Biyolojiyi suçlayın.
Söz konusu ihanet olduğu zaman, erkekler genelde tohumlarını yayma konusundaki ‘biyolojik dürtü’ davranışlarını suçlayarak sıvışırlar. Fakat yeni araştırma, kadınların da aldatma dürtüsünü miras aldığını öne sürüyor.
Aslında bilim insanları, özellikle bir kadının sadakâtsiz olma ihtimali ile bağlantılı görünen bir gen buldular.
Geçen yılın sonlarında yayınlanan bir çalışmada, Finlandiya’da 18 ile 49 yaş arasında ve uzun vadeli ilişkide olan 7.400 ikize bakıldı. Katılımcılardan erkeklerin yüzde 9.8’i ve kadınların yüzde 6.4’ü, son 12 ayda en az bir gönül macerası yaşamıştı.
Ardından araştırmacılar, tüm genlerini paylaşan tek yumurta ikizleri ile böyle olmayan çift yumurta ikizleri arasındaki aldatma oranlarında bulunan farklılığı karşılaştırdılar. Sonuçlar, erkeklerdeki ihanette çeşitliliğin yüzde 63’ünün ve kadınlarda yüzde 40’ının genlere atfedilebileceğini gösterdi.
Avustralya’daki Queensland Üniversitesi’nden baş araştırmacı Brendan Zietsch, bir basın bülteninde şöyle söylüyor: “Belirli genleri ayrı tutmak daha zor çünkü bir davranışı etkileyen binlerce gen var ve tekil bir genin etkisi ufak miktarda. Fakat kadınlarda ihaneti etkileyen özel bir gen için deneysel kanıtlar bulduk.”
Söz konusu gen, hayvanlarda güven, empati ve cinsel bağ oluşturmakla ilgili olan vazopresin alıcı geni, bu yüzden bunun cinsel davranış üzerinde bir tür etkiye sahip olması mantıklı. Fakat ilginç şekilde, bu gen erkeklerde rastgele cinsel ilişki üzerinde hiçbir etkiye sahip değil.
Belli ki arada bir ilişki olması, sebep sonuç ilişkisi olduğu anlamına gelmiyor, fakat psikiyatrist Richard A. Friedman’ın The New York Times için bildirdiği üzere, hayvan modellerinde yapılan araştırmalar da vazopresinin (dopamin ve oksitosin gibi duygularımız ile bağlantılı diğer hormonların yanında) ihanette daha önce düşünüldüğünden daha geniş bir pay sahibi olduğu fikrini destekliyor.
Bu araştırmaların birçoğu, çok farklı yaşam şekillerine sahip iki tane yakın akraba türü olan küçük bir kemirgene, tarla faresine odaklandı; çayır tarla faresi tek eşli iken, dağ tarla faresi cinsel olarak önüne gelenle birlikte olan bir canlı.
Araştırmacılar, bu iki türün cinsel davranışı arasındaki farklılıkların, beyinlerinde bulunan ve hormonların etkilerini değiştiren vazopresin alıcılarının farklı konumlarda bulunmasıyla açıklanabileceğini buldular. Aslında bilim insanları, sadece vazopresin alıcı geninin ifadesini değiştirerek, aldatan bir erkek dağ tarla faresini alıp onu sadık hale getirmenin mümkün olduğunu gösterdiler. Aynı şeyi, oksitosin (diğer adıyla ‘aşk hormonu‘) alıcı genini değiştirerek dişilerde de yapabiliyorlar.
Peki tüm bunlar, sizin için önemli olan kişi tarafından aldatılma ihtimaliniz için ne anlama geliyor? Daha fazla araştırmanın yapılması gerekiyorsa da, bu araştırma biyologların en büyük sorularından birini cevaplamalarına yardımcı olabilir: evrimsel olarak konuşursak, kadınlar neden aldatmaya yönleniyor?
Erkekler için faydalar belli fakat, yalnızca sınırlı sayıda çocuk doğurabilen kadınlar için ikramiyeler o kadar belirgin değil. Friedman, belki hepsinin, bazılarımız için genlerimize bağlı olarak, aldatmanın sadece iyi hissettirmesinden ibaret olabileceğini açıklıyor:
“Kadınların aldatmasına yönelik belirgin bir evrimsel avantaj bulunmayabilir, fakat cinsellik hiçbir zaman sadece üremeyle ilgili olmadı. Aldatmak son derece keyifli olabilir çünkü, bu sırada yenilik ve bir derece heyecan aramayı kapsıyor. Bu davranışlar, beynin ödül devresini faaliyete geçiriyor … ve bir keyif duygusu iletmenin yanında, beyninize bunun hatırlamaya ve tekrarlamaya değer olan önemli bir deneyim olduğunu söylüyor.”
Her iki durumda da, insanların ve diğer hayvanların neden sadık olduklarını (veya olmadıklarını) anlamanın anahtarı, birkaç kilit hormonun genetik programlamasında yatıyor olabilir. Daha fazlasını bulmak için Read Friedman’ın yazısını The New York Times üzerinde okuyun.
ScienceAlert