Çoğumuz, neredeyse hiç tahmin edildiği gibi çıkmayan hava durumları yüzünden gafil avlanmışızdır. Fakat günümüzdeki karmaşık tahmin modelleri, uygun tahminlerin 10 gün kadar önceden yapılmasına olanak sağlayabiliyor.
Şimdiyse yeni geliştirilen bir hesaplama yöntemi, bu sınırı çok daha ileriye götürmeyi vadediyor.
Söz konusu sistem, başlangıçta vadettiği şeyi yerine getirirse; gerçeğe yakın tahmin aralığına dört veya beş gün daha eklenebilir.
Bu yeni ve çok uzun aralıklı hava durumu tahmininin sırrı, başlangıçtaki gözlemlerin kaydedilmesinde yatıyor; yani, o anki havanın durumunda.
Araştırmacılar, gerçek zamanlı okumalarda yer alan değişkenleri azaltarak, süperbilgisayarların iki haftaya kadar doğru kalabilen tahminler üretmesini sağlamışlar.
Çalışmanın ardındaki takım, tezde şöyle açıklıyor: “O günkü başlangıç durumunun belirsizliğini bir birim azaltmak, günlük havanın deterministik öncü tahmin süresini beş güne kadar uzatıyor”
“Bu fazladan tahmin edilebilirlik sınırına ulaşmanın, sosyoekonomik yönden çok büyük faydaları olabilir. Fakat bunu yapmak için, tüm topluluğun eşgüdümlü şekilde çabalayarak daha iyi sayısal hava modelleri tasarlaması, gözlemleri iyileştirmesi ve gelişmiş veri benzeşimi ile hesaplama yöntemleriyle beraber gözlemlerden daha iyi faydalanması gerekiyor.”
Her hava durumu tahmini, havanın o an içinde bulunduğu şartlara dayanıyor. Ne kadar geleceğe giderseniz, havanın nasıl olacağını tahmin etmek o kadar zorlaşıyor çünkü işin içine çok sayıda değişken giriyor.
Bu başlangıç koşulları; uydulardan, balonlardan ve hava istasyonlarından derleniyor ancak mükemmel değiller. Bu nedenle tahmin modelleri, başlangıç koşullarının farklı çeşitlerine dayanan birden çok senaryo yürütme eğilimi gösteriyor ve sonra, tüm bu sonuçlardan ortak bir fikre varılıyor.
Yeni çalışmanın arkasındaki araştırmacılar bu yaklaşımı değiştirmiş ve orta enlem hava durumunun başlangıçtaki değişkenlerini 10 kat azaltarak, başlangıç koşullarının mükemmele yakın olduğunu varsaymışlar (orta enlem hava durumu, dünya nüfusunun çoğunu etkileyen sistemleri kapsıyor).
Takım, bu yeni yöntemi; 2016’dan başlayarak tarihsel hava olayları ile denemiş ve iki haftaya kadar makul bir isabet seviyesinin sürdüğünü bulmuş. Bu noktada modeller, 2016 yılında gerçekleşen şeylerle gerçek bir benzerlik taşımıyormuş.
Bu yeni ve ilgi çekici yaklaşım üzerinde daha bir sürü çalışma yapılması gerekiyor. Fakat bu yöntem, daha önce hiç olmadığı kadar uzun bir aralıkta hava tahmini sunuyor ve meteoroloji uzmanlarının halen çalışmalarını yürüttüğü 10 gün sınırına göre uygun bir sıçrama niteliği taşıyor.
Belirli kaynaklar, iki haftanın ötesine uzanan hava tahmini sunabilse de; meteoroloji uzmanları size bunların pek güvenilir olmadığını söyleyecektir.
14 günlük bu hedef, yarım yüzyıl öncesine uzanan atmosferik modeller üzerine yapılan önceki bir araştırmayla da eşleşiyor; o araştırmada da, tahminler fiilen kullanışsız hale gelmeden önce iki haftalık bir sınır önerilmiş fakat araştırma, 21’nci yüzyılın süperbilgisayarlarında denenme imkanı bulamamış.
Hesaplama gücü ve hava durumu tahmin modelleri elbette her zaman gelişme gösteriyor ve ayrıca yapılan bazı deneyler, halihazırda bu iki hafta sınırını aşabileceğimizi göstermiş durumda. Ancak şimdilik, geleceğe en fazla 14 gün bakabileceğiz gibi görünüyor.
Pennsylvania State Üniversitesi’nde çalışan baş araştırmacı Fuqing Zhang, Science sitesinden Paul Voosen’a “İki hafta uygun gibi” diyor. “Gösterebileceğimiz nihai sınıra en yakın şey bu.”
Araştırma, Journal of the Atmospheric Sciences bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert