En yakın yıldız komşumuzun konuk sevmeyen bir yer olduğunu, zaten önceden biraz anlamıştık. 2017 yılında kırmızı cüce Proxima Centauri, Güneş’ten çıkan en büyük püskürtülerden 10 kat daha kuvvetli muazzam bir püskürtü fırlatırken yakalanmış; bu durum, yıldızın etrafında dönen kayalık dünya Proxima Centauri b’deki yaşanabilir koşullara yönelik umutları söndürmüştü.
Bildiğimiz şekliyle yaşam olasılığı, artık daha da ümitsiz hale geldi. Yapılan yeni bir keşif, Proxima Centauri’nin Güneş benzeri taç kütle püskürtüleri yayabildiğini gösteren bulgular sunuyor. Püskürtülerden çok daha büyük olan ve uzaya devasa miktarlarda fırlatılan bu yapılar, iyonlaşmış plazma ve elektromanyetik ışınımlardan meydana geliyor.
Avustralya’daki Sidney Üniversitesi’nde çalışan gökbilimci Andrew Zic, şöyle aktarıyor: “Gökbilimciler, geçenlerde Proxima Centauri civarında iki tane ‘Dünya benzeri’ kayalık gezegen olduğunu bulmuşlardı. Bunlardan bir tanesi, suların sıvı halde olabileceği ‘yaşanabilir bölgede’ duruyordu”
“Fakat Proxima Centauri’nin soğuk, küçük bir kırmızı cüce yıldız olduğu düşünüldüğü zaman bu durum; bu yaşanabilir bölgenin yıldıza çok yakın olduğu anlamına geliyor. Hatta Merkür’ün Güneş’imize olan yakınlığından bile daha fazla… Bizim araştırmamız ise bu durumun, gezegenleri tehlikeli iyonlaştırıcı radyasyona karşı çok savunmasız hale getirdiğini gösteriyor. Bu radyasyon, gezegenleri etkili bir biçimde arındırabilir.”
Sadece 4,2 ışık yılı uzaklıkta bulunan Proxima Centauri, Dünya’nın en yakın komşusu. Yıldızın yaşanabilir bölgesinde (yüzeydeki suyun donmayacağı kadar yakın ve buharlaşmayacağı kadar uzak bir mesafe) 2016 yılında kayalık bir dünyanın (Dünya, Venüs ve Mars gibi) keşfedilmesi, dünya dışımı yaşamı yakınlarda bulabileceğimize yönelik umut vermişti.
Fakat kırmızı cüce yıldızlar küçük ve soğuk olsa bile, küçük sert canavarlar olma eğilimleri var. Etraflarını sık ve kuvvetli yıldız püskürtüleriyle kamçılıyorlar ve bilim insanları bu durumu, bildiğimiz şekliyle yaşam ve yaşanabilirlik ihtimali bakımından kötü haber olarak yorumluyor.
Fakat sorunun kaynağı bu püskürtülerin kendileri değil, taç kütle atımları olabilir. Bu iki tip püskürtü, Güneş’te genellikle birbirine bağlı. En kuvvetli püskürtülere taç kütle atımları eşlik ediyor. Güneş püskürtüleri radyo ile yapılan iletişimleri bozabilirken, elektrik şebekelerini bozmak gibi asıl sorunlara sebep olanlar ise taç kütle atımları. Fakat Dünya’da, bunlardan nispeten korunuyoruz.
“Güneş’imiz, ‘taç kütle atımları’ şeklinde adlandırdığımız faaliyet sırasında; düzenli şekilde iyonlaşmış parçacıklardan oluşan sıcak bulutlar yayıyor. Fakat Güneş’in Proxima Centauri ve diğer kızıl cüce yıldızlardan çok daha sıcak olduğu düşünüldüğünde, ‘yaşanabilir bölge’miz Güneş’in yüzeyinden uzakta kalıyor. Yani Dünya, bu olaylardan nispeten uzakta” diyor Zic.
“Üstelik Dünya’da, bu yoğun güneş plazması rüzgarlarına karşı kalkan görevi gören çok güçlü bir gezegensel manyetik alan bulunuyor.”
Michelle Starr/ScienceAlert. Ç: O.