Müzik Tercihlerimiz Yaş ile Beraber Değişiyor

0
Fotoğraf: FPVmat A/Unsplash

Dijital bir müzik şirketi, müzik tercihlerimizin biz yaşlandıkça nasıl değiştiğini anlamaya çalışıyor

İnternetten müzik dinleme hizmeti sunan bir şirketin yeni araştırması, keşfetme isteğimizin ve keşfettiğimiz müzik parçalarının yaşla beraber değişebildiğini gösteriyor.

İnsanların müzik ile tuhaf, muhteşem ve tarihi bir ilişkisi var. Hatta bazı durumlarda müziği, kendi yaşamlarımızın anlatısını şekillendirmek için kullanıyoruz. Teknoloji ise günümüzde insanların yeni müziklerle karşılaşma ve bunları dinleme şeklini etkiliyor. Kullanıcıları için kişisel müzik kütüphaneleri oluşturmayı hedefleyen dijital bir müzik şirketi ise müziği nasıl dinlediğimizi ve bu alışkanlıkların zamanla evrimleşip evrimleşmediğini daha iyi anlamak istiyor.

Bu dijital müzik şirketinde çalışan araştırmacılar, bazı cevaplara ulaşmak için epey çaba sarf etmişler. Şirketten gelen yeni bir araştırma ise farklı yaş gruplarının yeni içerikleri nasıl keşfettiğiyle ilgili bir takım kalıplar olduğunu gösteriyor. Şirketteki araştırmacılar, Salı günü yayımlanan blog gönderisinde verilerin neleri ortaya çıkardığını daha ayrıntılı bir şekilde anlatıyorlar. Yeni çalışma, Yapay Zeka Geliştirme Birliğinin On Altıncı Uluslararası Web ve Sosyal Medya Konferansı’nda sunuldu.

Kullanıcı davranışlarının zamanla değişme eğilimi sergilediğini gören şirket, genç kullanıcıların genel olarak daha az içerik keşfetse bile yaşı büyük kullanıcılara göre daha çeşitli içerikler keşfettiklerini görmüş. Toplanan verilere göre genç kullanıcılar, geniş bir müzik yelpazesini dinleme eğilimi gösteren “genel tekrarcı tüketiciler”.

Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor: “Genç insanlar daha seyrek müzik keşfetseler de, keşfettikleri parçalar genelde daha sonra yeniden dinleyecekleri en sevdikleri parçalar haline geliyor.”

Bu arada yaşı büyük kullanıcılar, sürekli olarak önceden bildiklerine benzeyen “daha dar bir içerik grubunu” dinleyen “özel kaşifler” şeklinde tanımlanıyor. 45 yaş üstü dinleyiciler, şirketin incelediği gruplar içerisinde en az çeşitlilik barındıran insan grubunu oluşturuyor. Bu durum, “tercihlerin yaşam süresince kemikleşme eğilimi sergilediğini” akla getiriyor.

“Özel kaşifler, müzikal manzaranın ufak bir bölgesindeki farklı içerikler arasında gidip gelebiliyorlar” diyor araştırmacılar. “Diğer taraftan genel bir kaşif, nadiren yenilik aramasına karşın çeşitlilik taşıyan aynı içerik grubunu dinleyebiliyor.”

Genel dinleyiciyi Kore pop’tan yeraltı grunge’a ve bossa nova’ya kadar her şeyi dinleyebilen biri şeklinde düşünebilirsiniz. Özel dinleyici ise yalnızca farklı dönemlere ait film müziklerini dinleyen biri olabilir.

Bulgular, New York Times gazetesinin aynı şirketin verileri üzerinde daha önce yaptığı bir analizle de uyuşuyor. Söz konusu analizde, müzik zevklerimizin ergenlik yıllarımızda oluşma eğilimi gösterdiği ve bu durumun, sonraki müzik tercihlerimiz için emsal teşkil ettiği öne sürülüyor. Diğer bağımsız bilim insanları da hemen hemen aynı şeyi söylüyor. Bu bilim insanlarından birine göre 2011 tarihli o analiz, sevdiğiniz müzik tipini öğrenme bakımından en önemli dönemin 14 ve 24 yaşları arasında olduğunu söylüyor.

