Kısa cevap Hiç anlamıyoruz.
Bu konu gerçekten büyük bir gizem. Beynin sensörleri ve hafıza sistemi konusunda birçok bilgiye sahibiz. Ön lobun hareketleri planlayan bölüm olduğunu ve karar vermemizi sağladığını biliyoruz. Hafızanın hangi bölümde, ne şartlarda oluştuğunu ve beynin yapısını da çözdük sayılır. Ancak bilimsel anlamdaki keşiflerimiz ve kişisel olarak nesnelliği değerlendirmemiz arasında oldukça büyük bir boşluk var. Bilim adamlarının “Ben olmak nasıl bir his?” diye adlandırdıkları bu durumun aydınlatılabilmesi çok da kolay değil.
Bilincin tam olarak ne olduğunu, nereden kaynaklandığını, nasıl yönlendirildiğini bilmiyoruz. Çünkü onun sadece nesnel dünyaya yansıdığı an olan işlem sürecini gözlemleyebiliyoruz. Bu da her bir insanın kişisel deneyimlerinin farklı olması nedeniyle değişiklik gösteriyor. Bazı bilim insanları, bilinci anlayabilmemiz için kuantum fiziği ve alternatif gerçekleri birleştirerek yeni bir bakış açısı geliştirmemiz gerektiğine inanıyorlar. Diğer bir kısmı da, ne zaman ‘basit’ şeyleri anlayabilirsek, o zaman bilinci ayrı bir varlık olarak görmekten vazgeçip ne olduğunu kavrayabileceğimizi savunuyor. Özetle bilinç hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz.