Giderek daha fazla uzmanın üzerinde hemfikir olduğuna göre, COVID-19 zamanında uygulanan fiziksel mesafe önlemleri, virüsü daha fazla yayabilecek çok sayıda etmeni hesaba katmıyor.
Yakın zaman önce yapılan sistemli incelemeler; öksürür ya da bağırarak konuşurken, solunumsal damlacıkların birkaç metreden uzağa gidebileceğini göstermiş. Yapılan çalışmalardan birinde ise kuvvetli şekilde hava çıkarmanın, bazı damlacıkları sadece birkaç saniyede sekiz metre uzağa yayabildiği görülmüş.
Bir veya iki metre kuralı, bazı durumlarda pekala yeterli olabilir. Fakat İngiltere’deki bilim insanları, daha detaylı bir modele ihtiyacımız olduğunu söylüyor.
Bilim insanlarının açıklamasına göre şu an elimizde bulunan kurallar, ince unsurları hesaba katmıyor. Bunlar arasında havalandırma, beraber geçirilen süre miktarı, iç veya dış mekan ortamı, maske kullanımı ya da gerçekleşen sosyal faaliyetin tipi yer alıyor. Tüm bunlar, koronavirüsün yayılışını etkileyebilir.
Dahası; mesafe kurallarında havada dolaşan su damlacıklarının boyutu, bu damlacıkların ne kadar virüs taşıyabileceği veya başka kişilerin bu virüs yüklerine karşı ne kadar savunmasız olduğu genelde hesaba katılmıyor.
Bununla beraber salgına yönelik çoğu düzenleme, bir ve iki metre arasına tekabül ediyor. İngiltere, geçenlerde bu mesafeyi bir metre veya daha fazlasına indirgedi.
Daha katı önlemleri eleştiren, gereğinden fazla tedbirli davrandığımızı söylüyor. Bu durum her ne kadar bazı koşullarda geçerli olabilse de; bilim insanları, muhtemelen diğer durumlarda yeteri kadar tedbirli olmadığımızı iddia ediyor.
Yeni analizin yazarları şöyle aktarıyor: “Tek ve sabit fiziksel mesafe kuralları yerine, bir araya gelerek tehlikeyi belirleyen birçok etmeni daha iyi yansıtan sınıflandırılmış öneriler teklif ediyoruz.”
“Bu durum, en yüksek tehlike ortamlarında daha fazla koruma sağlarken, düşük tehlike ortamlarında ise daha fazla özgürlük sağlayacak ve sosyal ile ekonomik yaşamın bazı taraflarında normale dönüşü mümkün kılabilecek.”
Carly Cassella/ScienceAlert. Ç: O.