Hawaii’de yaşayan Popular Science okuru Robert Hayes, “Küçük ve ölümcül olmayan bir atom bombası atarsak, bir hortumu oluştuğu sırada dağıtabilir ve fırtınanın getireceği hasarı önleyebilir miyiz?” diye soruyor.
Bu fikir bazılarına saçma gelse de kontrol etmek istedik (“ölümcül olmayan atom bombası” kısmını bile). Ne çıksa beğenirsiniz, bazı araştırmacılar hava durumunu (özellikle de hortum ve kasırga gibi feci hava sistemlerini) kontrol etmeyi sağlayacak yöntemler üzerinde çalışıyor ve fikirlerini önümüzdeki yıllarda test etmeyi umuyor. Fırtınaların hepsi, ısı akımları ve rüzgar hareketleri gibi birbiriyle ilişkili olan çok sayıda karmaşık etmene bağlı. Fırtınayı önlemedeki temel strateji, bu etmenlerin en küçüğünü, değişime en müsait olanını alıp değiştirmek; yani bir fabrikadaki dişlilerin en küçüğüne bir somun anahtarı yerleştirip, sistemin bir parçasını bozmanın bütün montaj hattının kapanmasına sebep olmasını beklemek gibi.
Fakat bir fırtına sisteminin, özellikle de kasırga gibi devasa olan ve bütün dünyanın ürettiği toplam enerji kadar enerji açığa çıkarabilen bir sistemin ufak bir parçasını bozmak fazlasıyla zor olabilir. İşte, bilim insanlarının üzerinde çalıştığı üç fikir:
1. Yapılan araştırmalar, bir hortumun oluşması için soğuk, yağmurlu bir aşağı yönlü hava akımı ile yukarı yönlü sıcak bir hava akımının gerektiğini gösteriyor. Hortumun oluşmasını önlemek içinse aşağı yönlü soğuk hava akımını ısıtmak gerekiyor. ‘Peki bu nasıl yapılabilir?’ diye sorarsanız, cevabı basit: Bir uydu filosuyla mikrodalga ışınları göndererek. Bu uydular Güneş’in enerjisini toplayıp mikrodalgalara dönüştürerek Dünya’ya bir ışın gönderir. Işınlar, aşağı yönlü soğuk hava akımlarına odaklanır ve bunları dünden kalmış bir yemek gibi ısıtır. Avrupa Uzay Ajansı, böyle bir uydunun yapılmasını hedefleyen ve başlangıç aşamasında bulunan çalışmalara sermaye sağlamış. Fakat ajans bu uyduları hava durumunu düzenlemek için değil, yüksek irtifalı Güneş enerjisi istasyonları olarak kullanmayı düşünüyor.
2. Kasırgalar, enerjilerinin büyük bir bölümünü buharlaşan deniz suyundan alır ve bu sebeple karaya ulaştıklarında hızla kaybolurlar. Söz konusu buharlaşmayı önlemek içinse suyun üstüne ince bir yağ tabakası püskürtülebilir. Böylelikle Karayipler’de oluşan bir kasırga, Miami şehrini mahvetmeden önce durdurulabilir veya en azından zayıflatılabilir.
3. Kasırganın güzergâhını, önündeki atmosferi ısıtarak saptırabiliriz. Bunu yaparken de, muhtemelen az önce bahsettiğimiz mikrodalga uyduları veya Dünya’nın yörüngesinde dönüp Güneş’in enerjisini yansıtan dev bir aynayı kullanabiliriz.
Tüm bunlar, beklendiği üzere halen son derece varsayım aşamasında olan fikirler. Fırtınaları günümüzde mümkün olandan çok daha ince detaylarla gözlemleyebilmemiz ve enerji kaynaklarına müdahale ederek, bu müdahalede eşgüdüm sağlayabilmemiz gerekecek. Fakat hava durumunu bölgesel şekilde kontrol etmek hayal değil: Nature bülteninde yayımlanan bir çalışma, jet motorlu uçakların yüksek irtifada bıraktığı yoğunlaşma izlerinin gündüz ve gece arasındaki sıcaklık dalgalanmalarını azaltabileceğini göstermiş; üstelik herhangi bir şey patlatmadan.
Yazarlar: Popular Science ekibi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.