Balıkçılar 1938 yılında denizden bir sölekant çıkardıklarında bilim insanları çok şaşırmıştı. Çünkü bol pullu ve loblara sahip bu balık dinozorların gezegenimiz üzerinde gezdiği çağları temsil ediyordu. Öncelerde bilim insanları sölekant fosilleri bulduklarında onların dinozorlarla birlikte yok olduklarına inanmışlardı çünkü fosiller milyon yıl yaşındaydı.
Ancak bazı sölekantlar bu yıkımdan kurtulmuşa benziyor. Onlar hakkında bildiklerimiz güçlü çenelerinin olduğu, Afrikanın güneydoğu kıyılarında ve az bir miktarda da Hindistan civarında yaşadıkları, kalamar ve ahtapot yedikleriydi. Bilmediğimiz şey ise akciğerlerinin olduğuydu!
Nature Communications dergisinde yayınlanan bir araştırma, modern bir sölekant fosilinin anlattıkları göre sölekantların akciğere benzer yapılara sahip olduğunu açıklıyor. Akciğerler embriyo döneminde gelişiyor ancak balık büyüdükçe gelişimini durduruyor ve bu da bu yapıları bizler için araştırması zor bir hale getiriyor.
Bilim insanları sölekantların böyle garip organa sahip olduklarını biliyordu ancak bu bireylerin zamanla yok olduklarını düşünüyorlardı. Elbette bu yapılara sahip oldukları için sölekantlar nefes alıyordu diyemeyiz. Çünkü yapılan araştırmalarda bu organların işlevsel olduğu ortaya çıktı, yani körelmiş organ diyebiliriz.
Balıklar genelde akciğere sahip olmaz, solungaçları vardır. Ancak bir istisna ise akciğerlibalık. Bu tür yüzme keselerini farklı şekilde düzenlemiş ve onları nefes almak için kullanıyor.
Ekip sölekantların atalarının düşünüldüğü gibi düşük oksijene sahip sığ bölgelerde yüzmemiş olabileceklerini düşünmeye başladı. Bulgular atalarının derin bölgelerde de yaşamış olabileceğini destekliyor.
“Elbette bu yapılara sahip oldukları için sölekantlar nefes alıyordu diyemeyiz. Çünkü yapılan araştırmalarda bu organların işlevsel olduğu ortaya çıktı, yani körelmiş organ diyebiliriz.” nefes alıyordu diyemiyorsak nasıl işlevsel oluyor işlevsel ise nasıl körelmiş oluyor ? Hâlâ işlevsel olan bir organ nasıl körelmiş olabiliyor? Şöyle mi demek istediniz acaba? “”Elbette bu yapılara sahip oldukları için sölekantlar nefes alıyordu diyemeyiz. Çünkü yapılan araştırmalarda bu organların işlevsel olmadığı ortaya çıktı, yani körelmiş organ diyebiliriz.””