Minnesota Üniversitesinde çalışan bilim insanı Peter Makovicki ve Arjantinde çalışan meslektaşları Juan Canale ile Sebastian Apesteguia’nın öncülük ettiği bir araştırma takımı, Meraxes gigas adını verdikleri ve et yiyen dev bir dinozor keşfetmiş. Yeni dinozorlar, Carcharodontosaurus ve Tiranozor rex gibi dinozorların evrim ve biyolojisine dair ipuçları sunuyor; özellikle de, bu hayvanların neden böylesine büyük kafatasları ve küçük kolları olduğuna dair…
Çalışma, dün hakem denetimli bilim bülteni Current Biology‘de yayımlandı.
Meraxes’i ilk defa 2012’de keşfeden araştırmacılar, son birkaç yılı bu numuneyi çıkararak, hazırlayarak ve analiz ederek geçirmişler. Dinozor, dev bir etçil teropod grubu olan ve Giganotozor’u da içerisinde barındıran Carcharodontosaurus ailesinin parçası. Bilinen en büyük etçil dinozorlardan olan Giganotozor, yeni gösterime giren “Jurassic World: Hâkimiyet” filminin sürüngen yıldızlarından da biri.
Meraxes en büyük carcharodontosaurid’ler arasında olmasa da, burundan kuyruk ucuna kadar yaklaşık 11 metreye varan uzunluğu ve yaklaşık 4 tona ulaşan ağırlığıyla yine de azametli bir hayvan. Araştırmacılar Meraxes ile diğer birkaç uzun boyunlu saropod örneğini yaklaşık 90-95 milyon yıllık kayalardan çıkarmışlar.
Taşılbilimcilerin güney yarımkürede şimdiye kadar bulduğu en eksiksiz carcharodontosaurid iskeletlerinden biri olan bu Meraxes fosili, hayvanın neredeyse bütün kafatasını, kalçalarını ve hem sağ hem de sol kol ve bacaklarını barındırıyor.
Minnesota Üniversitesi N. H. Winchell Dünya ve Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalında çalışan eş baş yazar ve profesör Peter Makovicki, “İşin güzel yanı, vücut planının T. rex gibi tiranozorlara şaşırtıcı derecede benzediğini gördük” diyor. “Fakat T. rex‘le pek yakın akraba değiller. Et yiyen dinozorların aile ağacında çok farklı dallardan geliyorlar. Dolayısıyla yeni keşif, ‘Bu et yiyen dinozorlar nasıl bu kadar büyük hale geldi ve kolları neden bu kadar küçük?’ sorusunu araştırmamızı sağladı.”
Arjantin’deki Maimonides Üniversitesinde çalışan ve makalenin eş yazarı olan Sebastian Apesteguia şöyle aktarıyor: “Şimdiye kadarki en ensiksiz numune olan bu yeni carcharodontosaurid’in keşfi, söz konusu canlıların sistematikleri, paleobiyolojisi ve gerçek boyutu hakkında daha önce hiç olmadığı kadar şey öğrenme fırsatı sunuyor.”
Meraxes’in sağladığı istatistiksel verilerle birlikte araştırmacılar, terapodların üç aile ağacının tamamındaki büyük ve mega yırtıcı dinozorların benzer şekillerde büyüdüğünü keşfetmişler. Bu hayvanlar evrimleştikçe, kafatasları da büyümüş ve kolları giderek kısalmış.
T. rex ve diğer büyük etçil dinozorlardaki bu küçük ön uzuvların olası kullanım alanları, pek çok spekülasyon ve tartışmaya konu olmuş.
Bir kurama göre bu büyük etçillerin küçük kollu olmasının sebebi, ısırılma ve uzuv kaybı tehlikesini azaltmak.
T. Rex’in Kısa Kolları, Isırılma Tehlikesini Azaltmış Olabilir
“Biz ise burada farklı bir görüş öne sürüyoruz” diyor Makovicki. “Kolların ne için kullanıldığından fazla endişe duymamalıyız çünkü kollar aslında kafatasların dev hale gelmesi sonucunda küçülmüş. Kafatası büyük avları tutmak için en uygun hale geldiğinden, kollar ne için kullanıldıysa kullanılsın ikinci bir işlev üstlenmişler.”
Araştırmacılar ayrıca Patagonya’daki türlerin de içerisinde bulunduğu carcharodontosaurid’lerin çok hızlı evrimleştiğini fakat çok kısa süre sonra fosil kayıtlarından aniden kaybolduklarını bulmuş.
Makalenin baş yazarı ve Rio Negro Üniversitesinde araştırmacı olan Juan Canale, “Genelde hayvanlar yok olmanın kıyısına geldiklerinde, bunun sebebi evrimsel hızlarının epey yavaş olmasıdır; yani çevrelerine çok hızlı uyum sağlamıyorlardır” diye açıklıyor. “Burada ise biz, Meraxes ve akrabalarının oldukça hızlı evrimleştiklerini ancak birkaç milyon içerisinde ortadan kaybolduklarını gösteren kanıtlar sunuyoruz. Sebebini ise bilmiyoruz. Bulgular, bazı sorulara cevap bulduğunuz fakat gelecek için daha fazla soru doğuran bulgulardan biri.”
Kaynak: Minnesota Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.