James Webb Teleskobu’ndan İlk Görüntüler Geldi

0
Fotoğraf: NASA

Bugüne kadar geliştirilmiş en güçlü uzay teleskobu olan James Webb Teleskobu, yıldızlardan gelen ışığı ilk defa yakalayarak önemli bir dönüm noktasına ulaştı. Fakat teleskobun gönderdiği görüntüler, bilim insanlarının bu yaz ortaya çıkarmayı umduğu türden çekimlere benzemiyor.

Bunun sebebiyse teleskopta yer alan altın kaplı 18 altıgen aynanın henüz çok iyi hizalanmamış olması ve esasında ayrı teleskoplar gibi davranmaları.

Gökbilimciler gözlemevini parlak bir yıldıza yönelttiğinde, ayna bölümlerinin her biri cismin farklı bir görüntüsünü yakalıyor. Ortaya çıkan görüntüler ise iyi odaklanmamış, biçimsiz görüntüler oluyor.

Örneğin NASA’nın yayımladığı bu mozaiklerden biri, 18 küçük nokta serpili karanlık bir gökyüzü gibi görünüyor.

Aynı yıldızın farklı açıdan çekilen görüntüsü olan bu noktaların üstünde, görüntüyü yakalayan ayna bölümünün ismi yer alıyor. Fotoğraf: NASA

Bu gibi görüntüler inanılmaz bir önem taşıyor çünkü uzay görevini yöneten bilim insanları, ayna bölümlerinin konumunu dikkatli şekilde ayarlamaya başlayıp bölümlerin 6,5 metre genişliğinde dev bir ayna gibi davranmasını sağlayacak.

NASA Goddard uzay Uçuş Merkezinde Webb’in optik teleskop element müdürü olan Lee Feinberg, “Bu inanılmaz teleskop artık sadece kanatlarını değil, gözlerini de açtı” diyor. İlk sonuçların beklentiler ve yürütülen canlandırmalarla uyumlu olduğunu ekleyen Feinberg, “Henüz erken olmasına rağmen gördüklerimiz çok ümit verici” diyor.

Şimdiye kadar, Hubble Uzay Teleskobu’nda sorun çıkaran ve astronotların gidip tamir ettiği gibi büyük bir kusurun izine rastlanmamış. Fakat Feinberg, halen yapmaları gereken bir sürü iş olduğunu söylüyor. Mart ayında bir miktar ince ayar yapılması bekleniyor ve o zamana kadar her şeyin yolunda gittiğinden emin olamayacaklarını söylüyor Feinberg.

Teleskobun ana görüntüleyicisi NIRCam adlı yakın kızılötesi kameraya ilk ışık, 2 Şubat’ın sabah saatlerinde gelmiş. Işığı izleyip kutlama yapmak isteyen bilim insanları da ABD Uzay Teleskobu Bilimi Enstitüsünde toplanmış.

NIRCam’dan sorumlu baş araştırmacı Marcia Rieke, “NIRCam’ın dedektörlerine teleskoptan nihayet biraz ışık geldiğini görmek, tarif edilemez bir duygu” diyor. Arizona Üniversitesinde gökbilim profesörü olan Rieke, hayatının 20 yılını bu projeye adamış. “Burası büyük bir şölen alanına dönmüştü. Çünkü ışık gelmişti ve inanılmaz mutlu olmuştuk.”

Alınan ilk görüntüler, dedektöre gelen ışığı engelleyen bir şey olmadığını görmeyi sağlayan hızlı bir mühendislik kontrolü niteliğinde. “Görüntüler güzeldi; en azından NIRCam üzerinde uzun süre çalışmış birine göre” diyor Rieke.

“Bu kadar yıldan sonra uzayda, hiç yer çekiminin olmadığı bir yerde veri görmek insanı duygulandırıyor” diyor Feinberg. “Odada bulunduğumuz sırada verilere bakarken insanlar çok heyecanlanmıştı. Yine de biraz temkinliyiz çünkü halledilmesi gereken işler var.”

Tüm bunlara rağmen Feinberg, ilk görüntüleri gördükten birkaç gün sonra eve gittiğinde karısının kendisini Aralık ayından bu yana ilk defa gülerken gördüğünü söylediğini aktarıyor. “Hepimizin enerjisi yerine gelmişti” diyor.

25 Aralık’ta fırlatılan James Webb Uzay Teleskobu, onlarca yıldır yapım aşamasındaydı. Hatta bir noktada bütçesini o kadar aşmış ve o kadar gecikmişti ki, Birleşik Devletler Kongresindeki meclis üyeleri projeyi sonlandırmaya çalışmıştı. Teleskop o kadar büyük ki, bir roketin içine sığması için katlanması ve sonra uzayda yeniden açılması gerekiyor. Üç katlı bina yüksekliğindeki gözlemevi, artık Güneş’in etrafındaki özel bir yörüngede ve Dünya’dan yaklaşık 1,6 milyon kilometrelik bir uzaklıkta park etmiş durumda.

Teleskop tamamen çalışır duruma geldiğinde, evren tarihinin neredeyse tamamı boyunca uzayda gezen o zayıf kızılötesi ışığı yakalayabilmesi ve Büyük Patlama’dan sonra ortaya çıkan ilk galaksilerin nasıl göründüğünü ortaya çıkarması gerekiyor. Teleskop, gökbilimcilerin başka yıldızların etrafında dönen gezegenlerin atmosfer bileşimlerini incelemesine ve olası bir yaşam mevcudiyetini gösterebilecek gaz bileşimlerini aramasına da olanak sağlayacak.

ABD Uzay Teleskobu Bilimi Enstitüsünde Webb yardımcı bilim insanı olarak görev yapan Marshall Perrin, aynalardan tek bir yıldıza yönelik elde edilen ayrı görüntülerin, kamerayla çekilen fotoğraflarda oldukça yakın göründüğünü söylüyor. Bu durum ise aynaların gayet uygun şekilde hizalandığının işareti.

“Tüm bunlar gözlemevinin Dünya’da nasıl itinalı ve hassas biçimde montajlandığını, gerçekleştirilen uzay yolculuğunun ve yapılan konuşlandırmaların da ne kadar pürüzsüz geçtiğini gösteriyor” diyor Perrin. “Ayrıca bu durum bizi, aynaları tek bir ayna gibi davranacak şekilde hizalamaya başlarken müthiş bir noktaya getiriyor.”

 

 

 

 

Yazar: Nell Greenfieldboyce/NPR. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz