Kanada’nın Yeni İskoçya bölgesinden alınan toprakta bulunan mikroskobik canlılar, yaşam ağacına başka bir dal eklememizi gerektirecek.
Bu ilginç canlılar; bitkiler alemine, hayvanlar alemine veya şimdiye kadar sınıflandırmış olduğumuz diğer bir aleme uymuyor.
Söz konusu küçük varlıklar, hemimastigot olarak adlandırılan mikrop grubunun iki türünü temsil ediyor ve detaylı şekilde yapılan genetik bir incelemeye göre, bunlardan biri daha önce hiç görülmemiş türden.
Kanada’daki Dalhousie Üniversitesi’nde çalışan araştırma takımına göre bu iki tür, ökaryot (insanlar gibi karmaşık hücrelere sahip) ve protistadan (hayvanlar, bitkiler ve mantarlar aleminin dışında) meydana geliyor. Fakat, bugünkü Ökaryot üst alemini meydana getiren 10 alemin kalıplarına uymuyorlar.
Araştırmacılardan biri olan Alastair Simpson, şöyle söylüyor: “Bu keşif, yaşam ağacımızın dalını, en derin noktalarından birinde yeniden çiziyor. Karmaşık hücrelerin ve onların antik kökenlerinin evrimini; hayvanlar ve bitkiler Dünya üzerinde ortaya çıkmadan çok daha öncesine kadar anlamaya doğru yeni bir kapı aralıyor.”
Tanımlanan ilk hemimastigot türü, şimdiye kadar sadece birkaç defa görülen Spironema idi. Daha sonra, tamamen yeni olan ikinci bir tür keşfedilmiş; bilim insanları, yerel Mikmak halkının kültürüne ait olan Kukwes canavarından esinlenerek, buna Hemimastix kukwesjijk ismini vermişler.
Araştırmacıların söylediğine göre bu mikrop; besinleri yakalayıp yeme şekline bakılınca küçük bir canavar gibi görünüyor ve öyle davranıyor.
Takım üyesi Yana Eglit, “Bu mikroorganizma grubu, alışılmadık bir görünüme sahip” diyor. “Mikroskop altındaki davranış biçimleri sebebiyle, onları hemen fark edemiyorsunuz.”
İlk hemimastigot 19’ncu yüzyılda tanımlanmış, fakat bilim insanları, bugüne kadar bu mikroplar üzerinde detaylı bir genetik çözümleme gerçekleştirememişler. İş sınıflandırmaya geldiği zaman, her zaman bir gizem olmuşlar.
Araştırma takımı, tekil hücre transkriptonomiği olarak adlandırılan ve nispeten yeni olan bir gen dizme yönteminin yardımıyla, bu canlıların daha önce belirlenen yaşam ağacı şubelerine denk gelmediğini onaylamayı başarmışlar. Söz konusu gen dizme yöntemi, diğer yöntemlerin milyonlarca hücreden topladığı veri miktarını, ufak miktarda bir hücreden toplayabiliyor.
Aslında bu canlılar, diğer canlılardan, hayvanlar ve mantarların birbirinden farklı olduğu kadar farklı. Araştırmacıların öne sürdüğüne göre, hemimastigotlar ve yaşayan diğer herhangi bir canlının ortak atasını bulmak için, yaklaşık bir milyar yıl geriye gitmeniz gerekiyormuş.
Simpson, CBC News haber kanalından Emily Chung’a şöyle söylüyor: “Bunlar, gözden kaçırdığımızı bilmediğimiz büyük bir dalı temsil ediyorlar. Bildiğimiz kadarıyla, hiçbir şey onlarla yakın akraba değil.”
Yana Eglit, Halifax şehrinin dışındaki Bluff Kır Yolu’nda diğer öğrenciler ile birlikte bahar yürüyüşü yaparken, bir hevesle bu örnekleri toplamış. Keşfin bu sayede yapılmış olması, keşfi çok daha kayda değer hale getiriyor.
Eglit, mikroskopta mikroplar üzerinde çalışma yaparken, canlılardaki flagellanın (veya küçük kılların) uyumlu bir şekilde değil de rastgele şekilde hareket ediyor gibi göründüğünü fark etmiş; bu olağandışı bir durummuş ve ender bulunan hemimastigotların işaretlerinden biriymiş.
Araştırmacılar, tutsak haldeki Hemimastix kukwesjijk mikroplarını besleyip çoğaltmayı bile başarmışlar; yani bunlar üzerinde daha fazla çalışma fırsatı elde etmek için, ormanlarda talihli gezintiler yapmak gerekmeyecek. Gelecekte yapılacak araştırmalar, yaşamın evriminin ilk zamanlarına dair daha fazla fikir sunabilir.
Ayrıca Yana Eglit, söz konusu keşifte kendisinin bu kadar büyük bir paya sahip olmasına rağmen, yaşam ağacındaki bu büyüleyici gelişmenin ardında bir takım çalışması olduğunu vurgulayacak kadar da mütevazı.
“Bunu çalışmayı, tek laboratuvar olarak başaramazdık. Buna dahil olan herkes, gerekliydi” diyor Eglit.
Araştırma Nature bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert
Çok şaşırtıcı ve ilginç bir keşif.Bu canlı grubu hakkında daha fazla bilgi öğrenmek için sabırsızlanıyorum.