Lamalar, develer ve diğer akraba hayvanlarda bulunan bir antikor çeşidine dayanan yeni bir antikorun üretilmesinin ardından, nihayet insanları mevsimsel grip enfeksiyonlarından koruyan uzun ömürlü bir aşı çıkabilir.
Farelere hem doğrudan enjekte edilen, hem de özel olarak mühendislik uygulanan bir virüs aracılığıyla aktarılan antikorlar, fareleri influenza A ve B virüslerinden korumayı başardı.
Gelecekte yapılacak klinik denemeler de böyle verimli olursa, her yıl on binlerce insanın ölümüne yol açan ölümcül influenza patojenine karşı, ihtiyacımız olan üstünlüğü elde edebiliriz.
Uluslararası araştırmacılardan oluşan bir takım, influenza virüslerine özgü bir dizi işaretçiye kilitlenen yeni antikorlar oluşturmuş.
Bunu da, devegillerin ürettiği alışılmadık bir antikor sınıfının yardımıyla başarmışlar. (Devegillerin içinde deve, alpaka ve lama gibi hayvanlar bulunuyor.)
İsviçre’deki Biyotıp Araştırma Enstitüsü’nde çalışan bağışıklık uzmanı Antonyo Lanzaveçya, Science dergisine konuşarak, “Bu harika bir haber ve antikor mühendisliğinin gücünü gösteriyor” diyor.
İnsanlarda gripten sorumlu olan iki ana tip bulunuyor. Basitçe A ve B denilen bu tipler, karışık suşlardan oluşuyor ve bu suşlar, söz konusu patojenin yüksek oranda bölünmüş genomu sayesinde sık sık evrim geçiriyorlar.
Grip virüsünün karmakarışık genleri, virüsün kendi yüzeyinde taşıdığı ve hemagglutinin (HA) olarak adlandırılan bir biyoişaretçi türünü sürekli değiştirmesine yardımcı oluyor. Yani bir virüs suşuna tutunan antikorlar, bu virüsün neslini etiketlerken o kadar başarılı olamayabiliyorlar.
Bağışıklık uzmanları, sürekli arayı kapatmaya çalışarak, o mevsimde ortaya çıkan ve ‘revaçta’ olduğunu tahmin ettikleri virüslere dayanan aşılar geliştiriyorlar. Bu konuda epey hata payı oluyor ve birçok insana da virüs bulaşıyor.
Daha etkili bir aşı üretmenin yollarından biri de, tek tip HA çeşidinden daha fazlasına tutunabilen antikorlar kullanmak olurdu. Virüsleri geniş ölçüde etkisiz hale getiren bu antikorlar şu an mevcut, fakat yeterli sayıda grip suşunu kapsaması için, aşıların her birinde çeşitli miktarda antikora ihtiyacımız var.
Bu durum, antikorların ulaştırılmasını zorlaştırıyor ve ayrıca, daha fazla aşı yapılması anlamına gelebilir.
Bu yeni yaklaşım ise, birden fazla antikor yapısını, ‘çok alanlı’ tek bir antikora dolduruyor. Daha da iyisi; bunu yaparken, antikorları nano boyutunda olan ve virüsün kabuk oyuklarında daha derinlere ulaşan bir proteine indirgiyor.
İşte lamalar burada devreye giriyor. Araştırmacılar, devegiller gibi hayvanlar tarafından üretilen ve ek amino asit destek zinciri yükü bulunmayan, küçük, tek alanlı, benzer bir antikor sınıfından ilham almışlar.
Takım, lamalardan şablon olarak toplanan antikorları kullanarak, farklı hemagglutinin biçimlerine tutunabilen, yoğun biçimli, dördü bir arada antikor geni geliştirmiş.
Bu antikorların, uygun şartlar altında, 60 farklı influenza virüsü suşunun meydana getirdiği enfeksiyonu engelleyebildikleri görülmüş.
Ismarlama şekilde çalışan ve böylesine çok yönlü olan bir antikor; aşılanmış lamalardan toplayabileceğiniz türden bir şey değil maalesef. Bu yüzden araştırmacılar, epey dahice bir çözüm ortaya atmışlar.
Genleri bir adenovirüse doldurmuşlar ve daha sonra bu virüs, burun mukozamızda yer alan hücrelerin yardımıyla bu proteinleri dışarı pompalamış.
Bu küçük antikor fabrikalarını her iki burun deliğine de basit bir şekilde püskürtmek; bağışıklığı, kuramsal bakımdan birden fazla virüs suşuna karşı hazır hale getiriyor.
Sürecin, fare örneklerinde şimdiye kadar işe yaradığı görünüyor. Araştırmacılar, söz konusu antikorları hem doğrudan enjeksiyon yoluyla, hem de adenovirüs üzerinden iletmişler ve bu antikorlara; H1N1, H2N2 ile influenza B virüslerinin farelere uyarlanmış halini bulaştırmışlar. Her iki uygulama da, nispeten düşük miktardaki dozlarda bağışıklık sağlamış.
Ayrıca bu antikorların, işlerini yapacak kadar uzun süre durdukları görülmüş: Farelerde dokuz aydan daha uzun süre kalmışlar; al yanaklı maymunlara enjekte edildiği zaman da dört ay kalmışlar.
Açık konuşmak gerekirse, grip suşlarının çoğuyla başa çıkabilen mevsimsel burun spreylerinin üretilmesi için biraz daha zaman gerekebilir. İnsanları kapsayan klinik deneyler yıllarca sürebilir ve ayrıca, en umut vadeden tedavilere bile son verebilen bazı şeyler var.
Ancak söz konusu işaretler mükemmel görünüyor. Sadece ABD’de, her yıl on binlerce insan grip virüsünden ve virüsün yol açtığı dolaylı sorunlardan hayatını kaybediyor; üstelik bu kurbanların pek çoğu ihtiyar insanlar veya yeni doğan bebekler.
Her yıl yeniden ortaya çıkan bu grip belası üzerinde oluşturacağımız her etki, sevdiğimiz pek çok insan için ölüm ve yaşam arasındaki farkı meydana getirebilir.
Araştırma Science bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert