Uppsala Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar, bakterilerin çoğalmasını önlemede iki antibiyotiğin (hızlı, kolay ve ucuz biçimde) ne kadar etkili birleştirilebileceğini belirlemek üzere yeni bir yöntem geliştirmişler. Bakteriyel enfeksiyon tedavisini isteğe göre uyarlamada daha fazla imkan sağlayan yeni yöntem, laboratuvarlarda kullanılabilecek kadar basit.
Verem, HIV ve sıtma gibi belirli bulaşıcı hastalıklarda, hastalara antimikrobiyal ilaç bileşimleri veriliyor. Kalp kapakçıkları ile protezleri etkileyen ve kistik fibrozdaki akciğer enfeksiyonları gibi çabuk tedavi edilemeyen bakteri enfeksiyonlarında da genelde birden fazla antibiyotik kullanılıyor. Eş etkinlik veya sinerji adı verilen ve oluşması beklenen bu etki, bir araya getirilen ilaçlar sayesinde beklenenden daha kuvvetli hale geliyor. Bu durumun tersine ise rekabet deniyor ve oluşması istenmiyor çünkü iki antibiyotik, birbirinin etkisini düşürüyor. Fakat bu birleşik etkinin ne olacağını bilmek her zaman kolay olmuyor.
CombiANT (antibiyotik kombinasyonu) adı verilen ve yeni geliştirilen yöntemle birlikte çeşitli antibiyotiklerin arasındaki etkileşimler agar plakalarında test edilip, sonuçlar 24 saat içerisinde alınabiliyor. Çalışmanın baş yazarı Nikos Fatsis-Kavalopulos, bu yöntemi Uppsala Üniversitesi’nde geliştirmiş. Yöntem, 3 boyutla yazdırılmış plastik bir disk kullanılarak agar plakasına konan antibiyotiklerden “derişim eğimi” oluşturmaya dayanıyor.
Agar plakasında, hastadan alınan bakteriler çoğaltılıyor ve farklı antibiyotik bileşimlerine nasıl tepki verdikleri gözleniyor.
Uppsala Üniversitesi. Ç: O.
