Nispeten ufak olan fakat korkutucu görünen yeni stegozor, burundan kuyruğa kadar yaklaşık 2,8 metre uzunluğunda. Fakat bilim insanları, kalıntıların bir yetişkine mi yoksa gence mi ait olduğunu bilemiyor.
Dört gün önce Vertebrate Paleontology bülteninde yayımlanan yeni araştırmaya göre en tanındık dinozor tiplerinden birine ait olan bu yeni tür, Asya’da ve belki de dünya çapında bulunan en eski stegozor.
Sırt, omuz, uyluk, ayak ve kaburgalara ait kemiklerin yanısıra birkaç zırh levhasının da bulunduğu stegozor kalıntılarının, Orta Jura döneminin Bajocian aşamasından kaldığı belirlenmiş; yani bilinen çoğu stegozordan çok daha eski bir döneme ait.
Çin’deki Chongqing Jeolojik ve Mineral Kaynak Keşif ve Geliştirme Bürosu ile Londra Ulusal Doğa Tarihi Müzesinde çalışan bir araştırma takımı, türe Bashanosaurus primitivus ismini vermiş. “Bashan” ismi, dinozorun bulunduğu Çin’in Chongqing bölgesinin antik adı. Primitivus ise Latince “ilk” anlamına geliyor.
Gezegende 168 milyon yıl önce dolaşan bu yeni dinozor, haklarında fazla şey bilinmeyen stegozorların nasıl evrimleştiğini ortaya çıkarmada önemli bir rol oynuyor.
Yeni fosil, şimdiye kadar keşfedilen diğer tüm Orta Jura stegozorlarından daha ufak ve daha az gelişmiş kürek kemiğine, zırh levhalarında ise daha dar ve daha kalın tabanlara ve diğer özelliklere sahip. Fakat en az 20 milyon yıl daha eski olan ilk zırhlı dinozorların bazılarıyla da benzerlikleri var.
Çalışmaya öncülük eden ve Chongqing Jeolojik ve Mineral Kaynak Keşif ve Geliştirme Bürosunda çalışan Dr Dai Hui, “Tüm bu özellikler, stegozorların dinozorların aile ağacındaki yeri bakımından ipucu sunuyor” diyor. “Bashanosaurus, diğer Orta Jura stegozorlarından ayırt edilebiliyor ve açık şekilde yeni bir türü temsil ediyor.
“Dahası ise aile ağacı üzerinde yürüttüğümüz analiz, bunun Chongqing Kertenkelesi (Chungkingosaurus) ve Huayangosaurus ile birlikte en erken ayrılan stegozorlardan biri olduğunu gösteriyor” diye ekliyor Hui. “Hepsinin Çin’deki Orta ila Geç Jura Shaximiao Oluşumu’ndan çıkarılması, stegozorların Asya’da ortaya çıktığını akla getiriyor.”
Kaynak: Taylor & Francis Grup. Çeviren: Ozan Zaloğlu.