Ay Olmasaydı Ne Olurdu?

10

Ay olmasaydı ne olurdu? Ay. Dünyamızın uydusu. Kozmik bir cisim olmasının yanında şarkılar, deyimler, atasözleri, romantik buluşmaların bir öznesi. Her şeyden öte geceleri kimi zaman müthiş manzaralar sunan bir güzellik. Fakat varlığını biraz fazla kabullenmiş ve yeterince takdir etmiyoruz sanki. Çünkü o olmasaydı ciddi sorunlarla baş başa kalabilirdik. Evet. Yakın zamanda neyse ki böyle bir olasılık yok. 2020 zaten yeterince olaylı. O nedenle korkuya kapılacak bir durum yok bu açıdan. Ancak. Diyelim ki yarın akşam gökyüzüne baktığımızda sevgili ayımızın orada olmadığı fark etsek. Dramatik bir olay olmasına gerek yok. Bir anda. Haber vermeden kaybolsa. Ne olurdu? Bizim için ne fark ederdi? Bizim sonumuz mu olurdu yoksa çok da fark etmez miydi? İşte yanıtı:

Ay olmasaydı ne olurdu sorusuna Popular Science arşivinden (7 Nisan 2015) ise şu yanıt var: Ay olmasaydı ne olurdu? Kısa cevap Dünya üzerindeki yaşam oluşmayabilirdi.

Dünya’nın yaşam için uygun koşulları oluşturmasının yüzlerce, hatta binlerce sebebinden biri de Ay ve Dünya arasındaki hassas kütleçekim dengesi. Ay’ın nasıl oluştuğu tam olarak bilinemiyor olsa da, Güneş Sistemi’nin şekillenmesinden 30-50 milyon yıl sonra meydana geldiği düşünülüyor. Bu da milyarlarca yıl öncesine denk geliyor. Astronominin tahminlerinden biri; Dünya’ya Mars gezegeni büyüklüğünde bir gezegenin çarptığı ve bu çarpışmanın sonucu olarak bir parçalanma yaşanıp Ay’ın oluşmuş olabileceği yönünde.

Ay’ın Dünya üzerinde ölçülebilen en büyük etkisi med-cezir olarak bilinen durumdur. Dünya ve Ay arasındaki çekim kuvveti, suyla kara arasındaki “adhezyon” denilen; birbiriyle ilişkili farklı maddelerin arasındaki çekim gücünden çok daha büyüktür. Bu sebeple, Ay’ın Dünya üzerinde yarattığı kütleçekim kuvveti, Dünya’ya olan uzaklığının değişmesiyle okyanus ve denizlerin kabarma veya alçalmasına yol açar.

Gel-git olarak da tanımlanan med-cezir bu sebeple oluşmaktadır. Fakat Dünya’da yaşanan med-cezirin tamamı Ay nedeniyle oluşmuyor. Yaklaşık üçte bir oranında Güneş’in kütle çekim etkisi de med-cezirin yaşanmasında rol oynar. Ay, med-cezire sebep olan bu durum nedeniyle Dünya’dan her yıl 4 santimetre kadar uzaklaşıyor. Ancak bu uzaklaşma Dünya-Ay arasındaki etkiyi değiştirmiyor. Çünkü Dünya da bu uzaklaşma etkisi nedeniyle her yıl kendi etrafında dönme süresini 0,02 milisaniye uzatıyor. Bilindiği gibi; Dünya’nın kendi etrafındaki dönüş süresi 1 güne karşılık gelir. Yani Ay ilk oluştuğunda Dünya’ya çok daha yakınken, Dünya’nın dönme hızının da bu nedenle farklı olduğu ve bir günün 8 saat uzunluğunda yaşandığı tahmin ediliyor.

Sonuç olarak Ay olmasaydı,

  • Dünya kendi ekseni etrafında şu anki hızına kıyasla çok daha yüksek bir hızla dönecek ve hem yüzeyindeki rüzgarlar çok şiddetlenecek, hem de gün süresi kısalacaktı.
  • Böyle bir senaryoda hava, kara ve denizler arasındaki ısı değişimi daha hızlı olur ve doğu-batı doğrultusunda saatteki hızı yaklaşık 160 kilometre olan kasırgalar eserdi.
  • Bu derece sert iklim koşulları, başta insan olmak üzere karmaşık yapıdaki organizmaların yaşaması için elverişsiz bir ortam anlamına geliyor.
  • Zaten med-cezirin bile olmaması ya da sadece Güneş etkisiyle çok düşük oranda yaşanması okyanus yaşamının hiçbir zaman oluşmamasına sebep olabilirdi.

10 YORUMLAR

  1. Ay dünyaya yakınken dünya daha hızlı dönüyorsa uzaklaştıkça daha yavaş döner. Peki nasıl oluyor da Ay olmasaydı dünya daha hızlı dönerdi sonucu çıkıyor. Çünkü dünyanın hızlı döndüğü zamanlar zaten Ayın yakın olduğu zamanlarmış Ay olmasa daha yavaş döner sonucu çıkması gerekmez mi?

  2. Ayın varoluşu ve daha birçok gerçek dünyanın insanoğlu için özenle hazırlandığını gösteriyor.Yani gücü sonsuz, akıllı bir varlık ki, Allah’tan başkası değil, dünyada hayat sürmesini istediği insanoğu için ne gerekirse yapmış..Hatta insandan önce dünyada yaşayan canlıların( dinazorlar vb.) vücütları yeteri kadar petrol oluştursun diye dev ölçülerde yaratılmış.Düşünün, onlar tavuk kadar olsaydı çıkarılan petrol ancak çakmak doldurmaya yeterdi..

    • Bende aynı düsüncedeyim. Konunun başı ile sonunu baglayamadı arkadaş. Yada testmi ediliyoruz. Yoksa sadece yorum yazdırtmayamı çalıştı?

  3. Evrende var olan her bir varlık, bir nedenle orada ve kendine verilen rolle varlığını sürdürmekte.
    Her ne kadar insanoğlu nedenini bilmediği olayların açıklamalarını ilahi kudrete bağlasa da, aslında sorgulamamız ve evrenin yüce mimarının kusursuzluğunu bilimle tekrar tekrar görebilmemiz için bize akıl ve her geçen gün hatta an, öğrenebilme gelişebilme iradesine sahiptir.
    Sonuç olarak gelecekte bu güne baktığımızda ne kadar ilkel bir noktada olduğumuzu göreceğimizi biliyorsak, 1969’da Neil Louis Armstrong’un Ay’a adım atmasından daha büyük bir atılım yapmamız ve geleceği yakalamak için hayatımızda bilimi daha fazla yer açmalıyız.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz