Ökaryotlar ile Prokaryotlar Arasındaki Kayıp Halka mı Bulundu?

0

Dünya üzerindeki tüm canlıları sınıflandırmak istersek en geniş küme ökaryotlar ve prokaryotlar şeklinde olur. Bu iki grup birbirlerinden milyonlarca yıl önce ayrıldı, ya da diğer bir deyişle, ökaryotlar prokaryotlardan ayır olarak evrim geçirmeye milyarlarca yıl önce başladı. Bu arada prokaryotlar da kendileri içerisinde bakterilere ve arkelere ayrıldı. Bir süre sonra ise arkeler prokaryotlardan farklı bir grup olarak sınıflandırılmaya başlandı. Bizler, ökaryotlar, arkelere özellikler açısından daha yakınız. Fakat ökaryotların prokaryotlardan nasıl ayrılıp farklı bir evrimsel süreç izlediği ne yazık ki hala merak konusu.

Upsala Üniversitesi’nde Lionel Guy ve Thijs Ettema’nın liderliğini yaptığı bir araştırma ekibi, ökaryotlar ile prokaryotlar arasındaki kayıp halka hakkında bir fikirlerinin olduğunu Mayıs ayının başlarında Nature‘da yayınladıkları makale ile duyurdular. Ekip yıllardır çalıştıkları Arktik Okyanusu’nın derinliklerinden bir miktar DNA kalıntısı çıkardı ve bunu inceledi. Bu DNA’ya sahip olan hücreyi görmemiş olsalar da incelemeler sonucunda bunun bir arkeye ait olduğunu anladılar. Fakat olayı dramatikleştiren tabii ki bu değil. Buldukları arke keşfedilmemiş bir tür ve sadece ökaryotların sahip olduğu bazı genleri DNAlarından bulunduruyorlar. Bu DNAlar sayesinde ise sadece ökaryotların sahip olduğu bazı hücresel özelliklere sahipler.

BODY IMAGE
Volkanik bacalar

Yeni arkadaşımızın adı Lokiarchaeota, ya da kısa ismiyle Loki. Evet, şu İskandinav mitolojisindeki kötülük tanrısı. Fakat ismi direkt olarak oradan gelmiyor; ekibin örnekleri bulduğu yerden yaklaşık on beş kilometre ötesinde bulunan Loki’nin Kalesi ismi verilmiş olan volkanik bacalardan geliyor.

Ekip şu an için Loki’nin ökaryotların nasıl evrimleştiğini anlamaya katkıda bulunabileceğini düşünüyor. Ettema’nın Phys.org’a yaptığı açıklamada, “Genom incelemelerini yaptıktan sonra bu yeni organizmanın mikroplar ve gelişmiş ökaryotlar arasında bir yerlerde var olduğunu düşünmeye başladık” diyor. Hatta belki de buldukları bu organizma geçiş basamakları ile doğrudan ilişkilidir. Bu konu üzerinde araştırmalar deva ediyor ve gelişmelerin neler olacağını bize zaman gösterecek. Ancak bu araştırma çoktan tüm bilim insanlarını heyecanlandırmayı başardı.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz