Görünüşe göre evrim, çocuklar için çok zor.
Tartışmalı tedbir üzerindeki son güncellemelere göre, 2019 yılında yürürlüğe girmesi beklenen Türk lise fen müfredatında yapılan değişimler, gelecek ay geçerli olacak.
Hükümet bunu daha basit ve “değerlere dayalı” bir eğitim sisteminin temeli olarak görse de, siyasi olarak heyecan yüklü ülkedeki pek çok kişi için bu, dinî etkilerin rahatsız edici bir işareti.
Bu yılın başında, yeni Türk eğitim müfredatı taslaklarında ‘evrim’ kelimesinden artık bahsedilmediği keşfedilmişti. Bu durum, Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Derneği gibi bilimi savunan grupların mücadele çağrısı yapmasına sebep oldu.
Türkiye Eğitim Kurulu başkanı Alpaslan Durmuş, daha sonra kurulun internet sitesinde ülkenin ilk ve ortaöğretim müfredatında yapılan belirli değişiklikleri özetlemişti. Bunlardan birisi de, “Hayatın Kökeni ve Evrim” başlıklı 9. sınıf konusunun kaldırılmasıydı.
Durmuş, öğrenciler üniversite eğitimine gelene kadar bu konunun erteleneceğini belirterek şöyle iddia etmişti: “Meselelerin bilimsel arkaplanını henüz anlayamayacak bir yaşta olan öğrenciler için, tartışmalı konuları çıkardık.”
Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Durmuş’un mazeretlerini tekrarlayarak gazetecilere, “Bu teori, okuldaki çocukların sahip olduğundan daha yüksek bir felsefî anlayış gerektiriyor.” demişti.
Bu 9. sınıf öğrencileri (çoğunlukla 14 yaşındaki çocuklardan oluşuyor) Eylül ayına geldiklerinde, artık evrimden bahsetmeyen fen bilgisi ders kitaplarını okuyacaklar.
Bu değişiklikler, tahmin edilebileceği gibi sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de bir tartışma fırtınasının fitilini ateşledi ve ABD’de, buna benzer ‘tartışmalı’ konuları müfredattan çıkarmak için yapılan çeşitli girişimler ile karşılaştırıldı.
O zamandan beri Türk ebeveynler ve akademisyenler, yaşamın nasıl ve neden evrimleştiğinin anlaşılması gibi temel bir şeyde yeterli bir zemin olmadan, gelecekteki bilim insanı nesillerinin önemli oranda etkileneceğini söyleyerek endişelerini dile getirmişti.
Emekli kimya öğretmeni Emel İshakoğlu, NPR’ye şöyle söylüyor: “Endişeliyim fakat umarım torunlarım liseye geldiği zaman bu durum değişir. Yoksa çocuklarımız bilim eğitiminde diğer ülkelerin gerisinde kalacaklar.”
Hepsinin ötesinde, değişimlerin sağlıklı bir eğitbilimden çok siyasete dayandığına dair derin endişeler var.
Türkiye, müslüman çoğunluğuna rağmen, 20nci yüzyılın çoğunda anayasasının elverdiği ölçüde laik bir ülke olmuştu.
Bu durumun başlıca sebebi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk‘ün yaklaşık bir yüzyıl önceki inkılâpçı etkileriydi.
Son yıllarda müfredatta yapılan diğer değişiklikler, Atatürk hakkındaki bilgilerin öğrenildiği süre miktarını azaltırken, dinsel öğretimde de başka değişiklikler yaparak bazı dersleri seçmeli hale getirdi ve öbürlerine de cihat kavramını araştırmak gibi çağdaş görüşler ekledi.
