Bir basketbol maçında boştaki oyuncular için alanı sürekli tarayan bir oyuncuya, uçakların konumlarını gözlemleyen hava trafik kontrolcüsüne, çocukları parkta koşuştururken onları izleyen bir anneye sorun: Gördüğümüz şeyi aklımızda tutmak için beynimize bel bağlıyoruz; bakışlarımızın yönünü değiştirsek ve hatta geçici olarak başka yere baksak bile… Bu “görsel çalışan bellek” kabiliyeti, sanki hiç çaba gerektirmiyor gibi geliyor. Fakat Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) yapılan yeni bir çalışma, beynin ayak uydurmak için çok çalıştığını gösteriyor. Önemli bir cisim görüş alanımızdan geçtiği zaman (ister cisim hareket etmiş olsun, ister gözlerimiz), beyin hemen karşı yarımküredeki nöronlarda bu cismi yeniden kodlayarak, cisme ait bir anıyı aktarıyor.
Picower Öğrenme ve Hafıza Enstitüsü’nde çalışan araştırmacılar tarafından Neuron bülteninde yayımlanan bulgular, hayvanlarda yapılan deneyler yoluyla bizim için önemli olan bir şeyi nasıl sürekli takip edebildiğimizi açıklıyor; görsel sistemimizin temel şebekesi, sol tarafımızda gördüğümüz şeyin beynimizin sağ tarafında ve sağ tarafımızda gördüğümüz şeyin de beynimizin sol tarafında kodlanmasını gerektirse bile…
Picower’da çalışan Profesör Earl Miller’in laboratuvarında doktora sonrası araştırma görevlisi olan çalışmanın baş yazarı Scott Brincat şöyle söylüyor: “O sırada nereye bakıyor olursanız olun veya belli bir zamanda yönünüz nereye dönük olursa olsun; gerçek dünyada cisimlerin nerede olduğunu bilmeniz gerekiyor. Fakat beyninizin dış dünyadan elde ettiği temsil bilgisi, gözlerinizi ne zaman hareket ettirseniz değişiyor.”
Brincat, Miller ve çalışmanın eş yazarları yaptıkları deneylerde, bir cisim görüş alanında yer değiştirdiği zaman beynin, beyin dalgası frekanslarının senkronizasyonunda hızla ve belirgin bir şekilde değişim gerçekleştirdiğini; bu sayede söz konusu bellek bilgisini beynin bir tarafından diğer tarafına yönlendirdiğini keşfetmişler. Milisaniyeler içinde gerçekleşen bu aktarımda, anının depolanması için beynin karşı yarımküresinin prefrontal korteksinde yer alan bir grup nöron kullanılıyor. Bu yeni nöron grubu, cismi yeni konumuna göre kodluyor fakat beyin, cismi önceden diğer yarımkürenin görüş alanında bulunan cisim şeklinde tanımaya devam ediyor.
Miller’in söylediğine göre bu kabiliyet (gözlerimize göre ne şekilde hareket ederse etsin, bir şeyin aynı şey olduğunu hatırlamak), nereye baktığımızı kontrol etme özgürlüğü sağlıyor. Örneğin Amerikan futbolunda oyunu yöneten bir oyuncu, sol taraftaki top yakalayacıların hâlâ orada olduğunu hemen unutma korkusu olmadan, alanın sol tarafından sağ tarafına bakmaya karar verebilir; bakılan yerin değiştirilmesi, bu kişilerin görüş alanındaki yerini önemli miktarda değiştirmiş veya onları görüş alanının dışına çıkarmış olsa bile…
“Eğer bunu yapamasaydık, sadece içinde bulunduğumuz ortamda bize doğru gelen şeye tepki verebilen basit canlılar olurduk; hepsi bu” diyor Miller. “Fakat cisimleri zihnimizde tutabildiğimizden, gerçekleştirdiğimiz faaliyet üzerinde iradi kontrol sergileyebiliyoruz. Bir şeye şimdi tepki vermemiz gerekmiyor, onu daha sonrası için kaydedebiliyoruz.”
Kaynak: MIT Picower Enstitüsü. Çeviren: Ozan Zaloğlu.