Harvard Business Review dergisinin geçenki kapak konusunda, zamana paradan daha çok öncelik tanımamız ve günlük kararları buna göre vermemiz gerektiği öne sürüldü. Harvard İşletme Fakültesi profesörü Ashley Whillans’a göre, maalesef çoğumuz bunun tam tersini yapıyor.
Makalede en ilgi çekici noktalardan biri şu: “Bir olayın keyfini çıkarmak için gereken zaman miktarını abartıyoruz.”
Peki Whillans’a göre bunun sonucunda ne oluyor? “Daha verimli şekilde kullanabileceğimiz ufak boş zaman aralıklarını israf etmiş oluyoruz. İşteki bir arkadaşımızla sosyalleşerek geçirilen beş dakika veya bir egzersiz bisikletinde geçirilen 20 dakika, ruh halimiz için genelde tahmin ettiğimizden daha güçlü faydalara sahiptir.”
Whillans, bu küçük boş zaman aralıklarını ne şekillerde boşa harcadığımızı belirtmiyor. Fakat akla, epostaları kontrol etmek veya sosyal medyaya göz atmak geliyor.
Genelde bu sürenin, keyifli bir şey yapmaya yetmeyeceği düşünülür. Bu yüzden onu mantıksız şekilde doldururuz.
Buradan alınması gereken esas derslerden biri de, boş zamana bir amaç ile yaklaşmanın önemi. Zaman yönetimi uzmanı olan Laura Vanderkam, Mesai Dışı isimli kitabında şöyle yazıyor: “Saat 13’e kadar ne yapacakları hakkında hiçbir fikri olmadan saat 8’de işyerine gelen insanların sayısı azdır; fakat insanlar saat 23’e kadar ne yapacaklarını düşünmeden saat 18’de eve gelirler.”
Whillans gibi, Vanderkam da bilhassa arkadaşlar ve aile ile sosyalleşmeyi önererek; hayatlarındaki önemli insanlara zaman ayıran kişilerin, yapmak istedikleri şeyleri yapmaya zamanlarının olduğunu söylemesinin genelde daha muhtemel olduğunu belirtiyor. (Vanderkam, sosyalleşmenin özgürlük hissine sebep olduğundan ve bunun tersinin olmadığından şüpheleniyor.)
“İnsanlar zamanı genişletiyor” diye yazıyor.
Bir diğer önemli ders ise, herhangi bir olayın (egzersiz yapmak veya bir iş arkadaşıyla sohbet etmek gibi) bizi nasıl hissettireceğini hiç de iyi tahmin edemiyoruz.
Gerçekten de; 2014 yılında Journal of Experimental Psychology: General bülteninde yayınlanan bir çalışmada, işe gidip gelirken yanlarındaki bir yolcuyla konuşan insanların daha mutlu oldukları bulunmuş; bu kişiler, sessiz durdukları zaman daha mutlu olacaklarını düşünmüş olsalar bile.
Uzun lafın kısası: Zaman (beş dakika bile olsa) değerli bir şeydir. Onu akıllı kullanın.
Business Insider
Nasıl bir çeviri yapmış siniz
Daha Türkçe’yi düzgün konuşamamışsınız çeviriyi nasıl değerlendirdiniz?