Napolyon dönemi savaş alanları misket tüfeklerinin yaylım ateşi dolayısıyla kara barut bulutlarıyla kaplı dumanlı ve sisli bölgelerdi. “Savaş sisi (fog of war)” olarak adlandırılan bu durum hâlâ askeri çevreler tarafından kullanılmakta. Halbuki sisin nedeni olan kara barutun yerine dumansız barut geçeli çok uzun yıllar oldu. Ancak bu terim, savaş alanında ne olup bittiğini anlamanın zorluğunu ifade etmek için kullanılıyor. Başrollerinde Helen Mirren ve Aaron Paul’un oynadığı ve dron savaşlarını anlatan Eye In The Sky filminin yayınlanan ilk fragmanında savaş sisi kavramı demodeleştirilerek atlanmış ve daha ahlaki bir sorun ele alınmış: Savaş alanları hakkında tam bilgiye sahip olmamıza rağmen yine de yanlış kararlar alırsak ne olur?
İngiliz yapımı olan ve Gavin Hood tarafından yönetilen film, Kenya’da geçiyor ve kurgusal bir kontra terör savaşını konu ediniyor. Operasyon Helen Mirren’ın canlandırdığı Albay Katherine Powell tarafından yönetiliyor ve operasyon bir rehine kurtarma operasyonu olarak tasarlanmış durumda. Albaya yardım edenler ise Amerikan dron pilotları. Bu pilotların içinde de özellikle dikkatli olmasıyla bilinen ve Breaking Bad‘den tanıdığımız Aaron Paul’un canlandırdığı Steve Watts yer alıyor. Filmde Alan Rickman da yer alıyor.
Ekip kuş şeklinde ve arı şeklinde robotların da yer aldığı bir dron takımını idare ediyor. Filmde yer alan bu ögeler ise farklı oranda gerçekleri yansıtıyor elbette. Ayrıca filmde MQ-9 Reaper da 6700 metre irtifada iki adet hellfire füzesi taşırken kullanılıyor.
Arı dron intihar bombası parçalarıyla kaplanmış bir yatak bulduğunda ise görevin konusu rehine kurtarmaktan dron saldırısına doğru kayan bir eğilim gösteriyor. Bu durum, füzenin menzili içinde oynayan masum bir kız çocuğunun olması ile daha da karmaşık bir hâle gelmeye başlıyor. Filmin tam merkezinde yer alan ahlaki sorunsa işte tam olarak bu: Mutlak bilgiye sahip olsanız dahi, bir masum insanı kurtarılacak düzinelerce insan için feda etmek doğru bir karar mı?
Aslında bu felsefeciler arasında tartışılan “tramvay problemi”nin askerî versiyonu: Bir tramvay düşünün ve bu tramvayın iki farklı yola sahip olduğunu. Tramvayın iki yolunda da insanlar olduğunu ancak birinde yalnızca bir, diğerinde ise beş insan olduğunu düşünün. Tramvayın yolunu değiştirecek kolun da sizin elinizde olduğunu hayal edin. Tramvayı bir kişinin olduğu yola yönlendirir miydiniz diğer beş kişiyi kurtarmak için? Bu sorun şu anda sürücüsüz otomobil geliştiren firmaların da üzerinde titizce düşündüğü ve muhtemelen askerî yetkililerin de hedef gözeterek yok etme operasyonlarında sıklıkla karşılaştığı bir ikilem. Gerçek hayatta hiçbir zaman mutlak bilgi olmadığı için Eye In The Sky filmindeki karakterler olayın üstesinden gelme konusunda, tarihteki askerî istihbarat teşkilatlarından daha fazla bilgiye sahip oldukları hâlde zorlanıyorlar.
Film ABD’de 11 Mart 2016 tarihinde gösterime girecek, ülkemizde ise gösterime giriş tarihi henüz belli değil. Ancak film vizyona girene kadar The Fog of War: Eleven Lessons from the Life of Robert S. McNamara isimli filmi izlemenizi öneririz.
Başlığımızın asıl konusu olan filmin fragmanına ise aşağıdan ulaşabilirsiniz: