Fotoğraftaki Carol Reiley, her zaman bir “Kendin Yap”çıydı. 8 yaşında, kaçan bir ev hamsterını yakalamak için insancıl bir fare kapanı tasarladı. Şimdi ise yapay zeka tabanlı yazılım şirketi Drive.ai’nin başkanı.
Birçok kişinin sürücüsüz arabalarla olan ilk deneyimi üçüncü kişi olarak gerçekleşiyor. Bu yüzden, görevin bize düşen kısmı saydamlık: Araçlarımızın yayalarla kasıtlı olarak iletişim kurabilmesini sağlamak. Çatıya monte edilmiş bir LED, parmaklıkların üstünde bir ekran veya yere yansıtmalı bir lazer kelimelerle veya hatta emojilerle iletişimi sağlamaya yarayabilir. Araba otomatik moddayken mavi bir ışık kullanarak insanları bu şekilde haberdar edebilirsiniz. Renkkörü insanlar bile maviyi görebilir.
Ayrıca, arabanın derin öğrenme ile çalışmasını sağlayan yapay zeka kullanıyoruz. Geçiş işaretlemesi, koruyucu parmaklıklar, bisikletçiler gibi bazı özelliklerin, kodu doğrudan programın içine gömme tespiti ihtiyacını atlamak ve “eğer, o hâlde, başka” gibi yakın-sonsuz sayıda ifadeleri yaratmayı önlemek istedik. Bu durumu kodlamak, yolda ortaya çıkan rastlantısallığı açıklamak için çabalarken oldukça kullanışsız. Bu çeşit “derin araç kullanma” objeleri ve maksadı tanımlayabilir ve bilgi yığınını işleyebilir. Bunu neredeyse her şey için kullanıyoruz; harita oluşturmaktan objeleri tanımlamaya, sensörlerden alınan bilgiyi birleştirmeye kadar. Derin öğrenme ayrıca daha yumuşak bir gezinti teklifinde bulunmak için de kullanılıyor. Böylece sarsıntı, daha doğal bir his için saf dışı bırakılıyor.
Böylece her gün, yaklaşık olarak iki saat olan evle iş arasında gelme zamanından kazanmış olacaksınız. Umuyoruz ki bu durum bir sonraki büyük uygulama yükselişini tetikleyecek. Arabayı bir bilgisayar platformu gibi düşünürsek, sizin üçüncü yaşam alananız haline gelecek. Söz konusu sadece A noktasından B noktasına gitmek değil. Söz konusu olan şu: Telefonunuzun içinde oturuyormuş gibi hissedeceksiniz.
Çeviren: Ayten Deniz Yılmaz