İstatistiklere göre sadece Birleşik Devletler’de evlerin yaklaşık yüzde 75’inde klima kullanılıyor. Bu klimalar, ülke çapında üretilen tüm elektriğin yaklaşık yüzde 6’sını çekiyor. Gezegen küresel ısınma yüzünden gitgide ısınırken, klima satışlarının da önemli oranda artması bekleniyor. Fakat klimaya bel bağlanan bir gelecek sürdürülebilir olamaz.
Gittikçe daha fazla klima kullanılması, iklim değişimiyle “pozitif bir geri besleme döngüsü” yaşanmasına katkıda bulunabilir. Klimalar büyük miktarda enerji tüketiyor ve bu enerji de çoğunlukla fosil yakıtlardan elde ediliyor. Dahası ise klima üniteleri, hidroflorokarbon (HFC) olarak bilinen ve ozon tabakasını yok eden sera gazları barındırıyor. Hava ısındıkça, klima kullanan kişi sayısı artıyor ve bu durum, gezegenin ısınmasına katkı yapan sera gazı yayılımlarını yükseltiyor. Klima kullanmayı azaltmanın zamanı geldi.
Vantilatörler, vücudun ısıl rahatsızlık eşiğini yükseltiyor
Klima kullanımının başlıca sebebi, ısıdan duyulan rahatsızlık. Ortam sıcaklıkları (işgal ettiğiniz hava) belli bir eşiği aşınca, sıcaklıktan rahatsız oluyorsunuz. Sidney Üniversitesi Isı ve Sağlık Ar-Ge Merkezi başkanı ve ısı profesörü Ollie Jay, bu durumun insanları klima açmaya yönelttiğini ve sıcaklıklar eşiğin altına düşene kadar klimanın açık tutulmasına sebep olduğunu belirtiyor.
Geçtiğimiz ay The Lancet Planetary Health bülteninde yayımlanan bir çalışmaya göre iç mekandaki havanın vantilatörler yardımıyla hareket ettirilmesi, insanların rahatsızlık duyduğu sıcaklık eşiğini üç ila dört derece Celsius kadar yükseltebilir. Diğer bir ifadeyle insanlar, bu sayede kendilerini gün boyunca daha uzun süre rahat hisseder ve klimayı yalnızca yükselen ısı eşiği aşıldığı zaman çalıştırırlar. Çalışmanın yazarlarından olan Jay, böylelikle genel klima kullanımının en aza indirileceğini belirtiyor.
Bulgular, vantilatörlerin saniyede 1,2 metrelik hızlarda kullanılması ve klimaların da yalnızca yükselen ısı eşiği aşıldığında çalıştırılması durumunda enerji kullanımının yüzde 76 kadar azalabileceğini gösteriyor. Çalışma, hava sıcaklığını düşürmek zorunda kalmadan bir insanı serinletmenin mümkün olduğunu gösteriyor; yani hava sıcaklığı daha yüksek olsa bile rahatsızlık duymamak mümkün.
Arizona Eyalet Üniversitesi Sürdürülebilirlik Ana Bilim Dalında yardımcı profesör olan Jennifer Vanos, vantilatörlerin en iyi nemli iklimlerde çalıştığını çünkü cilt üzerindeki hava akışını artırdıklarını, bu sayede vücudun soğuduğunu ve iç vücut sıcaklığının düşük tutulduğunu belirtiyor. Fakat ciltte buharlaşacak ter yoksa, vantilatörlerin havayı dolaştırma gücü çok sıcak ve kuru iklimlerde o kadar etki göstermeyebilir. Buharlaşmalı soğuma mümkün olmaz ve oda fırın gibi gelebilir.
Yerel iklimin dışında, bireyin yaşı gibi diğer unsurların da hesaba katılması gerekir. Örneğin vantilatörlerin kullanılmasıyla gerçekleşen buharlaşmalı soğuma, 65 yaş üstü kişiler için o kadar etkili olmayabilir çünkü yaşlı kişilerin terlemesi daha zor olacağından, ciltten buharlaşacak ter miktarı da daha düşük olur. Bu durum, birden çok sürdürülebilir soğutma çözümünün kullanılması gerektiği anlamına geliyor.
Diğer sürdürülebilir soğutma çözümlerini keşfedin
Vanos, pencere örtüsü kullanıp ısı kazanımını düşürerek, ısıyı dışarı yansıtmak için duvarları daha açık bir renkle boyayarak veya ortamı terleme-buharlaşma yoluyla serinletmek üzere ev içerisine bitkiler yerleştirerek bir odayı klima olmaksızın soğutabileceğinizi söylüyor. Ancak insanları serinletmenin tek yolunun etraflarındaki havayı soğutmak olduğunu düşünmek hatalı olur.
“Bu noktada en önemli şeylerden biri de, havayı veya evi ya da odayı soğutmayı düşünmemektir” diyor Jay. “Bizim savunduğumuz şey, daha sıcak bir ortamda bulunmasına rağmen kişiyi serin tutmayı sağlayan sürdürülebilir soğutma stratejilerinin kullanılması.” İçinde bulunulan ortam yerine bireyin hedef alınması, kişilerin işgal ettiği havanın soğutulması kadar fazla enerji kullanmadığı için daha erişilebilir ve daha karbonsuz bir yöntem.
Kendinizi serinletmede bilimsel olarak kanıtlanmış stratejilerden bazıları, The Lancet bülteninde yayımlanan ve Jay’in de katkı sağladığı 2021 tarihli bir makalede özetleniyor. Bunlar arasında soğuk su içmek, buzlu havlu uygulamak veya ıslak kıyafetler giymek de bulunuyor. Ayağınızı soğuk suya daldırmak ve kendinizi bir sprey şişesi veya süngerle ıslatmak da ısıdan duyduğunuz rahatsızlığı azaltabilir. Tüm bu stratejiler, kaynakların az olduğu ortamlarda bile etkili şekilde benimsenebilir.
Jay hava sıcaklığını azaltmak yerine bu sürdürülebilir serinleme stratejilerini kullanmanın, bireyin iç vücut sıcaklığını düşürdüğünü ve ısıdan kaynaklanabilen kalp damar sistemindeki yük ile su kaybını en aza indirdiğini söylüyor. Daha sıcak yazların kapıda olduğu düşünüldüğünde, enerji sistemlerimize yük bindirmeden nasıl serinleyeceğimizi bilmek faydalı olacaktır.
Yazar: Carla Delgado/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.