Çoğu insan iklim değişikliğinin gerçek olduğunu ve dünyayı etkilemeye çoktan başladığını düşünüyor. Ama iklim değişikliğinin kendilerini etkilediğini düşünen insan sayısı çok değil.
Aslında daha sıcak kışlar ve daha güçlü fırtınalar gibi sizi etkilemeyen etkilere odaklandığınızda bu anlaşılabilir bir durum. Bir de doğrudan hayatınıza etkisini düşünün: daha tatsız bir kahve için daha fazla ödediğinizi hayal edin.
Sizce bu gerçek mi? Çünkü bazı kahve yetiştiricilerine göre öyle, ve eğer onlar endişeli ise siz de endişelenmelisiniz. Yeni bir çalışma, iklim değişikliği üzerine yapılan çalışmalar arasında en günceli, Etiyopya’nın şimdiki kahve mahsulünün yarısının yakın gelecekte tarıma uygun olmayacak arazilerde yetiştiğini ortaya çıkardı. Araştırmanın sonuçları Nature Plants dergisinde yayınlandı. Diğer raporlar da dünyanın geri kalanı- Brezilya, Endonezya ve Kolombiya- için aynı belirtilere ulaştı. Bu yerlerdeki kahve üretilen araziler 2050 itibariyle yarıya düşmüş olacak.
Küresel ısınmanın soğuk yerleri etkilediğini görmeye alışığız. Mini buzdağlarının üzerinde yüzen kutup ayıları ve savunmasız bir şekilde çamurun içinde dolaşan penguenler. Ama adından da çıkarılabileceği gibi bu bir küresel olgu. Kahve sıcak iklim bölgelerinde yetiştiği için risk altında olmadığını düşünebiliriz. Peki iklim daha da sıcak hale gelirse ne olacak?
Kahve her yerde yetişmiyor
Kahve bitkilerinin sıcak yerlerde yetişmesi onların sıcak olan her yerde yetiştirilebileceği anlamına gelmiyor. Üstelik bu özel yerlerin kahvenin tadı üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Arabica çekirdekleri, tıpkı şarap üzümleri gibi, teruar denen bir şeye- yetiştikleri ortam tatlarını değiştiriyor- sahip. İki farklı ülkede (hatta aynı dağın iki yamacında) yetişen aynı çeşit kahve çekirdeklerinin farklı lezzet profillerine sahip olmalarının sebebi bu.
Gittikçe küçülen kullanışlı arazilere potansiyel bir “çözüm” kahve üretimini, daha serin olacağından, daha yükseklere taşımak. Bu çalışma aslında tarıma uygun arazinin dörde katlanabileceğini gösterdi. Ancak kahvenin tadını değiştirmeden öylece yükseklere çıkamazsınız. Bitki çeşitliliğini değiştirmeniz gerekebilir ama en iyi ihtimalle yukarıda sizi farklı kalitede bir toprak bekliyor. Ve ne kadar yükseğe çıkabileceğinizin bir sınırı olduğundan bahsetmeye bile gerek yok. Sonuç olarak dağ bir noktada zirveye ulaşıyor.
Ve unutmadan belirtelim ki kahve üretimini yeni bölgelere taşımak sadece bitki problemleriyle mücadele etmek anlamına gelmiyor. Bu çekirdekleri insanlar yetiştiriyor ve kahveyi farklı bir şekilde yetiştirmek için yine bu insanların hayatı değişecek. Dünya çapında milyonlarca arabica ve robusta çiftçisinin taşınması ve yeni üretim kültürüne uyum sağlaması gerekecek. Bu da az bir kahramanlık değil, ve masrafsız da değil.
Kahve üretme şeklimizi değiştirmek maliyetli olacak
Kahve kültürünü değiştirmenin bazı masraflarını yatırımcıların üstlenmesi gerecek. Şirketlerin bu yöntemin tarımsal yönlerine uygun yollar bulmaları gerekecek. Belki de insanlar genetik mühendisliğiyle daha iyi geçinebilirse arabica bitkilerini sıcağa ve kuraklığa karşı daha dirençli hale getirmeyi deneyebiliriz- ancak insanların şimdiki düşüncesi bu yöntem için bir engel teşkil ediyor. Diğer türlü, yeni çiftlik geliştirmek ve yeni yetiştirme yöntemleri denemek zorunda kalmanın masraflarını tüketicilerin üstlenmesi gerekecek.
Proaktif ölçümlerimiz olmazsa (ve belki de onlara karşın), muhtemelen kahve kıtlığı ile karşı karşıya kalacağız. Ve kıtlık fiyatların yükselmesine neden olacak. 2014’te Brezilya kıtlıkla yüzleştiğinde kahve fiyatları ikiye katlandı. Peki dünyadaki bütün ülkelerin kuraklık yaşaması durumunda ne olacak?
Etiyopya’da olan şey de bu. Daha uzun ve daha sıcak mevsimler çiftçilerin aynı hacim ve miktarda çekirdek üretmesini zorlaştırdı. Arabica çekirdekleri ortamdaki küçük değişikliklere oldukça duyarlı ve kolay bir şekilde adapte olamıyorlar. Yabani kahve bitkileri bile tehdit altında. Etiyopya kahvenin doğum yeri ve çiftçilerin tohum stoğu olarak kullandığı bir sürü yabani türe sahip. Etiyopya temel olarak dünyanın kahve arzının yedeği durumunda- ve yok olma tehlikesiyle yüzleşiyor. Yıldan yıla artan sıcaklıkları fark etmeyecek olabilirsiniz. Ancak kahve almaya gücünüz yetmediğinde ve kahvenin tadı birden kötüleşince bunun farkına güzel bir şekilde varacaksınız. Bu yüzden bir daha sera gazı salınımını azaltma şansınız olduğunda bunu sadece torunlarınıza düzgün bir gezegen miras bırakmak için yapmayın: sabah keyfiniz için yapın.