Çocukların ev ödevine gerçekten ihtiyacı var mı? Artan miktarda veriye rağmen, ev ödevlerinin çocuklar için yarar mı yoksa zarar mı getirdiğini anlamak zor.
Çocukken ev ödevine bakışınız genelde oldukça basittir: Ev ödevi en kötü şeydir. Fakat iş eğitimcilere, ebeveynlere ve okul yönetimine geldiğinde, konu biraz daha karmaşıklaşıyor.
Eğitimde ev ödevlerine yönelik müşterek ilgi, 20’nci yüzyıl boyunca bir artıp bir azaldı. Okullar 30’lu ve 40’lı yıllarda ev ödevini terk etmeye başladıysa da, ödevler 50’lerin sonlarında başlayan uzay yarışıyla beraber büyük bir geri dönüş yaptı. Öğrencilerin ev ödevleriyle beraber matematik ve fen bilgisi derslerinde daha başarılı olacağı düşünülüyordu. Vietnam Savaşı döneminde modası tekrar geçti ancak 80’lerde güçlü biçimde geri döndü.
Ülkeler çoğunlukla tam zamanlı ve yüz yüze eğitime dönüş yaparken, ev ödevi ve onun ne kadar etkili olduğuna yönelik yürütülen araştırmalar en iyi tabirle muğlak durumda.
Çocuklar ne kadar ödev yapıyor?
Bu tartışmanın en başında temel bir mesele var: Çocukların aslında ne kadar ödev yaptığını kesin olarak bilmiyoruz. 2019 yılında Pew araştırma şirketinin yürüttüğü bir ankette, ergen gençlerin evde geçmişe kıyasla daha fazla ders çalıştığı ortaya çıkmış. Günümüzde ortalama bir saat olan bu süre, on sene önce 44 dakika iken 1990’ların ortalarında ise yalnızca 30 dakikaymış.
Fakat diğer verilerde, artan ev ödevlerinin en fazla notları düşük öğrencileri etkilediği ileri sürülüyor. Fakat bu gibi iddiaların genelde on yıldan eski verilere dayandığını belirtmekte fayda var.
Çocukların ne kadar ödev yapması gerekiyor?
Pek çok okulda genel kabul gören bir kural uygulanıyor ve bu kural, öğrencilere her sınıf seviyesi için 10 dakika ödev verilmesi gerektiğini söylüyor. Bu yüzden birinci sınıflar evde sadece 10 dakika ödev yaparken, liselilerin her akşam iki saate kadar kitap karıştırması gerekiyor.
Kural bir zamanlar ABD Ulusal Eğilim Birliğinde (NEA) çalışan eğitimcilerin yanında ABD Ulusal Veli Öğretmen Birliğinde (PTA) de resmi bir rehber halini almış. ABD çapındaki pek çok okulda da resmi ödev politikası görevi görüyor. Fakat NEA’nın politikayı özetlediği internet sayfası artık hata veriyor. PTA da artık ev ödevlerinde, okulları ve eğitimcileri ‘nicelikten ziyade niteliğe’ odaklanmaya teşvik eden daha genel bir çözümü benimsiyor.
PTA’nın bu çözümü, ev ödevindeki baskın görüşü etkili biçimde özetliyor. “PTA ve onu oluşturan iştirakçiler öğretmenlerin, okulların ve okul bölgelerinin ev ödevi kullanımına ve bunun çocukların yaşamı ve aile etkileşimlerine dönük etkisine ilişkin kanıta dayalı ilkeleri takip etmesini savunuyor.”
Bu iyi bilinen standartlara rağmen Brown Üniversitesi, Brandeis Üniversitesi, Rhode Island College üniversitesi, Dean College üniversitesi, ABD Ulusal Çocuk Tıp Merkezi ve New England Pediyatrik Psikoloji Merkezince yürütülen bir çalışmada küçük çocuklara hâlâ tavsiye edilen miktarın iki ya da üç katı ödev verildiği bulunmuş. Birinci ve ikinci sınıflar, her akşam yaklaşık 30 dakika ödev yapıyor.
Ev ödevleri çocukları daha akıllı yapıyor mu?
Duke Üniversitesinde çalışan bilim insanı Harris Cooper, 2000’lerin ortalarında ev ödevlerinin etkisine yönelik şimdiye dek yürütülen en kapsamlı araştırmalardan birine öncülük etmiş. Bilim insanları bu araştırmada, ev ödevi ve başarı arasındaki algılanan ilişkiyi keşfetmeye koyulmuşlar. Sonuçlar, ev ödevi ve başarı arasında genel bir bağlantı olduğunu göstermiş. Cooper şöyle aktarıyor: “Ödev-başarı bağlantısı ve elde edilen sonuç ölçüsü (standart testlere karşılık notlar) ya da ders konusu (matematiğe karşılık dil) arasında ilişki olduğuna yönelik hiçbir kuvvetli bulguya ulaşılamadı.”
Makalede bu ilişkinin 7’nci sınıftan sonra güçlendiği öne sürülse de, bu muhtemelen bir sebep sonuç ilişkisi değil. NEA ile yaptığı bir röportajda Cooper şöyle açıklıyor: “Büyük öğrencilerle alakalı bu ilişkilerin sebebi muhtemelen salt ödevlerin yardımcı olması değil, aynı zamanda başarı seviyesi daha yüksek olan çocukların daha fazla ödev yapması.”
