Geçtiğimiz günlerde yeni aygıtın tanıtımını yaptılar.
Facebook ve Oculus, geçtiğimiz günlerde bilgisayardan bağımsız sanal gerçeklik başlığı çıkaracaklarını duyurdular. Yeni aygıt, bulunduğunuz ortamı haritalandırabiliyor. ”Oculus Quest (Macera)” isimli cihaz, dört dahili algılayıcı kullanarak çevredeki eşyaları tanıyor, fiziksel dünyanın neye benzediğini anlıyor ve başınızın ortam içindeki konumunu takip ediyor.
Ancak kendisi, böyle şeyleri başaran ilk VR başlığı değil. Ondan önce, çalışabilmek için çok güçlü bir PC’ye ihtiyaç duyan, hareketleri algılamak için bağımsız ve harici kızıl ötesi LED algılayıcılar kullanan Oculus Rift vardı. Quest ise, benzer bir şeyi PC’ye ve bağımsız algılayıcılara ihtiyaç duymaksızın başarıyor.
Oculus Quest’in, sanal gerçeklik alemine nasıl yerleştiğine ve nasıl çalıştığına biraz bakalım.
Go Aygıtından Sonra Büyük Adım
Oculus Quest, şirketin daha önce çıkarmış olduğu müstakil VR aygıtı Oculus Go’nun devamı niteliğinde. Çalışmak için bilgisayara ihtiyaç duymayan başlık, bu yılın Mayıs ayında piyasaya çıkmıştı. Ancak kendisi, odanın neresinde olduğunu tespit edemiyordu. Oculus’un seçkin, geleneksel aygıtları ile kıyaslandığında, içindekiler kataloğu da oldukça sınırlıydı; çünkü Go, işlemciye fazla yüklenen oyunların üstesinden gelemiyordu.
Sonuç olarak Go, koltukta oturup video izlerken, oyun oynarken veya sanal hız treniyle giderken kullanılırsa (tabi eğer mide bulantı sorununuz yoksa) harika bir aygıt. Yüzünüze takıp, etrafta dolaşmaya kalkmamalısınız. Örneğin bir çöle bakıyorsanız, sanki oradaymışsınız gibi başınızı sağa sola, yukarı aşağı hareket ettirerek doğal ortamı kontrol edebilirsiniz (ama oturmuş olarak ve sadece tek bir yerden).
Aslında bu, sürükleyici bir deneyim. Fakat başlık, kendisinin oda içerisinde nerede olduğunu bilmediği için, kafanızdayken ayağa kalkarsanız duvara çarpabilir ya da masayı devirebilirsiniz. Sanal manzara, kendini gerçek dünyaya uyarlamıyor; yani kısacası, sadece koltuktayken güvenle kullanılabilen bir aygıt.
Fiyatı 199 $ olan Go, bir el kumandasıyla (örneğin silahlı bir zombi oyununda, sanal bir silahı doğrultup ateş etmeye yarayan, gri, küçük bir alet) birlikte geliyor. Ama bu aletle sadece bu kadarını yapabiliyorsunuz; ”el gibi kullanma” (sanal ellerinizin gerçek ellerinizi taklit etmesi) hissi veremiyor. Oysa, Rift’inki gibi daha üstün el kumandaları bunu yapabiliyorlar.
Elbette, Oculus aygıtlarının rakipleri de mevcut. Örneğin, HTC’nin Vive VR sistemi. Rift gibi bu da yalnızca bilgisayar ile birlikte kullanılabiliyor, odada nerede olduğunu tespit ediyor. Vive’ın sadece Çin’de kullanılmak üzere tasarlanmış ve Focus adında bağımsız bir aygıtı var. Bu aygıtın içten dışa takip yetenekleri de mevcut. Bir de olumsuz şekilde değerlendirilen bağımsız VR başlığı Lenovo Mirage var ve sadece küçük bir alanda sizi takip edebiliyor.
Quest Geliyor
Quest, odada yer tespit edebilme özelliği ile Go’ya göre önemli bir üstünlüğe sahip; yani fiziksel şartların farkında. Bunun için aygıtın dışına, köşelerinin yakınına yerleştirilmiş dört algılayıcıyı, etrafındaki boşlukları algılamak için bilgisayar görüntüsü kullanılıyor. Bu özelliğe Insight (Kavrama) deniyor.
Facebook VR’da başkan yardımcısı olan Hugo Barra, yıllık Oculus geliştiriciler toplantısında şöyle söylüyor: ”Kenarlar, köşeler ve ortamdaki bazı belirgin özellikler, başlık tarafından dört tane geniş açılı algılayıcı yardımıyla tespit ediliyor. Daha sonra, seyrek noktalardan oluşan ve bulutu andıran, üç-boyutlu bir harita oluşuyor.”
”Sistem bu haritayı, jiroskop ve ivmeölçer girdileri ile birleştiriyor ve başın konumu hakkında milisaniyelik, çok keskin bir tahmin elde ediyor” diye ekliyor. Oculus, cihazın reklamını “özgürlüğün altı seviyesi” şeklinde yapıyor. Yani sistem, başınızı sola, sağa, ileri, geri, yukarı ve aşağı oynattığınızda, yerini takip ediyor.
Bu durum, Quest ile VR deneyiminizi odalarla sınırlı tutmanıza gerek olmadığı anlamına geliyor; yani bir bilgisayara gereksinim duymaksızın, daha geniş mekanlara (hem sanal dünyada, hem de gerçekten) gidebilirsiniz.
Quest’in el üniteleri, Go’ya eşlik eden basit kumandanın aksine, ellerinizi de işin içine katmanıza imkan tanıyor. Böylelikle siz ellerinizi hareket ettirdikçe, sanal elleriniz de sanal uzayda hareket ediyor. Örneğin, sanal ellerinizle sanal bir bowling topu fırlatabilirsiniz ya da sanal bir tenis raketi sallayabilirsiniz. Quest, Go’da olduğu gibi dahili bir ses sistemine sahip. Üstelik şirketin söylediğine göre, basları daha iyi.
Quest, önümüzdeki ilkbaharda 399 $ fiyatla satışa çıkacak. Bu fiyat, Go’nunkinin iki katı ama Rift’inki ile aynı (üstelik Rift’in çalışması için bilgisayar gerekiyor).
