Bir Alacakaranlık alayım lütfen. Açlık Oyunları? Elbette. Hazır başlamışken Alex Cross’u da okuyalım. Kapanışı da milyonlarca kelimelik Harry Potter efsanesini yeniden ziyaret ederek yapalım.
Kimse, yukarıdaki kitap dizilerinin yüksek nitelikli edebiyat olduğunu düşünmez. Fakat Reading and Writing bülteninde yayımlanan yeni bir araştırma, insanlar herhangi bir kurgu türünü (küçümsenip ucuz denilerek alay edilen kitlesel pazar şeylerini bile) ne kadar okursa, dil becerilerinin de o kadar iyi hale gelebileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar boş zamanlarında eğlence amaçlı kurgu okuyan ve kendilerini kitap kurdu olarak tanımlayan kişilerin, dil testlerinde daha yüksek puan aldıklarını bulmuşlar. Diğer yandan sadece belirli bilgilere erişmek için kitap okuduğunu belirten kişiler ise aynı testlerde daha düşük puanlar almış.
Eğlence amaçlı kitap okumak, özellikle genç yetişkinler arasında giderek azalarak hobi niteliğini kaybediyor. Araştırmacılar ise bu faaliyetin eğlence kısmının, insanları yeniden romanlara çekebileceğini ve bu esnada da kişilerin sözel kabiliyetlerini güçlendirebileceğini belirtiyor.
Okumanın pek çok fayda sağladığı uzun zamandır biliniyor. Hayatları boyunca kitap okuyan kişilerin, kitap okumayanlara kıyasla sözel yeteneklerinin daha iyi olduğu, diğer insanları daha fazla anladıkları, daha empatik oldukları, daha az önyargı taşıdıkları, daha yüksek sosyoekonomik durumlara ulaştıkları ve hatta daha uzun, daha sağlıklı yaşadıkları biliniyor.
Öğretmenler ve ebeveynler, gençlerin utanıp sıkılmadan istedikleri şeyleri okumasına izin vererek insanlara okuma sevgisi aşılayabilirler.
Makalenin yazarlarından biri ve Concordia Üniversitesi Fen Bilimleri ve Sanat Fakültesi’nde eğitim profesörü olan Sandra Martin-Chang şöyle aktarıyor: “Bu müzmin ilgi, bir şeyi tekrar ve tekrar okumak istemek, kendini bütün bir diziyi okumaya mecbur hissetmek, karakterlere ve yazarlara bağlandığını hissetmek; tüm bunlar iyi şeyler.”
Patrick Lejtenyi/Concordia Üniversitesi. Ç: O.
