Genetik biliminde yaşanan gelişmeler sayesinde bir gün margaritanız eflatun renginde ve daha sağlıklı bir şekilde servis edilebilir. Florida Üniversitesi Citrus Araştırma ve Eğitim Merkezi’ndeki araştırmacılar, misket limonlarının genetik kodlarını değiştirerek, bu popüler meyvenin daha dirençli ve bizler için daha sağlıklı olmasını sağladı. Bu gelişmelerin yanında meyveye farklı bir renk de katılmış oldu. Yapılan basın açıklamasına göre araştırmacılar çalışmalarını Amerikan Bahçıvanlık Bilimi Topluluğu Dergisi‘nin ocak ayında yayınlayacaklar.
Misket limonları yeni mor renklerini, yaban mersini ve şaraba da renklerini veren antosiyanin isimli moleküllerden alıyor. Mor üzüm ve kan portakalından alınan genleri Meksika misket limonuna aşılayan araştırmacılar kendi antosiyaninlerini sentezleyebilen yeni bir misket limonu ortaya çıkardılar. Araştırmacılar bu yeni genin aynı zamanda misket limonlarının köklerinin ve yapraklarının da renklerini etkilediğini ortaya çıkardı.
Yapılan genetik değişimlerin, misket limonlarının tadını değiştirip değiştirmediği belli olmasa da ortaya çıkan yeni ürünün sağlığınıza daha yararlı olma ihtimali bulunmakta. Daha önceki çalışmalarda da ortaya konduğu üzere antosiyaninler kansere, kalp rahatsızlıklarına, obeziteye ve şeker hastalığına karşı antioksidan olma özelliği taşıyorlar.
Elde edilen yeni misket limonları Florida’nın narenciye endüstrisine de katkıda bulunabilir. Florida’da birçok portakal ve greyfurt türü yetiştirilmesine rağmen kan portakalının daha soğuk gece koşulları ve daha az nemli ortam istemesi dolayısıyla bu meyve türü yetiştirilemiyordu. Florida’daki üreticiler ise yıllardır kan portakalını, bu güneşli eyalette nasıl yetiştirebileceklerinin çözümünü aramaktaydılar.
Genetiği değiştirilmiş ve kan portakalından bazı genleri de ihtiva eden bu yeni misket limonları ise Florida’nın sıcak ve nemli ikliminde yetiştirilebilecek yeni bir kan portakalının geliştirilmesi yolunda önemli bir adım olabilir. Kan portakalının, Florida’da yetiştirilebilen narenciyeler arasına girmesi ise sektör için önemli bir gelişme niteliğinde olacaktır. Florida’nın narenciye mahsulleri her geçen gün daha fazla bakteri tehlikesine maruz kalırken, çiftçiler ürünlerin daha dirençli versiyonlarına sahip olma konusunda istekliler. Bu da çiftçilerin, Florida’nın iklimnde yetişebilecek bir kan portakalı ortaya çıkması halinde, bu ürünü hızlıca benimseyip verimlerini ve kazançlarını artırmalarını sağlayacaktır. Ancak tüketicilerin böylesi bir yönteme karşı ne kadar istekli olacakları ise başka bir sorun.
