Önceden bildiğiniz bir yüzü yeniden gördüğünüzde hatırlamanız ne kadar sürüyor? İnsanların geneli yüzleri hatırlamak için biraz zamana ihtiyaç duyarken, süper tanıyıcılar şeklinde bilinen insanlar yüzleri görür görmez tanıyabiliyorlar.
Genel kanıya göre olağanüstü yüz tanıma kabiliyetleri bulunan bu kişiler, yüzleri zihinlerinde bir bütün olarak işliyor. Ancak Yeni Güney Galler Üniversitesi ve Wollongong Üniversitesinde çalışan psikologlar, yeni araştırmalarında bu görüşe meydan okuyor.
Bilim insanları, yüzleri öğrenip hatırlamada çok iyi olan bu kişilerin yüzleri parçalara bölebildiğini ve parçaları beyinlerinde birleşik görüntüler halinde depoladıklarını öne sürüyor.
Baş araştırmacı Dr. James Dunn, “Uzun süredir bir yüzü hatırlamak için o yüzün genel bir izlenimini edinmeniz gerektiği düşünülüyordu” diyor. “Temelde yüzün merkezine bakıp yüzü bir bütün olarak gördüğünüz düşünülüyordu”
“Fakat araştırmamız, süper tanıyıcıların tek seferde yalnızca daha ufak bölgeleri görebilseler dahi yüzleri diğer kişilerden daha iyi tanıyabildiklerini gösteriyor. Bu durum, tek bakışta edinilen bütüncül bir izlenimden ziyade ufak parçalardan genel bir izlenim oluşturabildiklerini akla getiriyor.”
Ocak ayında Psychological Science bülteninde yayımlanan makalede araştırmacılar, bir yüzün tek seferde sadece ufak bölümlerini göstermenin süper tanıyıcıların üstün yüz hatırlama kabiliyetlerinde herhangi bir farklılık meydana getirip getirmediğini görmek üzere hem süper tanıyıcıların hem de ortalama yüz tanıma kabiliyetlerine sahip insanların test edildiği bir deneyi nasıl hazırladıklarını aktarıyorlar.
Bir yüzün tek seferde sadece ufak parçalarını gördükleri zaman daha iyi performans göstermekle kalmayan süper tanıyıcıların, testteki diğer katılımcılara göre de gözlere daha kısa süre baktıkları görülmüş.
Fakat Dr. Dunn’a göre sonuçlar, süper tanıyıcıların geri kalanımızdan farklı bir şey yaptığı anlamına gelmiyor.
“Görünüşe göre süper tanıyıcılar, yüzleri diğer insanlardan niteliksel olarak farklı bir şekilde işlemiyor” diyor Dr. Dunn. “Normal insanlarla benzer şeyler yapıyorlar fakat birtakım önemli şeyleri daha fazla yapıyorlar ve bu durum daha yüksek isabete yol açıyor.”
Deney
Araştırmacılar çalışma kapsamında 37 süper tanıyıcıyı ve 68 sıradan tanıyıcıyı alıp bu kişileri bilgisayar ekranının başına oturtmuşlar. Katılımcılar burada, göz takip teknolojisiyle birlikte en yüksek açıklıkta yüzün %60’ına kadar olan kısmını ve en düşük açıklıkta sadece %12 kadarlık kısmını gösteren bir ‘spot ışığından’ yüzlere bakmışlar.
Her kişiye, bir yüzün ana hatlarını taraması için beş saniye verilmiş ve yüzün sadece bakılan bölümleri detaylı şekilde ortaya çıkarılırken, geri kalanı tanınmayacak şekilde bulanıklaştırılmış. Denekler gözlerini yüzde gezdirdikçe, yüzün yeni detayları ortaya çıkmış ve önceki alan yeniden belirsiz hale getirilmiş. Toplamda 12 yüze bakmışlar.
