“Evde kal” kampanyaları ile sağlığımız için uzun süre eve kapandık ancak artık sağlıklı kalmak için de sokaklara çıkıp yürümenin zamanı geldi. İşte yılbaşına daha sağlıklı girmenin ipuçları.
Karbonhidrat temelli beslenme alışkanlığı modern dünyanın en büyük sorununa dönüşmüş durumda. Bir zamanlar insanoğlu medeniyetinin yerleşik hayata geçerek, vahşi hayvanlardan, saldırgan kabilelerden korunmak ve toplu şekilde güven içinde yaşamak için fırsat olarak değerlendirdiği tahıl tarımı, medeniyetin gelişmesine gerçekten büyük katkı yaptı. Tarım nedeniyle yerleşik toplumlar oluştu, işbirliği sayesinde insanoğlunun sosyal yönü gelişti, ticaret, teknoloji, bilim üretmek mümkün hale geldi.
Ancak karbonhidrat temelli beslenme alışkanlığı binlerce yıl sonra bugün artık kontrolden çıktığı gibi, bu alışkanlığın sağladığı yüksek kaloriyi yakacak zorlu yaşam koşulları da ortadan kalktığı için dünya ülkeleri ağır bir obezite ve obezitenin getirdiği ölümcül hastalıklar riskiyle boğuşmaya başladı.
Sorunun çözümü ise çok basit. Hareketli, sportif, aktif bir yaşam sürmek… Bu gerçek fark edildiğinden beri son 20-30 yılda gözden düşen, “çocuk oyuncağı” diye küçümsenebilen bisikletler ve kaykaylar yeniden yetişkin dünyasının gündemine girdi.
Artık bisikletler ve kaykaylar/scooter’lar modern dünyanın ve modern insanın “hayat arkadaşlarına” dönüştüler. Sağlıklı beslenmek kadar, hareketli bir yaşam sürmek, kaslarımızı tembelleştirmeden hareketten kaçınmadan yaşamak, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmek için kilit role sahip alışkanlıklar olarak kabul ediliyorlar.
Elbette bisiklet sürme imkanımız olmasa bile yürümek hala çok önemli. Hazır yılbaşı hediyeleri de seçtiğimiz bir dönemde, sevdiğimiz insanlar için, aile bireylerimiz için trençkot, erkek saat, ayakkabı hediyeler ararken, bunların spor yapmayı da teşvik eden, yürüyüşe uygun modeller olmasını da tavsiye ederiz.
Özellikle ABD’de, obezitenin ağır bir probleme dönüşmesinin ardından, hareketli yaşam düsturu son on senede giderek yaygınlaştı. Bugün büyük şehirlerde hem trafik sıkışıklığından kaçmak isteyen hem de hareket ederek sağlık kazanmak isteyen şehir sakinleri, hoverboard, elektrikli scooter ve bisiklet seçenekleri ile ulaşımı tercih ediyor ya da mesafeler uygunsa yürüyerek gitmeyi seçebiliyorlar.
Otomobille özdeşleşen hareketsiz yaşam kültüründen uzaklaşmak isteyen insanlar için artık “taksi” şirketleri de yeni bir hizmet modeli ortaya koydular.
On milyarlarca dolarlık piyasa değerine ve yıllık milyarlarca dolar kazanca sahip Uber ve Lyft gibi dev araç paylaşım şirketleri, hızla artan bu talebe cevap vermek için kendi scooter kiralama servislerini hayata geçiriyorlar.
Florida’da geçtiğimiz yıllarda yaşanan bir kasırga öncesinde yapılan çalışmalara göre, şehrin sokaklarında binlerce kiralık scooter bulunduğu anlaşılmıştı. Belediyenin kasırga hazırlığındaki ilk refleksi ise şirket yetkililerini arayıp tüm scooter’ların sokaklardan çekilmesini istemek olmuştu. Çünkü, kasırga anında bu araçların etrafa hızla savrularak ağır zarar vereceği tahmin ediliyordu.
Katlanan bisikletler kullanmadığımız anlarda onları saklamak için avantaj sağlarken, elektrikli bisikletler de şehir içindeki zor yokuşları tırmanırken sürücüye destek oluyor. Böylece “kan ter içinde” kalmadan ama kaslarımızı da hareket ettirerek, yürümeye oranla çok daha hızlı ve pratik şekilde ulaşım ihtiyacını karşılayabiliyoruz.
Vücudumuzdaki en büyük kas parçasının bacak kaslarımız olduğunu da hatırlayalım. Bu kasları her gün çalıştırmanın vücudumuza çok önemli katkısı oluyor. Çünkü bacak kasları hareket ettiğinde büyük boyutta kalori yakmak mümkün olurken, sosyal hayatta bazen kaçınılmaz olan yüksek kalorili beslenmenin yan etkileri de farkında olmadan hayatımızdan silinip gidiyor.