Ayakkabı bağcıklarınızı sabah biraz gevşek bağlarsanız, öğle yemeği saati geldiğinde o huzursuzluk hissi neredeyse kaybolacaktır. Çok uzun süre durgun kalan hisler (kokular, görüntüler, duygular) kaybolma eğilimi gösteriyor. Aynı şey, etrafındaki yeşil rengin içinde hareketsiz duran bu mavi nokta için de geçerli. Ona 15 saniye bakarsanız kayboluyor. Göz kırptığınızda ise geri geliyor.
Bu noktanın püf noktası, sabit olması. Hollanda’daki Groningen Üniversitesi’nde sinirbilimci olan Frans W. Cornelissen, beyinlerimizin mümkün olduğunca enerji tasarrufu yaptığını söylüyor. Eğer hiçbir değişim olmazsa, kayıt yapmayı durduruyoruz.
Sinirler, retinalarımızdan gelen sinyalleri sürekli beyne ileterek görüntüleri meydana getiriyor. Ne kadar uzun süre bakarsak, o kadar fazla hücre aynı mesajları göndermekten bıkıyor. Nihayetinde bu sinyallerin kuvveti azalıyor. Beyin, bir süre sonra çok çalışıp görüntünün karışıklığını analiz etmek yerine, büyük resmi görmek için detayları görmezden geliyor. Diyor ki: “Ne var işte, çoğunlukla yeşil.” Cornelissen, mavi noktadaki benekli sınırın da, beyni onu geçersiz kılmaya teşvik ettiğini belirtiyor.
Fakat kaytarıyor diye gri maddenizden ümidi kesmeyin; kendisi yine de çoğu zaman doğru çalışıyor. Cornelissen’a göre, hayatta kalmak için ufak şeylerle çok uğraşmaya gerek yok.