2012’de yürütülen ve 18.000’i aşkın 10’ncu sınıf öğrencisinin incelendiği bir çalışmada, artan ödev yüklerinin sınıfta konuları işleyecek yeterince zaman bulunmamasından ve öğrenilecek çok fazla şeyin olmasından kaynaklanabileceğine karar verilmiş. Çalışmanın baş yazarı, üniversiteden yapılan bir açıklamada şöyle aktarıyor: “Konu fazlalığı genelde daha fazla ödev verilmesiyle sonuçlanır. Fakat öğrencilerin anlaşılması kolay olmayan veya öğretmen tarafından açıklanması gereken bir şey üzerinde daha fazla zaman harcaması, bu öğrencilerin öğrenmesine yardımcı olmaz ve aslında onların kafasını karıştırabilir.”
Ancak araştırma, bu durumda bile bağdaştırmanın zor olduğu çelişkili sonuçlar sunmuş. Çalışmada ev ödevinde harcanan zaman ile standart testlerde alınan puanlar arasında olumlu bir bağlantı bulunsa da, ödev yapan öğrenciler genel olarak ödev yapmayan öğrencilerden daha iyi notlar almamış.
Ev ödevi çocuklar için zararlı olur mu?
Zıt gibi görünse de bazı araştırmalar ev ödevlerinin aslında başarıyı ve bazı durumlarda da öğrencilerin genel sağlığını baltalayabileceğini gösteriyor.
2013 yılında, üst orta sınıf mahallelerdeki yüksek performanslı 10 okulda okuyan 4.317 öğrenci incelenmiş. Sonuçlar, “daha uzun süre ödev yapan öğrencilerin okulda daha yüksek katılım davranışı sergilediklerini fakat ayrıca daha fazla akademik stres, fiziksel sağlık sorunları ve yaşamda denge eksikliği yaşadıklarını” gösteriyor. Üstelik bunlar refah düzeyi yüksek yerlerde olan şeyler.
Denkleme ekonomik eşitsizliği de eklediğinizde, ev ödevinin sonuçları daha da kötü görünüyor. Araştırmalar, artan ödevlerin düşük gelirli ve ekonomik yönden avantajlı öğrenciler arasındaki başarı boşluğunun genişlemesine yardımcı olabileceğini gösteriyor. İkinci grubun hem akşam çalışabilecekleri güvenli ve uygun bir yerlerinin olması hem de ödevlerini yapmaya teşvik edecek zaman ve akademik deneyimi bulunan velilerinin olması daha muhtemel.
Fakat bu durum, finansal olarak imtiyazlı çocukların saatlerce çalıştıkları zaman mutlaka başarılı olacakları anlamına gelmiyor. Ev ödevinin desteklendiği çalışmalarda, ödevlerin ebeveynlerin eğitim sürecine katkıda bulunması için fırsat sağlamanın yanısıra bir çocuğun ilerlemesini ve öğrenmesini takip etmeyi de sağladığı ileri sürülüyor. Fakat konunun muhalifleri, velilerin müdahale etmesinin aslında başarıya zarar verebileceğini öne sürüyor. 2014 yılında yürütülen bir araştırma anketinde, konuyu unutmuş (veya hiç gerçekten anlamamış) ebeveynlerin yardım etmesinin aslında bir öğrencinin öğrenme kabiliyetine zarar verebileceği gösterilmiş.
Dijital ev ödevleri
Yüksek hızlı ve güvenilir internet erişimi, evde eğitim söz konusu olduğunda talihsiz bir eşitsizlik fırsat da teşkil ediyor. COVID dönemindeki girişim programlarında yeterince hizmet alamayan bölgelere geniş bantlı internet sağlansa da, milyonlarca hanehalkı halen hızlı ve güvenilir internet bağlantısına erişemiyor.
Ev ödevleri kağıt yerine çevrim içi ortamlara geçiş yaptıkça, evde güvenilir internet erişimi bulunmayan öğrenciler ödevlerini tamamlamak için okulda veya ev dışındaki yerlerde başka düzenlemeler yapmak zorunda kalıyor.
Ev ödevini nasıl işe yarar hale getiririz?
Bazı uzmanlar, ev ödevlerinde hiç not verilmemesini öneriyor. 2009 yılında yayımlanan bir makalede, ev ödevinin ilerlemeyi takip etmede etkili bir araç olabileceği ancak not vermenin, ödevin temel amacını baltalayabileceği; çünkü bu sayede öğrencilerin konuyu daha iyi öğrenmek yerine puanlarına odaklanmaya teşvik edildiği öne sürülüyor. Çalışmada, öğrenmeye yönelik vurgunun korunması için rakamlı notlar vermek yerine incelikli şekilde geri bildirim yapılması tavsiye ediliyor. Bu sayede, evdeki koşulları daha çetin geçen öğrencilere dönük doğabilecek sonuçlar en aza indirilmiş oluyor.
Ev ödevinin çocuklar için daha faydalı hale getirilmesi, doğru ödev tiplerinin seçilmesi anlamına da gelebilir. Psikolojide aralıklandırma etkisi şeklinde bilinen klişeleşmiş bir kavram var. Bu kavram, uzun dönemler halinde çalışmak yerine konunun birkaç kez ve kısa dönemler halinde yeniden ziyaret edildiğinde daha iyi öğrenildiğini söylüyor. Dolayısıyla kısa ödevler, ağır çalışma yüklerinden daha faydalı olabilir.
Ev ödevlerine muhalif olan pek çok insan, evde yapılan çalışmanın çocuğun doğuştan gelen merakı için cazip olması gerektiğini ekliyor. Ev ödevi vermeyi bırakan ve sonrasında öğrencilerinin kendi kendine daha fazla öğrendiğini fark eden eğitimcilerin sayısı oldukça fazla. Çocuklar fiziksel okul binalarına geri dönerken, ev ödevi tartışması da hiç kuşkusuz devam edecek. Umarız araştırmalar da bu tartışmaya eşlik eder.
Yazar: Stan Horaczek/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.