Dişi T. rex’in erkek olanlardan daha tıknaz olması, gerçekte temelsiz bir görüş olabilir. Bu tarih öncesi canavarlara yönelik popüler düşüncelerde, böyle bir varsayım egemen olmuş. Fakat bu varsayımın kökeni hatalı olabilir.
Dinozorların cinsiyetinin belirlenmesi, bilim dünyasında uzun süredir tartışmalı olan bir konu. Fakat yapılan yeni bir çalışmada, erkek ve dişi dinozorları birbirinden ayırt edecek kadar delil olmadığı keşfedilmiş.
Londra Queen Mary Üniversitesi’nde hayvanbilimci olan David Hone şöyle aktarıyor: “Yıllar önce bilimsel bir makalede, dişi T. rex’in erkeklerden daha büyük olduğu öne sürülmüştü. Fakat bu iddia, parçalanmış haldeki 25 örneğin kayıtlarına dayanıyordu. Bizim çalışmamız ise bu seviyedeki verinin, bu kanıya varmak için yeterli olmadığını gösteriyor.”
Sinek kuşları veya yırtıcı kuşlar gibi bazı çağdaş dinozorlar, aslında ters cinsel çift biçimlilik adı verilen bir özelliğe sahipler; yani dişiler, erkeklerden daha büyük. Daha büyük olmanın, dişilerin daha fazla yumurta üretmesine yardımcı olması da dahil olmak üzere; bu durumun sebebine yönelik birden çok hipotez bulunuyor. Fakat diğer kuş türlerinde erkekler daha büyük.
Cinsel çift biçimlilik, hayvanlar aleminde epey yaygın görülüyor ve tavus kuşları ya da fener balığında görüldüğü gibi hayret verici biçimde belirgin olabiliyor.
Bu durum, boynuzlu Shringasaurus indicus gibi bazı dinozor türlerinde de geçerli olabilir. Fakat bu türde incelenen fosil sayısı çok düşük olduğundan (yaklaşık yedi tane), iki bireyin kayıp boynuzları yüzünden dişi şeklinde düşünebilme ihtimali var ve bu ihtimal henüz elenemiyor. Bu boynuzları kaza sonucunda ya da muhafaza edilemedikleri için kaybetmiş olabilirler.
Hone’un araştırma takımı, nesli ciddi tehlike altındaki bir timsah türüne (gavyal; Gavialis gangeticus) ait 106 müze numunesinde cinsiyete bağlı boyut farklılıklarını tespit etmeyi denemiş. Yetişkin erkek gavyalların etkileyici biçimde uzun olan burunlarının ucunda, burun kemiklerindeki boşlukla desteklenen büyük bir öbek yer alıyor. Erkeklerin, dişilerden daha büyük olduğu da biliniyor.
Fakat takımın yaptığı analizde, burun deliği boşluğu hesaba katılmadığında iki cinsiyet arasında doğru bir ayrım yapılamamış.
“100’den fazla numuneden oluşan bir veri dizisine karşın, tüm numuneler boyunca iki küme oluşturan aralıksız bir özellik bulunamadı” kanısına varıyor araştırmacılar.
Bu durum, dinozorlardaki cinsel çift biçimlilik üzerinde yapılmış önceki çalışmaların istatistiksel açıdan kuvvetli olmadığını belirleyen ve 2017 yılında yapılan bir incelemeyi de destekliyor.
“Bizim araştırmamız, numunenin cinsiyetine yönelik önceden bilgi sahibi olunsa bile; erkek ve dişi garyalları ayırt etmenin yine de zor olabileceğini gösteriyor” diye açıklıyor Hone.
“Çoğu dinozorda, bu çalışmada kullandığımız veri dizisinin boyutuna yakın büyüklükte bile veri bulunmuyor. Üstelik, bu hayvanların cinsiyetini bilmiyoruz ve bu yüzden, bu işin çok daha zor olduğunu düşünebiliriz.”
En azından bazı dinozorlarda başka cinsel çift biçimlilik özellikleri mevcut olabilse de (bazı kuşlarda görülen büyüleyici renk farklılıkları gibi); fosil kalıntılarının bu özellikleri ortaya çıkarması muhtemel görülmüyor. Bu yüzden, içinde yumurta bulunan fosiller bulmanın dışında; dinozorlara yönelik yapılan çoğu keşfin cinsiyeti gizemini koruyacak.
“Yaptığımız çalışmaya bakılırsa; dinozorlar arasındaki farklılıklar dikkat çekici olmadığı veya o burun boşluğu gibi belirgin bir özellik bulunmadığı müddetçe, elimizdeki dinozor iskeletleriyle erkek ve dişi dinozorları birbirinden ayıramayacağız” diyor Hone.
Çalışma, Paleontology and Evolutionary Science bülteninde yayımlandı.
Yazar: Tessa Komonduros/ScienceAlert. Çeviren: Ozan Zaloğlu.