Central Florida Üniversitesinde (UCF) çalışan bir araştırma takımı, suyu iten ve suya batırıldığı zaman bile kuru kalabilen yeni bir nano malzeme geliştirmiş.
Yeni keşif daha verimli su itici yüzeylerin, yakıt hücrelerinin ve zehirli maddeleri tespit edebilen elektronik algılayıcıların geliştirilmesine kapı aralayabilir. Çalışma, Advanced Materials bülteninin bu ayki sayısının kapak konusu.
Bu yeni süperhidrofobik tabaka ve kaplamaları nanomalzemeler kullanarak üreten araştırma takımına, UCF NanoBilim Teknoloji Merkezi’nde çalışan profesör Debashis Chanda öncülük etmiş. Chanda, doğadan ve belli bitki ile biyolojik türlerin evriminden ilham almış.
“Suyu itmek veya hidrofobik olmak, doğanın bitki ve hayvanları mantar, alg büyümesi ve kir birikmesine karşı koruyup bu canlıların kendi kendini temizlemesini sağlayan bir aracı niteliğinde” diyor Chanda. “Nilüfer yaprağını örnek alarak, moleküler fulleren kristallerine dayalı nano yapılı malzemeler sentezledik.”
Fullerenler (C60 ve C70), evrenin temel yapı taşı olan karbon moleküllerinin gruplanmasıyla yapılıyor. Karbon çeşitli şekillerde bulunabiliyor. 60 veya 70 gibi özel koşullarda, karbon molekülleri bir araya gelip fulleren adı verilen kafes benzeri kapalı bir yapı oluşturabiliyor. Bu kafesler birbirinin üstüne yüklenerek, fullerit adı verilen uzun kristaller meydana getirebiliyor.
Chanda, fulleritlerden yapılan bir damla jelin herhangi bir yüzeye yerleştirilmesiyle süper su itici bir durumun meydana getirildiğini belirtiyor. Jelin kafes benzeri eşsiz yapısı, uygulamanın yapıldığı maddeyi bozmuyor ve maddeler kendi özgün işlevsel özelliklerini koruyor. Bu durum, yeni süper yüzeyin suyu bölmede, bakterilerin dezenfeksiyonunda, hidrojen üretiminde veya elektrokatalizde kullanılabileceği anlamına geliyor. Tüm bunlar sıvı ortamlarda yapılabilir.
Yazar: Zenaida Gonzalez Kotala/Central Florida Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.