Balina avcılarının her geçen gün düşen başarı oranlarının arkasında şaşırtıcı bir neden olabilir: Balinaların, avcılara karşı özel savunma yöntemleri geliştirmiş olmaları…
İnsanlığın temel gerçeklerinden biridir; doğadan alabileceğimiz ve kar edebileceğimiz bir şey gördüğümüzde kendimizi durdurmakta çok zorlanıyoruz. İnsanlar balinaları ve başlarındaki değerli yapışkan maddeyi ilk kez keşfetmelerinin ardından da balina avcıları hızlı bir şekilde bu deniz memelilerini avlamaya başladı. Bu hayvanlardan toplanan yağ, sabun üretiminin yanı sıra lambalar için yakıt olarak da kullanılabiliyordu ve bu maddeden ne kadar toplarsak toplayalım yetmiyordu.
Tahmin edilebileceği gibi bu durumdan balinaların pek faydalı çıktığı söylenemez. Ancak Biology Letters dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, balinaların düşünüldüğü kadar savunmasız olmayabileceklerini öneriyor.
İnsanlar ve eylemleri ile tetikledikleri çevresel değişim, Dünya’daki pek çok türün karşısındaki en büyük tehdit olarak öne çıkıyor. Ancak hayvanlar, bazen davranışlarını değiştirerek varlığımız sebebiyle yaşadıkları sorunları azaltabiliyorlar. Balina avları bir endüstri olarak ilk başladığı sırada, zıpkınlarla ilk defa karşılaşan bu hayvanlar savunma adına pek bir yeteneğe sahip değillerdi. Ancak bu yeni araştırma, Kuzey Pasifik’teki dijitalleştirilmiş kayıtları inceliyor ve bulduğuna göre, balina avcılarının zıpkın başarı oranları sadece birkaç yıl içerisinde yarının altına düşmüştü.
Bu kayıtlardaki verilere göre araştırmacılar, balina avlarının başarısının %58 azaldığını tahmin ediyorlar. Daha ilginç olan durum ise bu azalmanın balina avcılarının yetenekleri ile veya başlangıçta daha yaşlı ve güçsüz balinaları avlamaları ile açıklanamıyor olması.
Araştırma ekibi, av başarısındaki bu ani düşüşün, kaşalotların (ispermeçet balinası) davranışında bir değişiklik yaparak savunmaya geçmelerinden kaynaklanıyor olabileceğini düşünüyor. Balinalar oldukça zeki hayvanlar ve pek çok tür, büyük ve çok sosyal gruplar halinde yaşıyor. Bu yüzden de balinaların hızlı bir şekilde avcıların zıpkınlarından kaçmalarına imkan tanıyan etkin savunma davranışlarını hızlı bir şekilde geliştirmeleri ve uygulamaları mümkün olabilir.
Kaşalotlar akrabalardan oluşan sürüler halinde yaşıyorlar ve çok uzak mesafelerdeki diğer gruplarla iletişim kurabiliyorlar. Katil balinaların saldırılarına karşı güçlü bir caydırıcı etki olarak kuyrukları dışarı bakacak şekilde bir çember oluşturarak kendilerini de koruyabiliyorlar. Bu tür bir davranış balina avcılarına karşı ters etki yaratacak olsa da, birbirleri ile iletişime geçerek bir savunma stratejisi geliştirebildiğini gösteriyor.
Araştırmacılar, daha önce balina avcılarıyla karşılaşmamış sosyal ünitelerin davranışlarını haritalamak için sosyal öğrenim modellerini kullanarak, av başarısının düşüşünün, deneyimli grupların bilgi paylaşması ile beraber gerçekleşmiş olabileceğini belirlediler. Bu da yeni savunma davranışlarının hızlı bir şekilde yayılarak, avcıların başarısını yarıya indirecek başarıyla kullanılmaya başlamış olabileceğini gösteriyor.