Bağışıklığın ve güçlü bir metabolizmanın önemini, 2020 yılında çok daha iyi öğrendik. Kış aylarında nezle veya grip olmak bir zamanlar hepimiz için çok olağan bir durumdu ancak bu yıl kendimizi nezleden de, gripten de korumak için özel bir çaba sarf edeceğiz. Peki ama kış aylarında neden daha kırılgan ve hastalıklara daha açık oluyoruz?
Aslında soğuk algınlığının sebebi tam olarak da “soğuk” değil. Bilim bu yaygın soğuk algınlığının sebebinin hava değil, rinovirüs olduğuna işaret ediyor.
Bilim insanları rinovirüsün, vücut sıcaklığının hissedildiği bölgelerden ziyade burun boşluğu gibi daha soğuk bir bölgede üremeye daha hazır olduklarını hatırlatıyor. Uzun süre bir sır olarak kalan bu durum adına açıklama, Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Ellen Foxman’dan geldi. Bilim insanları daha soğuk havalarda, bu virüslerin daha iyi mi çalıştıklarını ya da bağışıklık sisteminin daha kötü mü çalıştığını bilmiyordu.
Bilim insanı Foxman ve çalışma arkadaşları tüm hücrelerde bulunan, doğal bağışıklık sistemini ve rinovirüsün bulunduğu anlarda bu sistemin çeşitli sıcaklıklara nasıl karşılık verdiğini çalıştılar. Laboratuvarda, farelerin hava hücrelerini kontrol ettiler ve bu bağışıklık sisteminin, virüslerin aktif oldukları düşük sıcaklıklarda interferon* denilen proteinleri daha düşük miktarda ürettiklerini buldular.
2016’da yayımlanan çalışmada, insan hücrelerinde de bu sonucu doğruladılar: Daha yüksek vücut sıcaklıklarında, virüslerin gelişmesini engelleyen doğal bağışıklık sistemi yolları daha aktif oldu ve virüs genomlarını önleyen enzimler daha iyi çalıştı. Yani yaz aylarında vücudumuz virüslerle daha iyi savaştığı için hastalanmıyoruz. Kış aylarında ise soğuk nedeniyle virüsler hem güçleniyor hem de bağışıklığımız baskılandığı için virüslerle savaşımız zarar görüyor.
Şimdi ise bu ekip vücudun bu virüsü baskılamak için kullandığı savunma mekanizmasını anlamak için var gücüyle çalışıyor.
”Isıtmak için burnunuzun çevresini bir eşarpla sarmanız, soğuk algınlığını geçiştirmenize yardımcı olabilir.” Foxman, 2016’daki araştırmada yıkanmış eller için de yorum yaptı: “Mikroplar ilk olarak göze, buruna ya da ağıza yerleşmezler. Eğer bu virüs burnunuzda yoksa siz soğuk algınlığıyla alakalı bir hastalığa yakalanmazsınız” emişti. Bu tespit, 2020’de yaşadığımız salgındaki korunma yönteminin de temelini oluşturdu.
Diğer bir deyişle, ister koronavirüs olsun, ister grip veya nezle… Virüslerden korunmanın bir parçası da kışın vücudumuzu sıcak tutmaktan geçiyor. Baş, boyun ve burun bölgemizi atkıyla sarmak ve bu bölgeyi sıcak tutmak da virüslerin burun çevresinde üremesini yavaşlatıyor. Dolayısıyla, bu kış kendinizi hastalıklardan ve virüslerden korumak için sıkı giyinmeyi ihmal etmeyin. Şişme mont, şişme yelek ve yağmurluk modellerini de çok geç olmadan inceleyip kışlık hazırlıklarınızı bir an önce bitirmenizi tavsiye ediyoruz.