Kısa cevap Bazen evet, bazen hayır.
Bazı ülkelerde adli soruşturmalarda ve hatta iş başvurularında bile kullanılan yalan makinelerinin çalışma prensibi aslında şaşırtıcı derecede basit. Bu makinenin hedefi, belli sorular karşısında bireyin verdiği cevaplar ile ölçüm ve değerlendirme yapmak. Teste giren bireye dört adet sensör bağlanıyor ve şunlar ölçülüyor: Nefes alma hızı, kan basıncı, nabız ve terleme. Test başladığında öncelikle oldukça basit birkaç soru sorularak, cevaplayan kişinin bu süreçteki normları ölçülüyor. Bu sorular genelde isim, yaş veya medeni durum gibi onun bireysel bilgilerini içeriyor. Bu esnada alınan cevapların doğru olduğu bilindiği için, ölçüm sonuçları sonraki sorularda bir standart olarak kullanılıyor. Ardından gerçek sorulara geçiliyor ve kayda alınan verilerde önemli bir değişiklik olmazsa bireyin doğru söylediğine kanaat getiriliyor. Genellikle yalan söyleme anlarında insanların çoğunda kan basıncı, nefes, nabız veya terleme oranlarında değişim görülür. Fakat bazı insanlar da doğruyu söylüyor olsalar bile heyecan nedeniyle aynı sendromları yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla yalan makinesinde elde edilen veriler hiçbir zaman yüzde yüz doğruluk payına sahip olamıyor. Ayrıca bu konuda deneyimli biri teste girdiğinde soğukkanlılığını rahatlıkla koruyarak, tüm sorulara doğru cevap veriyormuş gibi davranıp yalan söyleyebilir. Özetle, yalan makinesi sonuçları bireysel olarak değişiklik gösteriyor.