Şimdi de şirketin yürüttüğü bu yeni çalışmanın detaylarına inelim: Araştırmacılar, bir kullanıcının platformda ilk defa dinlediği bir parçayı “keşif” şeklinde tanımlamışlar. Kullanıcı parçayı daha önce duyduysa fakat bir süre sonra yeniden dinlediyse, eser “kısmi yeni” şeklinde tanımlanmış. Kullanıcılar günlük veya haftalık oturumlarına parça ekleyip çıkardıklarında, aslında parça değiştirmiş oluyorlar. Şirket, ABD merkezli 100.000 Premium kullanıcısının 2016 ve 2019 yılları arasındaki 8 milyar özgün dinleme faaliyetinde ne sıklıkta müzikal içerik keşfedip değiştirdiğini yakından incelemiş. Araştırmacılar, sonrasında bu davranışsal bulguları yaş gruplarına göre sıralamışlar.

Yeni keşfedilen içerik koleksiyonu, genel olarak tüm kullanıcılarda zamanla birikmiş ve kullanıcılar dönemsel olarak dinledikleri müzikleri sık sık değiştirmişler. Fakat araştırma takımı “akış başına keşif” gibi ölçüleri zamana göre grafiğe döktüğünde, genç kullanıcıların yaşlı kullanıcılara kıyasla aynı takvim döneminde ortalama olarak daha seyrek keşif yaptığını ve daha seyrek içerik değiştirdiğini görmüş. Bu eğilimin organik dinlemede (kullanıcıların doğrudan aradığı şarkı veya oynatma listeleri), programlı dinlemede (platformun radyosu veya diğer kişiselleştirilmiş öneriler), eski içerikte (2014’ten önce yayınlanan içerikler) ve yeni içerikte (genç kullanıcılar daha yeni içeriği tercih etse de) tutarlılık sergilediği gözlenmiş.

Üstelik genç kullanıcılar daha gelişigüzel biçimde keşif yapmış. Bu kullanıcılardaki keşif aşamaları, içeriklerin yeniden ziyaret edildiği aşamalar arasında eşit biçimde bölünmüş görünüyor. Fakat yaşı büyük kullanıcılardaki keşif aşamaları, kümelenmiş zaman aralıklarında yoğunlaşma eğilimi sergiliyor. Yaşı büyük kullanıcılarda, keşif ve yeniden ziyaret arasında daha uzun zaman geçiyor. Bu kişiler, keşif aralıklarında büyük miktarda içerik keşfediyorlar.

Yeni çalışma müziği neden böyle dinlediğimizin, tür tercihlerimizin kişiliğimiz hakkında ne söylediğinin ve hayatımızın farklı aşamalarındaki ruh halleri ile karşılaştığımız zor durumların bizi çeken parçaları nasıl değiştirebildiğinin ardındaki kuramlara bir yenisini ekliyor. Yaş her ne kadar dinleme alışkanlıklarımızı etkileyebilse de, diğer unsurlar da bu konuda pay sahibi olabilir. Aslında araştırmacılar, insanların daha çok mevsimsel müzik arama eğilimi gösterdiği yeni yıl civarında tüm grupların daha fazla keşif yaptığını keşfetmişler. Ayrıca tüm kullanıcılar, yeni müzikleri programlı dinleme (oynatma listesi radyoları gibi) yoluyla daha sürekli şekilde keşfediyor. Kullanıcıların platformda nasıl gezindiği ve dinleme davranışlarının zamanla nasıl değiştiği, şirket için aktif bir inceleme alanı olmaya devam ediyor.

Peki bu şirket neden dinleyicilerinin ufak alışkanlıklarıyla ilgileniyor? En belirgin cevap, şirketin kullanıcıların nasıl keşfettiğini ve farklı müziklerle nasıl etkileşim kurduğunu anlayarak, insanların neyi, ne zaman duymak istediklerini daha iyi ölçebilecek olması. Platform sonrasında bu bilgiyi kullanarak insanları ilgi duyabilecekleri çeşitli içeriklere yönlendirebilir. Bu etmenlerin önceden tahmin edilmesi, şirketin içerikleri uygun zamanda sunmasına ve öneri stratejilerini kullanıcılar büyüdükçe değiştirmesine olanak sağlayabilir. Tüm bunlar, zaman geçtikçe kullanıcıları çekmeye ve platformda tutmaya yardımcı olur.

 

Yazar: Charlotte Hu/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz