GRACE WADE
Nikon’un 45’nci Geleneksel Küçük Dünya Fotomikroğrafi Yarışması, bilim ve sanatı mikroskop altında bir araya getiriyor.
Şatafatlı bir macenta ve parlak bir lületaşı renklerine sahip kabuk, kaplumbağa embriyosunun kıpırdayan paletlerini örtüyor… Beyaz saçlı küçük bir örümceğin sekiz oniks gözünden dördü size bakıyor… Beyaz renkli fraktal uçlar, donmuş bir su damlası içeren fotoğraf karesini dolduruyor. Bunlar, Nikon’un 2019 Ufak Dünya Fotomikroğrafi Yarışması’nda ödül kazanan fotoğraflardan bazıları.
Fotomikroğrafi, mikroskop altında nefes kesici anların yakalanmasıyla bilim ve yaratıcılığın bir araya getirildiği bir sanat biçimi. 1974’ten beri her yıl düzenlenen yarışmada böyle fotoğraflar sergileniyor ve yarışma, fotomikroğrafiyle ilgili becerilerin tanınması bakımından başlıca organizasyonlardan biri olarak görülüyor.
Nikon Instruments’in iletişim yöneticisi Eric Flem, bir basın bülteninde şöyle aktarıyor: “Amacımız her zaman, sanat ve bilimin nasıl kesiştiğini dünyaya göstermek olmuştur. Yıllar geçtikçe yeni görüntüleme ve mikroskobi yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte; ödül kazanan kişiler, bu teknolojik gelişmeleri giderek daha yaratıcı biçimlerde sergiliyor.”
Bu yılki yarışmada, yaklaşık 100 ülkeden katılan bilim insanları 2.000’den fazla fotoğraf göndermiş. Aşağıda, ödül kazanan 20 fotoğraf arasından seçilen beş fotoğraf yer alıyor.
Birinci (yukarıdaki)
2019’un ödül kazananlarından olan ve parıldayan bir kaplumbağa embriyosunu gösteren bu fotoğraf, aslında yüzlerce ayrı görüntünün birleştirilmesinden meydana geliyor. Mikroskobi teknisyeni Teresa Zgoda ve üniversiteden yeni mezun olan Teresa Kugler’in çektiği bu embriyo, 3 santimetreye yaklaşak büyük ve kalın boyutu sebebiyle yakalaması zor bir nesne. Sonuç olarak, kaplumbağa embriyosunun tek seferde yalnızca ufak bir kısmına odaklama yapılabiliyor. Zgoda ve Kugler, nihai görüntüyü ortaya çıkarmak için yüzden fazla fotoğrafı birbirine eklemek zorunda kalmış.
“Mikroskobi, içinde yaşadığımız dünyayı meydana getiren en küçük canlılar ile yapı taşlarına yakından bakmamızı ve hayatta sıklıkla gözden kaçan bu ufak şeylerin değerini anlamamızı sağlıyor” diyor Kugler. “Bilimsel çalışmaları, bir amaç doğrultusunda yapmamı sağlıyor.”
Altıncı
Javier Rupérez’in yakaladığı bu örümcek, keskin beyaz kılları ve birden çok derin, siyah gözleriyle sanki bir bilim kurgu filmindeymiş gibi görünüyor.
Sekizinci
Garzon Christian’ın çektiği bu şaşaalı ve kaleydoskobik desen, aslında donmuş bir su damlası.
Onuncu
Mitoz bölünmeyi (hücrelerin bölünüp çoğaldığı bir süreç) faaliyet halindeyken yakalayan Jason M. Kirk’in bu fotoğrafında, hücreler sanki dans ediyor ve kollarını elektrik gibi dalgalandırıyor gibi görünüyor.
On üçüncü
Emilio Carabajal Márquez’in çektiği ve kuprit isimli bir minerali gösteren bu fotoğraf, mor renkli camsı cepheleri ve blok benzeri yapısıyla birlikte geleceğe ait bir binayı andırıyor.