Pilotsuz olarak bir seferde aylarca seyir yapabilen ve güneş enerjisiyle çalışan bir uçak şu anda geliştirilme aşamasında ve yakında göklere çıkabilir. Bu insansız hava aracı, ticari ve askeri uygulamalar için ultra kalıcı dronlar geliştiren bir ABD-İspanyol havacılık şirketi olan Skydweller Aero Inc. tarafından geliştiriliyor.
Skydweller uçağı, 2 kilovat güç sağlayabilen 270 metrekare fotovoltaik hücre ile donatılmış 72 metre kanat açıklığına sahip. Esnek yükü sayesinde telekomünikasyon, jeo-uzamsal izleme, veri toplama, hava tahmini, acil durum operasyonları ve gözetim dahil olmak üzere pek çok alanda kullanılabilme potansiyeline sahip.
Dayanıklı drone şu anda insan pilotlarla yapılan ön uçuş testlerini gerçekleştiriyor. Şirketin basın açıklamasına göre, Nisan 2021’de gerçekleştirilen mürettebatlı bir test uçuşu, güneş enerjili bir uçak tarafından ulaşılan ve sürdürülen en yüksek irtifa için potansiyel olarak dünya rekorunu kırdı ve yaklaşık 4.875 metrede seyir yaptı.
Firmanın son hedefi, tarihteki en uzun sürekli güneş enerjili uçuş programı olan 90 güne kadar mürettebatsız uçabilen güneş enerjili bir uçak geliştirmek. Flight Global, şirketin 2021’in sonu ile 2022’nin ortaları arasında bir noktada uçağın güneş enerjili, uzun süreli uçuşunu göstermeyi umduğunu söylüyor. Medya kuruluşu ayrıca şirketin ABD Donanması’ndan uçağın yeteneklerini göstermek için 5 milyon dolarlık bir sözleşme aldığını açıklamış durumda. Bir Skydweller Aero sözcüsü, yaptığı açıklamada “Bu araştırma ve geliştirme sözleşmesi, Skydweller’a ulusal güvenlik çabaları için teknolojiyi ilerletirken sıfır karbon çözümünü daha da geliştirme fırsatı sağlayacak” dedi.
Skydweller daha önce merkezi Roma’da bulunan milyar dolarlık İtalyan havacılık şirketi Leonardo’dan da yatırım almıştı.
Skydweller uçağı, André Borschberg ve Bertrand Piccard adlı iki pilotun 2015 ve 2016 yılları arasında dünyayı dolaştığı güneş enerjili uçak Solar Impulse’ın yenilenmiş bir versiyonu olarak kabul edilebilir. 16 ay süren 17 ayaklı yolculuğu sırasında uçak, Abu Dabi’den sonra Asya boyunca ilerleyip, Pasifik üzerinden Hawaii’ye geçtikten sonra anakara ABD’ye geçmiş, İspanya ve Mısır’da durduktan sonra en sonunda Abu Dabi’ye geri dönmüştü. Bu toplam uçuşun en uzun ayağı, Japonya’dan Hawaii’ye 117 saat 52 dakika süren 7.212 kilometrelik yolculuktu.
Bu uçuşun tamamlanmasından üç yıl sonra Solar Impulse ve Skydweller, çığır açan bu uçağın gelecekte kullanımı için bir anlaşma imzaladı. Tüm hesaplara göre, yeni Skydweller aracı, bu uzun süreli mürettebatsız uçuş rüyasını mümkün kılacak yeni teknoloji ve yazılımla donatılmış bir Solar Impulse uçağı gibi görünüyor.
Solar Impulse’ın Başlatıcısı ve Başkanı Bertrand Piccard, 2019’da yaptığı açıklamada, “Solar Impulse, bu tasarlanan ikinci yaşamda, temiz teknolojilerin imkansızı başarabileceğini ve aynı zamanda sürdürülebilir bir gelecek inşa edebileceğini göstermeye devam edecek” demişti ve eklemişti: “Skydweller ile, dünyanın en ünlü güneş enerjisiyle çalışan sınırsız dayanıklılığa sahip uçağı, tek bir damla yakıt kullanmadan, daha iyiye yönelik somut faydalara sahip olacak.”
Umarım hava şartlarından etkilenerek hesapları bozan sonuçlar ortaya çıkmaz. Çünkü günümüzdeki uçan araçların dışındaki pervane, motor ve kanatlar hava şartlarından etkilenebiliyor.