Bilim İnsanları, Sadece İnsanlara Özgü Gibi Görünen Yeni Bir Beyin Hücresi Keşfetti

1

 ‘Rosehip nöron’ olarak adlandırılmış.

Fırçayı andıran yoğun bir yapıya sahip olan bu nöron, diğer nöronlara susmalarını söylemekten sorumluymuş. Daha da ötesi, yeni keşfedilen ve ‘rosehip nöron’ olarak adlandırılan bu beyin hücresi türlerinin neler yapabildiğinden kimse tam anlamıyla emin değil gibi. Bu nöronun ismi Türkçe’ye ‘kuşburnu nöronu’ olarak çevrilebilir.

Bu bulguyu daha ilginç kılan ise, bu nöronun sadece insanlarda keşfedilmiş olması.

Bu bulgu, diğer canlılarda aramamız gereken şeyler konusundaki düşüncelerimizi hızlı bir şekilde değiştirecek gibi görünüyor; tabi şimdilik bu durum, nörolojide hayvan modellerinin nasıl uygulanabileceği konusunu yeniden düşünmemiz gerektiğini gösteren bir neden olabilir.

Araştırma takımları arasında gerçekleşen işbirliği sayesinde, iki yetişkin erkek tarafından bağışlanan beyin dokularında hücreler anatomik ve genetik planlarına göre sınıflandırılırken bu olağandışı hücre keşfedilmiş.

İlginç olan ise, iki farklı araştırma grubu da değişik yöntemler kullanarak, her bir hücreyi rastgele inceleyip ilk bulguları ortaya çıkarmışlar. Bu iki grup rekabet etmek yerine, güçlerini birleştirerek buluşlarını analiz etmişler.

Neokorteks’in ‘Katman 1’ adlı bölgesinden örnekler alınmış; Bu bölge, beynin buruşmuş dış bölgesinde yer alıyor ve hisleri algılama ile birçok karışık görevi yerine getirmekten sorumlu.

Boyanıp mikroskop altında gözlemlenen örneklerde, bu hücreler birazcık tuhaf görünüyormuş. Bu hücreler yoğun ve  fırçayı andıran bir görünüme sahipmiş; çalışmanın bazı araştırmacılarına göre, taç yaprağı alınmış bir gülü andırıyormuş.

Fakat nöron zarını kaplayan ve farklı bir hücre türü olarak nitelendirilen bu protein türü, insanlarda bu zamana kadar gözlemlenmemiş ve dikkatli bir şekilde incelenen fare sinir sisteminde de, bilinen bir karşılığı bulunamamış.

Hücrelerin konumunu, anatomisini ve bu hücreler tarafından faaliyete geçirilen genleri göz önüne alan araştırmacılar, bunları, GABAerjik aracı nöronların 10 alt türüne ayırmış.

Bu hücreler beynimizin trafik ışıklarıdır ve kavşakta bulunan trafik ışıkları gibi, gelen sinyalleri durdurarak veya faaliyete geçirerek Gamma-Aminobütirik asit (GABA) nörotransmiterine karşılık verirler.

Neokortekste yer alan Katman 1, tam olarak sinir hücreleriyle sarmalanmamış durumda. Fakat sinir hücreleri ile sarılı olan katmanın, beyin boyunca ve yakınlarda kasılan sinir lifleriyle olan bağlantılarının çok iyi olduğu gözlemlenmiş.

Yeni bulunan bu nöron alt türleri, Katman 1’de yer alan bütün engelleyici nörotransmiterlerin yaklaşık olarak %10-15’ini oluşturuyor gibi görünüyor, daha fazlasını değil; ve muhtemelen, beynin geri kalanında daha nadir bulunuyor.

Bulgular bir araya getirildiğinde, yeni keşfedilen bu ‘rosehip nöronların’ konumlarına ve yapılarına bakıldığı zaman, Neokorteksin derin katmanlarında yer alan ve piramidal hücreler olarak adlandırılan uyarıcı nöronlardan gelen sinyalleri engellemede büyük bir hassaslık gösterdikleri öne sürülüyor.

 

(Tamas Laboratuvarı, Szeged Üniversitesi)

Allen Beyin Araştırmaları Enstitüsü’nde sinirbilimci olan Trygve Bakken, Forbes dergisinden Andréa Morris’e, “Hepimiz ketleyici (inhibitör) ve uyarıcı nöronlara sahibiz” diyor.

“Fakat bu özel ketleyici nöron türü, bu çalışmada göze çarpan bir yenilik. Bu nöronu özel yapan şey ise şekli, bağlantıları ve ifade ettiği genler.”

Bu hücrelerin, beynin sadece insanda yer alan bölgelerinde önemli bir kontrol mekanizması olma ihtimali yüksek. Bu hücrelerin farelerde asla gözlemlenmemesi de, türümüzdeki farklılıkları anlamada önemli bir anahtar olacak gibi görünüyor.

İleride yapılacak araştırmalar ile belki bu hücreler başka primatlarda da keşfedilebilir ve hatta başka hayvanlarda da gözlemlenebilir. Fakat şu an elimizde olan az miktardaki bilgiye dayanarak, bu konunun tahminlere açık olduğu söylenebilir.

Fakat bilim insanları, araştırmalarında güvendikleri hayvan modellerinden olan fare beyni ve insan beyni arasında, nörolojik yapı veya işlev yönünden önemli bir fark keşfettiklerinde, dikkatlerini bu konuya yöneltmek için iyi bir gerekçeye sahip olabilirler.

Fareler; yetiştirilme kolaylığı, kısa üreme döngüsü ve kısa hayat süreleri sayesinde, nörolojik çalışmalarda iyi bir başlangıç noktası olabilir.

Farelerin beyinlerinin bizimkilerden ne kadar farklı olduğunu ve hangi nörolojik özelliklerinin korunduğunu ne kadar anlarsak, sonuçlar o kadar doğru olur.

Araştırmacılar için bir sonraki adım, rosehip nöronların piramidal nöronlarla olan bağlantısını gösteren açık bir harita geliştirmek olabilir.

Beyin devrelerimizin karmaşık detaylarının saptanması, beynin temel düzeyde nasıl çalıştığını bizlere gösterebilir ve belki beynin istenmeyen şekilde çalıştığı durumlarda neler olabileceğini saptayabiliriz.

 

 

 

 

ScienceAlert

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz