Uluslararası bir araştırma takımı, köpeklerdeki kürk rengi desenlerinin miras bilmecesini çözmüş. Araştırmacılar köpek ve kurtlardaki çok açık bir kürk renginden sorumlu olan genetik bir varyantın, iki milyondan uzun zaman önce modern kurtların günümüzde var olmayan bir akrabasında ortaya çıktığını keşfetmişler.
Köpeklerdeki çeşitli kürk rengi kalıplarının mirası, onlarca yıldır tartışılan bir mesele. Şimdiyse araştırmacılar, bulmacayı nihayet çözmeyi başarmış. Bilim insanları kürk rengi desenlerinin genetik olarak nasıl kontrol edildiğini açıklığa kavuşturmanın yanında, beyaz kutup kurtları ve pek çok modern köpekteki açık kürk renginin de uzun zaman önce yok olan bir türde ortaya çıkan genetik bir varyant sebebiyle oluştuğunu keşfetmişler. Çalışma Nature Ecology & Evolution bülteninde yayımlandı.
Kurtlar ve köpeklerde iki farklı tip pigment oluşabiliyor. Siyah pigmente ömelanin, sarı pigmente ise feomelanin deniyor. Bu iki pigmentin doğru zamanda ve vücudun doğru yerinde hassas şekilde düzenlenen üretimi, kürkte çok farklı renk desenleri meydana getiriyor. Bu çalışmadan önce köpeklerde dört farklı desen tanımlanmış. Birkaç genetik varyantın ise bu desenlere sebep olduğu düşünülmüş. Fakat söz konusu varyantlar üzerinde binlerce köpekte uygulanan ticari genetik testler, birbiriyle çelişen sonuçlar ortaya çıkarmış. Bu durum, kürk rengi kalıplarının mirasına yönelik mevcut bilginin eksik olduğunu ve tamamen doğru olmadığını göstermiş.
Aguti sinyal proteini şeklinde anlandırılan protein, kürk renginin oluşumu sırasında sarı feomelaninin üretimi bakımından vücudun ana şalteri gibi davranıyor. Eğer bu aguti sinyal proteini mevcutsa, pigment üreten hücreler sarı feomelanin sentezliyor. Eğer hiç aguti sinyal proteini yoksa, siyah ömelanin oluşuyor. Bern Üniversitesi Genetik Enstitüsü’nde çalışan Tosso Leeb, “Sorumlu genetik varyantların, protein üretim oranını düzenleyen ve aguti sinyal proteininin daha fazla veya daha düşük miktarda üretilmesine yol açan düzenleyici varyantlar olduğunu belirledik” diye açıklıyor.
Kaynak: Bern Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.