1500 yıldan daha önce; çok cesur bir avcı toplayıcı, bir santim uzunluğundaki dişleriyle birlikte bir çıngıraklı yılanı bütün şekilde yemiş. Bunu biliyoruz çünkü arkeologlar onu güneybatı Teksas’ta yer alan bir kaya sığınağında keşfetmişler. Yılanın zehirli dişleri ile diğer izleri, dışkı halinde dışarı atılmış ve taşa dönüşmüş. Bunlar, fosil kayıtlarında tam yılan tüketimini gösteren ilk bulgular.
Taş haline gelen bu gübre örnekleri, 1960’larda Conejo Sığınağı’nda toplanan ve Teksas’ın Aşağı Pecos Canyonlands bölgesinde bulunan 1000’den fazla örnek topluluğunun bir parçasıymış. Arkeologlar, insanların bu bölgede 12.000-14.000 yıl yaşadıklarına inanıyor. Kaya barınağında bulunan bu nesnelerin niteliği ve miktarına bakıldığında, bahsi geçen alanın tuvalet olarak kullanıldığı görülüyor.
Antik kakaları mikroskop altında analiz etmek, arkeoloji ile ilgili filmlerde görmeye alışık olduğumuz göz alıcı çalışmalar gibi gelmeyebilir. Ancak gerçekte; böyle bir çalışma oldukça heyecan verici olabilir. Fosilleşmiş dışkıların incelenmesiyle, eski insanların yeme alışkanlıklarının binlerce yıl önce neye benzediğini anlamak ve onların yaşam biçimleri hakkında, çoğu kalıntı veya çömlek parçasının açığa çıkarabileceğinden daha fazla şey öğrenmek mümkündür. Bu avcı toplayıcı birey ayrıca, Agave lechuguilla ile Liliaceae çiçekleri, Dasylirion lifleri ve bir Opuntia kaktüsü gibi bitki çeşitlerini de tüketmiş.
Karbon tarih belirleme yöntemine göre bu taşlaşmış dışkılar, ilk Avrupalı’nın bu kıtaya ayak basmasından neredeyse bin yıl öncesine, yaklaşık 1.500 yıl önceye ait. Bölgede yaşayan Kolomb öncesi bu avcı toplayıcılar, muhtemelen bu süre zarfında oldukça fazla sıkıntıyla uğraşmak zorunda kaldılar. Zorlu çöl koşulları, pek fazla aranacak yiyecek olmadığı anlamına geliyor; bu nedenle, bir bireyin yiyebileceği herhangi bir şey; kemirgenler, tavşanlar ve hatta zehirli yılanlar… Ne olursa olsun, onlar için değerliydi.
Bununla birlikte; bu eksantrik avcı-toplayıcı, muhtemelen çıngıraklı yılanı besin maddesi olarak tüketmemişti. Bunun yerine araştırmacılar, avcı-toplayıcının bu engereği, ritüel amacıyla bütünüyle yuttuğuna inanıyor. Yılan, ya batılı elmas sırtlı çıngıraklı yılanı; ya da Doğu Amerika zehirli yılanıydı. O yaştaki insanların zehirli yılanları tüketmeleri nadir bir olay değil; ancak bunu, çıngırağını ve cildini temizleyip ocakta pişirdikten sonra yapıyorlar. İkincisi ise; aynı taşlaşmış dışkı örneklerinde bulunan diğer gıda maddelerinin, bu avcı-toplayıcının, açlıktan ölmek üzere olmadığını ya da yiyecek bir şey bulamamış durumda olmadığını göstermesi. Yılan yemenin, bir ritüelin parçası olabileceğine işaret eden başka bir ipucu da; sıklıkla yılanları betimleyen Aşağı Pecos halkının kaya duvarlarına çizdiği eserlerinde görülüyor.
Yazarlar, “Gelecekte bu bakış açısına ve etraftaki koşullara göre yapılacak taşlaşmış dışkı analizleri; bu eşsiz gastrolojik olayı daha fazla anlamamızı sağlayacak ve onu, Aşağı Pecos’taki yeme düzenleri ile paleoçevresel adaptasyonlar bağlamında daha iyi konumlandıracak” diyor.
Elde edilen bulgular, Journal of Archaeological Science: Reports bülteninde yayınlandı.
ZME Science