TARDİGRAD PARK YERİ
Onlar, bilimin karşılaştığı en tuhaf canlılar: Cama dönüşebilen ve uzayın soğuk boşluğunda hayatta kalabilen, öldürülemez varlıklar.
Ancak bazen tardigradlar da mola vermek ister, anlarsınız ya? Daha rahat ortamlarda biraz dinlenmek isterler. İşte bilim insanları da onları böyle bir yerde yaşarken buldu. Japonya’da bulunan bir otoparkın beton zeminindeki yosunda tamamen yeni olan bir tür keşfedildi.
Keio Üniversitesinde çalışan biyobilimci Kazuharu Arakawa, Tsuruoka şehrinde bir apartman dairesi kiralarken, binanın park yerinde bulunan yosundan daha sonra analiz etmek üzere bir örnek topladı.
Bu durum göründüğü kadar çılgınca değil.
Tardigradlar (diğer adıyla su ayıları) genelde yosunlarda, likenlerde ve yaprak döküntülerinde yaşarlar, bu yüzden o da şansını denemek istemiş.
Ve şanslıymış da. Laboratuvarda yapılan incelemede, örnekte yaşayan mikroskobik metazoalardan 10 tanesi ortaya çıkarılmış ve bunlar beş ayrı çift şeklinde bir kültüre nakledilmiş.
Bu çiftlerden biri, bulunduğu kapta çoğaldı. Daha sonra mikroskobik ve genomsal analiz yapılarak, Macrobiotus hufelandi takımına ait olan yeni bir tardigrad türü (Macrobiotus shonaicus) ortaya çıkarıldı.
M. shonaicus‘u diğerlerinden ayıran şey, onun yumurtası. Yumurtanın sert bir yüzeyi ve dışa doğru çıkan esnek lifleri var. Bu yönüyle, yakın zaman önce tanımlanan Afrika’daki M. paulinae ve Güney Amerika’daki M. polypiformis‘e benziyor.
Aslında M. shonaicus, Japonya’da tanımlanan 168nci tardigrad türü. Tardigrad kolu içerisinde tanımlanan toplam 1.200’den (PDF) fazla tür var. Ancak M. paulinae açısından konuşacak olursak, kendisi bir kilometre taşı olma özelliğini taşıyor.
“Doğu Asya’da ilk defa bu bileşimde bir tür bulundu” diyor Arakawa.
“Bu bileşimin tam çeşitliliğini ve bu türlerin yerel çevrelere nasıl uyum sağladığını anlamak için Japonya ve Asya civarında daha geniş araştırmalar yapmamız gerekiyor.”
M. shonaicus‘u ayrı kılan bir diğer şey de onun beslenme şekli. Araştırmacılar, canlıların kültürlerini geliştirmek için onları alg ile beslediler ancak çoğu Macrobiotidae türü etçil olduğu için rotiferler ile beslendi.
Ayrıca ortada bir cinsiyet meselesi de var.
“M. shonaicus iki cinsiyete sahipken, laboratuvarlarda kültürlenebilen diğer tardigradlar çoğunlukla partenogenetik idi (dişiler erkek olmadan kendileri ürüyorlar),” diyor Arakawa.
“Bu yüzden bu tür, tardigradların cinsel üreme işleyişleri ve davranışları üzerinde çalışmak için ideal bir örnek.”
Tardigrad uzmanı gibi bir şey olan Arakawa’nın bilimsel olarak bu sıradışı canlılara karşı epey bir ilgisi olsa da, o bile tardigradların anormal cazibelerine alışkın değil.
“Bu canlılar mikroskobun altında dolaşıp, liken yapraklarına tutunup, (görünüşe göre) ufak sadegözleriyle etraflarına baktıkça, yaşamlarının heyecanına kapılmamak zor bir şey” diyor Arakawa.
Ancak Arakawa, bu küçük su ayıları her ne kadar sevimli olsa da, bizi asıl büyüleyen şeyin onların çevresel zorlukları (ve belki de ölümü?) yenmedeki şaşırtıcı kapasiteleri olduğunu söylüyor. Bilim insanları bu fizyolojik becerileri hâlâ tam anlamıyla anlamış değil.
Arakawa şöyle söylüyor: “En büyüleyici şey, belli ki anhidrobiyoz. Eğer ‘yaşam’ın tanımına bakarsanız, muhtemelen üreme hakkında ve bu amacı desteklemeye yönelik gerçekleştirilen biyokimyasal tepkimeler hakkında bir şeyler yazdığını görürsünüz; özünde, yaşamın metabolizması vardır” diyor Arakawa.
“Ancak tardigrad, içinde bulunduğu çevre kuruduğu zaman vücudundaki tüm suyu kaybedebilir ve girdiği bu anhidrobiyotik evrede, herhangi bir biyokimyasal tepkime yürütmez ve metabolizması yoktur.”
“Ancak tekrar su kazandığı zaman hayata geri döner. Bu durum, hayat ve ölüm hakkındaki mevcut anlayışımıza meydan okuyor.”
Bulgular PLOS ONE bülteninde sunuldu.
ScienceAlert