Müfredatın “basitleştirilmesi” şeklinde sunulan değişiklikler, bazı gruplarca ülkedeki dinî gruplarının yetkilerini artırma konusunda devam eden siyâsi değişimin bir işareti olarak yorumlanıyor.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014 yılından beri önderlik ettiği muhafazakar bir parti olan mevcut hükümet, iş başına geçtiğinden beri dinî özgürlükler konusunda çeşitli değişiklikler uyguladı. Bunlar arasında türban giyme üzerindeki bir yasağın kaldırılması ve dinî okulların sayısını artırmak da var.
Bazıları için bu durum, Türkiye’nin aşınan laikliğinin bir başka işareti.
Laik bir öğretmen birliğinin başkanı olan Feray Aytekin Aydoğan, New York Times’tan Patrick Kingsley’e şöyle söylüyor: “Laik bilimsel eğitimin son kırıntıları ortadan kaldırıldı.”
Türkiye’nin siyasi ve dinî kültürünün, müfredatta evrim öğretimini ve yaratılış konusunun dahil edilmesini on yıllar boyunca etkilemesi, bu değişikliği göründüğü kadar olağandışı yapmıyor.
Öğretmenlerin değişikliklere nasıl tepki vereceği ve öğrencilerin, müfredatta istenenden çok daha fazla oldukları göz önüne alındığında nasıl etkilenecekleri henüz belli değil.
Fakat değişikliklere verilen uluslararası tepkinin gösterdiği bir şey varsa, o da Türkiye’nin yeni müfredatının, bilime güçlü ve üretken bir geleceğin gerekli bir parçası gibi değil de, giderek daha fazla siyasi bir konum gibi davranıldığına dair korkuların artışını yansıttığı.
ScienceAlert
Elbette siyasi! Lütfen! Ama, Avrupa da evrim bir bilim dali olarak ogretiliyor. Muhafazakarlar basa geldiginden beri bilime karsi ne varsa yapiyorlar. Bilim ve dinin ayri seyler oldugunu anlamıyorlar. Onlar icin hersey din, ama bu yanlislik ulkemize agir hasarlar verecek nitelikte gelecek icin. ??
Murat Bey benim ingilizcem zayıf lütfen şu cümleyi türkçeye çevirebilir misiniz? “I cannot conceive of a genuine scientist without that profound faith. The situation may be expressed by an image: science without religion is lame, religion without science is blind.” Kaynak: Albert Einstein, sayfa 46, Ideas and Opinions isimli kitabından, Copyright, 1954, by Crown Publishers, Inc. Fifth Printing, Febmary, 1960; Library o£ Congress Catalog Card Numher: 54-6644; Printed in the United States of America.
Özetle albert ainstain dinsiz bilim kısır bilimsiz din ise kördür demiş . Ve tamamen katılıyorum
Türkçesini bir kaynaktan buldum yazıyorum: “Bu derin inanca sahip olmayan gerçek bir bilimadamı düşünemiyorum. Bu durum bir betimlemeyle açıklanabilir: Bilim, din olmadan eksiktir, din ise bilim olmadan kör.” Kaynak: Fikirler ve Tercihler, yazan: Albert Einstein, çeviren: Z.Elif Çakmak, Arion Yayınevi, 2. basım, Nisan 2004 -İstanbul, sayfa: 58. ISBN: 975-571-085-X
Popular Science, bilimsel haber ve incelemelere yer vermeli siyasi haberler size yakışmıyor.
İbrahim bey anlaşıldı nereli olduğunuz…Haberin başlığı ve içeriği hakkında en ufak bir fikriniz yok…
Lanet olsun böyle yönetime!Yobaz bir memleket olduk.Utanıyorum halimizden.
29 Ağustos 2017, 11:24 tarihinde yazdığım yoruma nasıl 28 Ağustos 2017, 04:57 tarihinde cevap verdiniz merak ettim..
Biyoloji ve Doğanın işleyişi hakkında bilgi vermeyen bir okul ne işe yarar.Beylikdüzünde gençler 8 yaşından Trilobitler üzerine araştırma yapıyor.Potansiyelimiz var ama çaba yok…