Bilim insanları, ağaçkakanların beyinlerine zarar vermeden gagalarını nasıl tekrar tekrar ağaç kabuklarına vurduklarını uzun süredir merak etmişti. Bunun sonucunda, kuşların kafataslarının şok emen kasklar gibi davranması gerektiği düşünülmüştü. Bulgularını üç gün önce Current Biology bülteninde sunan araştırmacılar ise bu görüşü reddediyor ve kuşların kafataslarının daha çok çekiç gibi davrandığını söylüyor. Aslında bilim insanlarının yaptığı hesaplamalar, şok emiliminin ağaçkakanların gagalama kabiliyetlerine engel olacağını gösteriyor.
Antwerp Üniversitesinde çalışan Sam Van Wassenbergh, “Üç ağaçkakan türünün yüksek hızda çekilmiş videolarını analiz ederek, kuşların aslında ağaç ile gerçekleşen çarpışmanın şokunu sönümlemediğini keşfettik” diyor.
Van Wassenbergh ve meslektaşları ilk olarak, üç ağaçkakan türünde gagalama sırasında meydana gelen çarpışmanın ne kadar ters ivme yarattığını belirlemiş. Bu veriyi kullanarak biyomekanik modeller oluşturan bilim insanları, kafatasında meydana gelebilecek herhangi bir şok sönümlemesinin kuşların aleyhine olacağına karar vermişler.
Peki kafatasları şok sönümleyici görevi görmüyorsa, bu şiddetli gagalama kuşların beyinlerini tehlikeye atmıyor mu? Görünüşe göre atmıyor. Ters ivmeli şok, her gagalamayla birlikte maymun ve insanlardaki bilinen beyin sarsıntısı eşiğini aşsa bile ağaçkakanların küçük beyinleri bundan etkilenmiyor. Van Wassenbergh, ağaçkakanların bir metali tam güçte gagalayacak olmaları halinde hata yapabileceklerini söylüyor. Fakat ağaç kabuklarında yaptıkları gagalama, kafatasları koruyucu kask vazifesi görmese bile genelde beyin sarsıntısına sebep olacak eşiğin çok altında kalıyor.
“Şok emiliminin olmayışı, beyinlerinin bu görünürdeki şiddetli darbeler sırasında tehlike altında olduğu anlamına gelmiyor” diyor Van Wassenbergh. “Analiz edilen 100’ü aşkın gagalamadaki en kuvvetli şoklar bile ağaçkakanların beyinleri için güvenli çünkü yaptığımız hesaplamalar, ağaçkakanların beyin yüklerinin beyin sarsıntısı geçiren insanlarınkinden daha düşük olduğunu gösteriyor.”
Van Wassenbergh’e göre bulgular, uzun zamandır süregelen ve basında, kitaplarda, hayvanat bahçelerinde ve daha pek çok yerde ün kazanan şok emilimi kuramının aksini gösteriyor. “Ağaçkakanları hayvanat bahçelerinde filme alırken, anne babaların çocuklarına ağaçkakanların başlarının ağrımadığını çünkü kafalarında şok emici bulunduğunu söylediğine şahit olmuştum” diyor. “Ağaçkakanlardaki bu şok emilimi efsanesi, bulgularımızla birlikte artık iflas etti.”
Wassenbergh evrimsel bir bakış açısından bakıldığında, bulguların neden çok daha büyük kafaları ve boyun kasları olan ağaçkakanlar bulunmadığını açıklayabileceğini söylüyor. Daha büyük bir ağaçkakan daha güçlü gagalama yapabilse de, oluşan beyin sarsıntıları muhtemelen büyük sorunlara sebep olurdu.
Ağaçkakanların kafatası iskeletinin daha önce şok emen malzeme ve kaskların geliştirilmesinde ilham kaynağı olarak kullanıldığını söyleyen Wassenbergh, bulguların bir takım faydalı sonuçlar doğurabileceğini de belirtiyor. Yeni bulgular, ağaçkakan anatomisinin şok emilimini en aza indirgediği göz önüne alındığında bunun o kadar da iyi bir fikir olmadığını gösteriyor.
Van Wassenbergh, araştırma takımının yakın zaman önce yürüttüğü başka bir çalışmada gösterdiği üzere ağaçkakanların gagalarının sık sık ağaçlara sıkıştığını ancak kuşların gagalarının üst ve alt kısımlarını ardışık şekilde hareket ettirerek kendilerini hızla kurtardıklarını söylüyor. Takım şimdi gaga şeklinin, gagalama işlemi için nasıl uyum sağladığını inceliyor.
Araştırma Antwerp Üniversitesi, Fransa Ulusal Araştırma Ajansı ve Avrupa Birliği Ufuk 2020 programından gelen fonlarla desteklenmiş.
Kaynak: Cell Press. Çeviren: Ozan Zaloğlu.