Amiloid plakları, beyin hücrelerinin arasında biriken ve hücrelerin işlevini engelleyip nihayetinde nöronların ölümüne yol açan protein tortuları. Alzheimer hastalığının ayırıcı özelliği şeklinde görülen bu yapılar, oluşumlarının azaltılıp önlenmesi için tasarlanan birden fazla araştırmanın odak noktası konumunda.
Fakat amiloid tortuları, genelde klinik olarak Alzheimer teşhisi konan hastaların göz retinasında da oluşabiliyor ve bu durum, her iki organda da benzer patolojiler bulunduğunu akla getiriyor. San Diego – California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan bilim insanlarının öncülüğündeki bir araştırma takımı, ufak ve kesitsel bir araştırmada ülke çapındaki A4 çalışmasına ve düşük amiloid seviyeleri sergileyen kişilerde nörodejenerasyonun değerlendirildiği başka bir çalışmaya (Amiloid Tehlikesinin ve Nörodejenerasyonun Boylamsal Analizi) katılan hastalarda, retina ve beyin amiloidlerine yönelik yürütülen testleri karşılaştırmışlar.
Araştırmacılar gözlerdeki retinal nokta mevcudiyetinin, ünlü “Ruhun aynası” sözünde olduğu gibi yüksek seviyelerde serebral amiloid gösteren beyin taramalarıyla bağlantı taşıdığını gözlemlemişler. Geçen hafta Alzheimer’s & Dementia bülteninde yayımlanan bulgular, müdahalesiz retinal görüntülemenin, erken aşamadaki Alzheimer tehlikesinin tespitinde biyo işaretçi şeklinde kullanılabileceğini akla getiriyor.
Scott La Fee/San Diego – California Üniversitesi. Ç: O.