların öldürülmesi) almasına ve yaşamını çiftlikte sürdüren toplumlar arasında kurtlara karşı on yıllar süren, ve tıpkı bir kan davasının acı hatırası gibi derin, şiddetli bir nefretin yeniden uyanmasına neden oldular.
Ekonomi ve psikolojinin bile çözemediği birtakım nedenlerden dolayı bazı insanlar kurtlardan boz ayıların ya da dağ aslanlarının bile etmediği kadar nefret ediyorlar. Buna rağmen, kurtlar tutkulu savunucuları (Lamar’daki bekçileri gibi) ve tutkulu düşmanlarının da varlığında geri geldiler ve çoğalıyorlar. Onları Tehlike Altındaki Türler Eylemi kapsamındaki listeden çıkarmak için davalar, mahkeme kararları ve öneriler havada uçuşuyor. Ve sonra, 2011’de, Montana ve Idaho’daki kurtlar listeden çıkarıldılar (Wyoming meselesi ihtilaflı olarak kaldı) ve bu iki eyalet avcılık ve tuzaklamaya izin vermeye başladılar.
Erman İstifli
titonaboa adında bir dev bir yılan var galiba burada yaşamış wikipediadan araştırabilirsin ama emin olamadım araştırmam için lazım
Harika, teşekkür ederim, ben de araştıracağım.