Sonraki aşamada ise 24 yüz sunulmuş ve bu yüzlerden 12 tanesi testin ilk kısmında görülenler olurken, geri kalanı da yeni yüzler olmuş. Ardından, katılımcılardan yüz öğrenme aşamasında gördükleri yüzleri belirlemeleri istenmiş.
İyi bakanlar
Ortaya çıkan sonuçlar, açıklık ister büyük ister küçük olsun; süper tanıyıcıların sıradan tanıyıcılardan daha isabetli tespit yaptığını gösteriyor. Süper tanıyıcıların baktığı özelliklerde sıradan tanıyıcılara kıyasla belli bir kalıp bulunmuyor gibi görünse de, denekler gözlere bakarken geçen sürede farklılık olduğu saptanmış.
“Aslında gözlere daha kısa süre baktıklarını bulduk. Gözlere bakmanın tanımanın çok önemli bir parçası olduğunu ve gözlerin bir insanın kimliğini ele veren görsel bilgiler taşıdığını söyleyen birçok araştırma olmasına rağmen, böyle bir durum tespit ettik.
“Dolayısıyla biraz gizem barındırıyordu. Bir kuramımıza göre gözlerden başka yere bakmak, kimlik bilgisini diğer özelliklerden çıkarma fırsatı sunuyor.
Araştırmacılar yürüttükleri yeni deneyin, bazı insanların yüzleri hafızaya atmada diğerlerinden neden daha iyi olduğunu farklı şekilde düşünmemizi sağladığını söylüyor.
“Bizce benzersiz şekilde yaptıkları şeylerden biri de, bir kişiyi daha sonra hatırlamak veya tanımak amacıyla fayda sağlayan bilgiyi bulmak için yüzleri daha çok keşfetmeleri. Bu yüzden süper tanıyıcılar bir yüzü öğrendiklerinde, bu daha çok yüzün tamamının tek bir görüntüsünü çekmeye değil de bir yapbozdaki parçaları birleştirmeye benziyor.”
Başka süper güçler?
Peki süper tanıyıcılar örüntüleri eşleştirme, telefon numaralarını hatırlama veya fotoğrafik anılar taşıma gibi diğer işlerde de iyiler mi?
Bu soru yeni çalışmanın konusu olmasa da, Dr. Dunn geçenlerde Psychomonic Bulletin & Review bülteninde yayımlanan bir çalışmada insanların yüzlerine ait görüntüleri iyi karşılaştıran (ör. birinin yüzünü, sürücü ehliyetindeki fotoğrafıyla karşılaştıran) kişilerin, diğer görsel örüntü tiplerini de iyi karşılaştırabilecekleri bulunmuş.
“Süper tanıyıcılardan ve halktan topladığımız verilere bakılırsa, yüzlerin fotoğraflarını isabetli şekilde eşleştiren kişilerin, adli bilimcilerce analiz edilen parmak izi ve ateşli silah örnekleri gibi diğer görsel örüntü tiplerini de daha isabetli eşleştirmeye eğilim gösterdikleri görülüyor.
“Bu durum, farklı nesnelerce paylaşılan karmaşık görsel örüntüleri karşılaştırma konusunda genel bir kabiliyet olduğunu düşünmemize yol açıyor; yani birinin yüzleri iyi eşleştirmesini sağlayan aynı beceriler, diğer örüntüleri karşılaştırmasına da yardımcı oluyor olabilir” diyor Dunn.
Dr. Dunn ve meslektaşları, süper tanımayı laboratuvardan çıkarıp gerçek dünyaya taşımak istiyor. Süper tanıyıcılara özel göz takip gözlükleri giydirmeyi ve böylelikle bu kişiler etrafta gezinip insanlarla etkileşim kurdukça, gözlerinin hareketlerini kayıt altına almayı planlıyorlar.
“Süper tanıyıcıların yüzleri nasıl öğrenip hatırladıklarıyla ilgili laboratuvarda gözlemlediğimiz bazı şeylerin, bu kişilerin gündelik yaşamlarında da aynı olup olmadığını görmeyi istiyoruz.”
Yazar: Lachlan Gilbert/Yeni Güney Galler Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.