Sakin olun, ebeveynler.
Yeni anne baba olanlar için, gecenin ortasında bile olsa, çocuğunuzu rahatlatmaya karşı koymak neredeyse imkansızdır. Fakat yeni bir çalışmanın bulduğuna göre, bebekleri kademeli olarak kendi başlarına uyumak üzere ağlamaya bırakmak, uzun vadede herhangi bir duygusal zarar veya strese sebep olmuyor.
Araştırmacılar, uyuma sorunları yaşayan 6 ila 16 aylık bebekleri olan 43 ebeveyn çiftinin alışkanlıklarını inceledi. Üç aylık testten sonra, artan zaman dönemleri boyunca ağlamaya bırakılmış olan bebekler, ağlamaya bırakılmayan bebeklerden ortalamada 13 dakika daha hızlı şekilde uykuya daldı.
Çalışmaya katılan anne babalar ve bebekler üç gruba ayrıldı: ağlatan grup (teknik olarak, dereceli sönüş olarak biliniyor), ‘yatma zamanı azalışı’ grubu (bebek uyuklayana kadar ebeveynlerin odada kaldığı ve yatma zamanının kademeli olarak daha sonraya ayarlandığı) ve hiçbir uyku alıştırmasına girişilmemiş olan kontrol grubu.
Çalışmanın sonunda, dereceli sönüş grubu, yatma zamanı azalışı grubunu üç maddede yendi: uykuya dalmak için geçen zaman miktarı (ortalama olarak 3 dakikayla); bebeklerin gece uyanma miktarı; ve toplam uyku süresi.
Dereceli sönüşün, bir bebeği saatlerce durmadan kendi başına ağlamaya bırakmak yerine, ağlayan bir bebeğin tek başına bırakıldığı süre miktarını yavaşça azaltmayı kapsadığını belirtmekte fayda var. Bu çalışma için kullanılan tarifede, bu ‘bekleme süresi’, bir hafta boyunca 2 dakikadan 35 dakikaya artırıldı.
Güney Avustralya’daki Flinders Üniversitesi’nden psikolog ve çalışmanın lideri olan Michael Gradisar şöyle aktarıyor: “Anne babalar için, yatma zamanı geldiğinde bebeklerinin ağlaması hakkında endişelenmek doğaldır. Uyku yoksunluğunun, anne depresyonu da dahil olmak üzere aileler için sorun oluşturduğu iyi bilinse de, bu sonuçların, anne babaların kendi tepkilerini nasıl gördüğü ve kendileri ile bebeklerinin uyku davranışını nasıl idare ettiği konusuna başka bir etmen daha ekleyeceğini umuyoruz.”
Deney boyunca bebeklerden alınan kortizol örneklerine dayalı olarak, bebeklerin stres seviyeleri bakımından kayda değer farklılıklar bulunmuyordu ve ebeveynler de stres artışı veya ebeveyn-çocuk ilgi seviyesinde farklılık bildirmemişti.
Bununla birlikte Gradisar, göreceli olarak küçük olan bu çalışmanın bulgularını doğrulamak için, ilave bağımsız çalışmalar gerektiğini, böylece bu yöntemlerin nasıl çalıştığı hakkında daha fazla şey anlayabileceğimizi kabul ediyor.
Gradisar şöyle konuşuyor: “Yatma zamanı azalışını ilk önce kullanmak, ardından dereceli sönüşe ilerlemek, bir diğer iyi yaklaşım olabilir. Eğer bir çocuk bir gecede birkaç kez uyanıyorsa, o halde bu dereceli sönüşün, çocuğa zararlı bir yöntem olmayabileceği konusunda biraz daha fazla kanıt var demektir.”
Çalışmaya katılmamış olan ABD’deki Temple Üniversitesi’nden psikolog Marsha Weinraub, çalışmanın anne babalar için yardımcı olduğunu söyledi.
CNN’e şöyle konuştu: “Bebeğinizin uyumasını beklediğiniz zaman, her dakika önemlidir. Bazı uzmanlar, ebeveynlere çocukların stres seviyelerinin bu yöntemlerle birlikte zamanla artacağını ve davranış sorunlarına sahip olacaklarını söylüyor. Bu çalışmanin çok açık bir şekilde gösterdiği üzere, ki bence bunu yapan ilk çalışma, çocukların stres seviyeleri üzerinde hiçbir (zararlı) etki yok.”
Flinders Üniversitesi’nin internet sitesinde yatma zamanı azalışı ile dereceli sönüş üzerinde daha fazla bilgi bulunuyor ve bulgular Pediatrics bilim bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert