Kelly Thomas, dört yıl önce ABD’nin Florida eyaletindeki bir hastanede uyandığında, geçirdiği trafik kazasını hatırlamıyordu. Araba kazası, kendisini yürüme becerisinden yoksun bırakmıştı.
At binme gösterilerinde varil yarışı yapan ve faal bir üniversite öğrencisi olan Thomas, bir araştırma çalışmasına katılmak üzere bir yıllığına Kentucky’e taşındı. Thomas bu çalışmanın, omuriliğine yürümeyi yeniden öğretmesini umuyordu.
Şubat ayında, Thomas’ın etrafında dört dönüp bacaklarını hareket ettirmesine yardım eden ve Thomas yürüteç kullanırken onun ayaklarını yerleştiren bir eğitimci, olduğu yerde durdu ve ayağa kalktı.
Paniğe kapılan Thomas, “Ne yapıyorsun?” diye sordu.
“Yapıyorsun” dedi eğitimci Rebekah Morton. “Bana ihtiyacın yok.”
Thomas duraksadı ve sonra kendi kendine bir adım attı. Sonra bir tane daha. Donakaldı.
Thomas o anları şöyle hatırlıyor: “Birden bire olmuştu. Dört yıl boyunca çok sıkı şekilde çalışıyordum. Duygusallaştım.”
Şimdi 23 yaşında olan Thomas, omurilik zedelenmesi geçirip artık ayakta duran, adımlar atan ve (kendi vakasında) yardım almadan yürüyen birkaç insandan biri. Bunların hepsi, deneysel ve bileşik bir tedavi sayesinde oldu.
Louisville Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma çalışmasında, Thomas ve diğer üç kişinin omuriliklerine, elektriksel faaliyeti teşvik etmesi amacıyla ameliyat ile bir cihaz nakledildi. Aylarca yapılan fiziksel tedavi de buna eşlik etti.
Louisville Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, New England Journal of Medicine bülteninde, çalışmanın sonunda deneklerden ikisinin ayakta durabildiklerini ve sınırlı adımlar atabildiklerini; diğer ikisinin ise (Thomas ve diğer hasta Jeff Marquis) kendi başlarına yürüyebildiklerini bildirdiler.
Araştırma; bir yardım kuruluşu, Louisville Üniversitesi Hastanesi ve cihaz üreticisi Medtronic tarafından desteklendi.
Nature Medicine bülteninde eş zamanlı olarak yayınlanan bir vaka raporunda, Mayo Clinic kurumunda omurilik zedelenmesi sebebiyle tedavi gören bir hastanın da, elektrik uyarımı ve yoğun biçimli fiziksel tedavi yardımıyla adım atabildiği ve eğitimci yardımıyla yürüyebildiği bildirildi.
İki çalışmada da yer almayan fakat, omurilik zedelenmesi bulunan insanlara uyarıcı bir cihaz yerleştiren, Minnesota Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sinircerrahi asistan hekimi olan David Darrow şöyle söylüyor: “Omurilik zedelenmesi araştırmalarının tarihi yaklaşık 50 yıllık. Aslında hiç olumlu bulgular olmayan, başarısız denemelerle dolu bir tarih”
“Şimdi bir nevi, yeni bir çağa girdik.”
Darrow, bu en yeni çalışmalarda bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini, cevap bekleyen çok miktarda bilimsel ve tıbbi soru bulunduğunu söyledi.
Söz konusu hastaların sayısı hâlâ ufak miktarda ve bu hastaların yaralanma derecesi değişiklik gösteriyor. Bu yüzden, bahsi geçen müdahalenin, omurilik zedelenmesi bulunan daha fazla miktardaki insanda ne kadar iyi sonuç vereceğini bilmek önem taşıyor.
Ayrıca, yöntemin nasıl çalıştığı konusunda birçok soru bulunuyor. Bu sorular yalnızca, daha geniş bir araştırmacı topluluğunun, daha fazla hastada bu yaklaşım üzerinde çalışmasıyla çözülebilecek.
Louisville araştırma takımının 2011 yılında sunduğu şaşırtıcı bir vaka raporuna dayanan bu sonuçlar, kavramın kanıtlanması bakımından güçlü bir nitelik sergiliyor.
Araştırmacılar, devamlı durumdaki ağrıyı idare etmek üzere geliştirilen tıbbi bir cihazı alıp, felçli bir hastanın omuriliğini uyarmak amacıyla nakletmişler. Nakil yapılan hasta, rehabilitasyon seanslarından sonra ayakta durmayı öğrenmiş ve bacak hareketlerinin istemli kontrollerinden bir kısmını yeniden kazanmış.
Louisville Üniversitesi’ndeki Kentucky Omurilik Zedelenmesi Araştırma Merkezi’nin bilimsel müdür yardımcısı olan ve insanlarda bu yöntemin kullanılmasına öncülük eden Susan Harkema, bu cihazların zedelenme bölgesinin epey altına nakledildiğini söylüyor.
Bu vaka, hastaların omrundaki bazı kopmuş bağlantıların yeniden oluştuğu bir vaka değil. Bunun yerine Harkema, bu çalışmaların, uzmanların omuriliğe dair düşüncelerinde gerçekleşen aşamalı bir geçişi müjdelediğini düşünüyor; yani omurilik, eğitim ve elektrik uyarımının doğru bileşimiyle birlikte, yürümenin yeni yollarını öğrenebilir.
“Bu çalışmanın temeli, omursal devre sisteminin karmaşık olması ve beynin pek çok yönüyle gerçekten aynı özellikleri barındırması. Bu çalışma bağlamında gerçekten gösterilen şey, omuriliğin doğru koşullarda yürümeyi yeniden öğrenme becerisinin olması” diyor Harkema.
Bu müdahale, anahtar açmaya benzemiyor. Bunun tek başına işlevi geri getirmediğinden emin olmak amacıyla, çalışmanın deneklerine ilk önce yaklaşık iki aylık yoğun biçimli fiziksel terapi ve egzersiz verilmiş.
Cihaz takıldıktan sonra, günlük olarak sıkı bir terapi sürecine başlamışlar ve terapistlerden oluşan bir takım, hastaların vücutlarını ve zihinlerini tekrardan nasıl adım atacakları konusunda eğitmeye başlamış.
“Ayak parmağını kaldır” veya “ağırlığını aktar” veya “dizini kaldır” gibi işaretler verilen Thomas, bunun ilk başta sezgisel olmaktan uzak olduğunu söylüyor.
Nakilden sonraki üçüncü seansta, bir yürüme bandında, sağ bacağıyla adım atmaya başlamış. Sol bacağına adım attırmak daha uzun sürmüş.
“İlk başta son derece ama son derece zordu” diyor Thomas.
“Kimseyle konuşamıyordum, kimseye bakamıyordum; tamamen kendi vücuduma odaklanmıştım. Artık yürüyebiliyor ve konuşabiliyorum. Şimdi o kadar zor gelmiyor. Yine de henüz kolay değil ve tamamen doğal değil.”
Thomas eve, Florida’ya döndükten sonra, yeni becerilerini günlük yaşamına ilave edebilmiş. Yürütecini arabasına koyuyor, uyarıcıyı çalıştırmasına olanak sağlayan uzaktan kumandayı alıyor ve kendi başına kütüphaneye, lokantalara ve tırnaklarına bakım yaptırmaya gidiyor.
Mayo Clinic’teki araştırmacılar, kendi yöntemleriyle de benzer sonuçlar elde etmişler; tam omurilik zedelenmesi bulunan bir hasta, eğitimci yardımı ile adım atıp yürüyebiliyormuş.
Her iki çalışmada da, hastaların yürümesi için uyarıcının açık olması gerekiyor. Bu durum, bunun kendiliğinden gerçekleşen bir düzelme olduğu fikrini gözardı etmeye yardımcı oluyor. İnsanlar sadece bacaklarını hareket ettirmeye çalışırken adım atılmalı.
Mayo Clinic’te bir sinir cerrahı olan Kendall Lee şöyle söylüyor: “Önemli olan nokta, bu teknolojinin, ayakta durmak ve kendi başına adımlar atmak üzere işlevsel kontrolü geri verebiliyor olması. Bu yüzden, felç ile karşı karşıya olan insanlara gerçekten umut veriyor.”
Bu yöntemlerin daha fazla yerde ve daha fazla hastada denenmeye başlamasıyla birlikte, artan talebin teknolojiyi gelişmeye ve müdahale için özelleştirilmeye doğru yönlendirmesi umuluyor.
Araştırmacılar kendilerinin mühendis olmadığını ve satışa olan hazır bir cihaz için yeni yöntemlerin bulunması yerine, bu uygulama göz önünde bulundurularak geliştirilen bir uyarıcı görmeyi umduklarını söylüyorlar.
Yöntemin daha çeşitli insanlarda da denenmesi gerekecek; çalışmadaki denekler, 20’li yaşlarda ve 30’lu yaşların başlarında olan kişilerdi. Ayrıca, zedelenmelerinin üstünden yaklaşık iki ila üç yıl geçmişti.
Omurilik zedelenmesi olan pek çok insan yaş bakımından daha büyük ve felç olmalarının üzerinden daha fazla yıl geçmiş.
Darrow, uyarıcıyı 17 yıl önce yaralanan birisine nakletmiş ve şimdi devam eden çalışmadaki en yaşlı denek, 50’li yaşların sonlarındaymış.
Darrow, elektriksel uyarıcının rehabilitasyon olmadan, tek başına etkili olup olmadığıyla ilgileniyor (ör. istemli hareket ve düşük veya kontrolsüz tansiyon gibi diğer sağlık durumları üzerinde).
“Yaptıkları çalışmayı gördüm ve bunun gerçekten iyi olduğunu düşündüm. Çok büyük bir potansiyel var” diyor Darrow.
“Eğer bu alanda daha fazla çaba gösterebilirsek ve bu alanı gerçekten değiştirmek için yetenekli insanları getirebilirsek … birçok ilerleme kaydedebilirsiniz.”
The Washington Post
Omuriliği Zedelenen Adam Ayağa Kalktı ve Bacaklarını Hareket Ettirdi