1604 yılında beyaz cüce bir yıldız süpernova geçirmiş. Bu durum, beyaz cüce bir yıldız için epey normal bir olay. Fakat Dünya’dan sadece 20.000 ışık yılı uzaklıkta olan bu yıldız, çıplak gözle görülebilmiş ve aralarında Alman gökbilimci Johannes Kepler’in de bulunduğu dünya çapındaki gökbilimciler tarafından belgelenmiş.
Bilinegelen adıyla Kepler Süpernovası, bugün bile genişliyor ve içerisinden çıkan maddeler uzaya fırlıyor. Ayrıca yeni araştırmaya göre, yavaşlamıyor. Dışarı atılan madde kütleleri, saniyede 8.700 kilometreye kadar hızlara ulaşıyor; Dünya’nın atmosferindeki ses hızından 25.000 kat daha büyük bir hıza.
“Ne var yani? Uzay sürtünmesiz bir boşluktur. Cisimler sonsuza kadar hareket etmeye devam eder” diye düşünüyor olabilirsiniz fakat bir enkaz bulutu, içerisinden geçen maddeleri yavaşlatabilir. Kepler Süpernovası’nda da böyle bir durum olabileceği düşünülüyormuş.
Artık bildiğimiz kadarıyla bunun sebebi, Kepler Süpernovası’nın bir Tip la süpernovası olması. Bu süpernovalar; ikili bir yıldız sistemindeki beyaz cüce bir yıldız, diğer yıldızı tükettiği zaman meydana geliyor. Bu yıldız ise o kadar çok kütle biriktiriyor ki, artık dengeli olmuyor ve kozmik bir patlama meydana geliyor.
Fakat diğer yıldızdan çalınan tüm maddeler, bu beyaz cüceye ulaşmıyor. Bunun yerine, ikili sistemi çevreleyen bir bulutta toplanıyor ve adına da yıldız çevresi ortamı deniyor. Beyaz cüce süpernova geçirdiğinde, bu ortama patlıyor.
Kepler Süpernovası, yakınlığı ve nispeten kısa süre önce vuku bulması sebebiyle; Tip la süpernovaların evrimine yönelik araştırmalar yönünden Samanyolu galaksisindeki en önemli cisimlerden biri. Onlarca yıl öncesine ait zengin bir veri birikimi ise, bu süpernovanın dışına atılan maddelerin ne kadar hızlı gittiğini ortaya çıkarmaya yardımcı olmuş.