Nörobilim alanı yakın tarihimizde geliştirilen fMRI sayesinde hareketlendi. İnsanlar fMRI makinesinin içine uzandıkları zaman, biliminsanları kişinin gerçek zamanlı beyin aktivitelerini görebiliyor. Bu, beynimizin gri maddesi üzerindeki sırları açığa çıkaracağını vaat eden bir beyin okuma türüdür.
Nisan ayında bir grup Japon biliminsanı kişinin rüya gördüğü sırada, rüyasında neler gördüğünü aydınlattığını açıklamıştı. Geçtiğimiz kasım ayında bir grup ise, köşe yazarı David Pogue’un çilek mi yoksa gökdelen mi düşüneceğini aynı yöntemle tahmin etti.
Önceki çalışmalarda tespit edilemeyen şey, kişinin aslında ne hissediyor olduğuydu. Carnegie Mellon Üniversitesi’nden açıklanan bir yeni araştırma ise, duyguların aslında sinirsel aktiviteye bağlı olduğunu haritalandırdı. Bu bunu yaparken de fMRI makinası kullanıldı.
“Duygular, hayatımız için kritik öneme sahiptir, fakat bilimsel konuşacak olursak onları saptamak son derece zordur” diyor araştırmanın başyazarı Karim Kassam. Kişinin nasıl hissettiğini kolayca anlamamız için altın standart onlara sormaktır. “Fakat eğer birisi cinsel uyarıcılar tarafından utandırılırsa ve ya görünümünün ırksal kuralların dışına çıktığını bildiği zaman, bu nasıl hissettiğini anlama şekli geçersiz olur.”
CMU’nun Dietrich Beşeri ve Sosyal Bilimler Kolejinden araştırmacılar, deneyde kullandıkları aktörlere öfke, tiksinti, kıskançlık, şehvet, gurur, üzenti, utanç gibi kelimeleri gösterildi. Bundan sonra, aktörlere gördükleri kelimelerdeki duygusal hale gelmeleri istendi ve beyinleri fMRI tarafından görüntülendi ve bilgisayar tarafından sonuçlar çıkarıldı.
Bu taramaya göre, bilgisayar, duyguları anımsatacak seri fotoğraflarını gören aktörlerin duygularını düzgünce tahmin edebildi. Her duygunun özel bir sinirsel imzası bulunmaktadır. Bilgisayarın öğrendiği beyin aktivitesinin desenleri bu bireylerle sınır değil. Aktörlerin beyinlerinin taramasına göre, bilgisayar model teste daha önce hiç girmemiş olan yeni aktörlerin duygularını aydınlattı.
Yeni araştırma duyguların objektif bir şekilde ölçülmesine bir temel oluşturuyor. “Beyinde aktif olan farklı desenlerin pozitif ve negatif duygular olmak üzere ayrıldığını fark ettik.” diyor Kassam. Beynin duygusal yapıtaşları modeli oluşturarak, araştırmacılar duygusal rahatsızlıklardaki düşüncenin farkının ne olduğuna dair bir bakış açısı kazanabildi.
Hatta bazı buluşlar gelecekteki şairler için bile kullanışlı olabilir. “Bu duygular üzerine çalışan biri olarak, iyi ya da kötü olarak değerlendirilebilecek bir duygu olan şehvetin hangisine uygun olduğunu merak ediyordum.” diyor Kassam ve ekliyor: “İkisinin de olmadığını gördüm.”. Tüm duyguların, bilgisayarın en iyi aydınlattığı duygu olan şehvetin de, diğer tüm duygulardan farklı, benzersiz bir sinirsel imzası vardır.